Tema düzenleyici

Ankara-İstanbul Arasına 1 Milyar Euroluk Yeni Otoyol Projesi

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan wowuye
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
52689.jpg
 
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, CNN Türk’te Ahmet Hakan’ın konuğu olduğu canlı yayında, Türkiye’nin ulaştırma projeleri hakkında açıklamalarda bulunarak Orta Anadolu Otoyolu’nun artık zorunlu bir ihtiyaç hâline geldiğini vurguladı.

Bakan Uraloğlu, Bolu Dağı geçişindeki trafik yoğunluğuna dikkat çekerek, “Bolu Dağı kesimindeki günlük araç geçişi 50 binlere ulaştı” ifadelerini kullandı.

Mevcut Anadolu Otoyolu’nun özellikle Bolu Dağı, Kargasekmez gibi bölümlerde standartlarının düştüğünü dile getiren Uraloğlu, “Otoyol 3 gidiş 3 geliş olmakla birlikte bazı kesimlerde alt standartlarda. İstanbul yönünde ve Ankara’ya yaklaşırken kalite yükseliyor fakat söz konusu bölgelerde durum daha farklı” dedi.

Kuzey Marmara Otoyolu’nun Akyazı’da son bulmasının ardından trafiğin şehir içi akışına büründüğünü belirten Bakan, “120 kilometre hız aslında mümkün ama yetmiyor. Akyazı’da otoyoldan çıkınca bir anda şehir içi trafiğine girmiş gibi oluyorsunuz, sonra yavaş yavaş adapte oluyorsunuz” diyerek mevcut akışın sıkıntılarını anlattı.
Önümüzdeki 10 yıl içinde Bolu Dağı geçişindeki trafiğin 80 bine çıkacağını öngördüklerini belirten Uraloğlu, bunun hizmet seviyesini A’dan D’ye hatta E’ye düşüreceğini ifade etti. “Bu, akım şartlarının yavaşlayacağı ve otoyolda hızların 80 km/s seviyelerine ineceği anlamına gelir. Dolayısıyla Akyazı–Ankara arasında yeni bir otoyola ihtiyaç kaçınılmaz hâle gelecek” dedi.

Orta Anadolu Otoyolu projesinin detaylarını paylaşan Bakan Uraloğlu, yeni güzergâhın 225 kilometrelik ana gövde ile birlikte toplamda 276 kilometre uzunluğa sahip olacağını belirterek, “Akyazı’dan başlayıp Nallıhan ve Beypazarı üzerinden Ankara’ya ulaşacak yeni bir otoyol inşa edeceğiz” açıklamasında bulundu.
( Özgür Bolu )
 
Sadece Akyazi-Bolu Tuneli Sonu arasina alternatif 2x2 bi yol yapılsa yeterlidir bence.

Geri kalan parayla da Sakarya veya Trabzon'a vs rayli sistem yapılsın. Marmara'ya çok yatırım yapılınca dogudan cok goc alıyor...

Orta anadoluya dogru nufus genisletmesi olmalı...
 
Sadece Akyazi-Bolu Tuneli Sonu arasina alternatif 2x2 bi yol yapılsa yeterlidir bence.

Geri kalan parayla da Sakarya veya Trabzon'a vs rayli sistem yapılsın. Marmara'ya çok yatırım yapılınca dogudan cok goc alıyor...

Orta anadoluya dogru nufus genisletmesi olmalı...
Kesinlikle haklısınız. Batıya-İstanbul-Kocaeli tarafında bu kadar yatırım yapmak yerine o bölgelerde olan sanayi tesislerini Orta ve Doğu Anadolu şehirlerine kaydırmak daha akılcı bir tercih olur. Yapılacaksa da Delice otobanına ilave yaparak Delice- Samsun, Delice -Erzincan-Erzurum- Kars- Ağrı otobanı yaparsın. Hem ulaşım aksına bir katkı olur. Hem de bu şehirlerin sanayileşmesine ve istanbuldan tersine göç etkisi yaratarak istanbulun nefes almasına, ulaşımın ve diğer hizmetlerin rahatlamasına katkısı olur. İstanbulun en kalabalık şehir nüfusları belli, Tokat, Sivas, Erzincan, Samsun, Trabzon, Erzurum, Kars, Malatya , Elazığ vb. Anadoludan gelen bir çok insan iş-eğitim-sağlık nedenleriyle İstanbula geliyor. Bu bahsettiğim otoban olsa, sanayi bu şehirlere aktarılsa, kimse İstanbula gelmez, 400-500 bin Tokatlı var istanbulda, bu nüfusun 100-150 bini Tokata geri gelir, yeterki iş-sağlık imkanı istanbula benzesin. Yada Sivaslılar aynı şekilde.
 
Yol yapmak yerine YHT’yi ve yük trenlerini iyileştirseniz yola gerek kalmayacak. ABD harici gelişmiş ülkeler gittikçe daha fazla raylı sisteme yatırım yaparken bizde hala araba medeniyet olarak görülüyor
Hocam aslında araba gerekli, hatta her evde 1 tane en az olması gerekiyor. Lakin bizim yaşadığımız sıkıntı şu, arabayı şehir merkezlerinde kullanmak zorunda kalıyoruz. Şehirleri de en az 4-5 katlı binalarla sıkışık, bitişik nizam binalarla dolduruyoruz. Bu istisnasız tüm Türkiyede böyle. 42 yaşımdayım ve Türkiye de Doğu-Batı, Kuzey- Güney aksında gezmediğim, görmediğim şehir kalmadı. Sadece Güney Doğu Anadolu şehirlerine gitmedim. Kalan 70 şehire gitmişimdir. Her şehirde gelişmişlik algısı " Yüksek Bina İnşaa Etmek" olarak yerleşmiş ve gelişmişlik algısını bunun çevresinde inşaa ediyorlar. En basitinden örnek vereyim, Kayseri ve Konya gibi düzlük şehirlerde bile merkez ilçelerin tamamı ortalama 10 kat ve üzeri kooperatifler- İnşaat şirketleri tarafından yapılan sitelerden oluşuyor. Tamam hani dıştan bakında ne güzel binalar diyorsunuz, ama sabah ve akşam iş-okul trafiğine baktığınızda İstanbul trafiğinden pek bir farkları yok. Sadece istanbul nüfusu gereği 10 KM lik yeri 1 saat 15 dk da gidiyorsanız Kayseride bu 30-35 Dk oluyor. Aslında aynı trafik yaşanıyor. Abi Kayseride arazi mi yok, yapın 2 katllı müstakil yaşam alanlarını. Yay şehri Nevşehire-Kırşehire-Sivasa doğru. İş merkezlerini bu yaydığın şehirlere yakın yerler olarak dağıt. Kayseri OSB yi 6-7 parça yap gerekirse. Yahu sanayini dibinde Belsin diye yerleşim yeri var, sitelerden oluşuyor. Ortalama 10 kat binalardan oluşuyor. Tüm sanayi çalışanları buralarda oturuyor. Sanayi büyüdükçe bu yerleşim yeride büyüdü. Yani bizde ülkece genel olarak şehirleşme denilinde 5-10 katlı bina yapmak ve geliştik işte demek üzerine kurgulanmış. Binaları yaptın, otopark mevzusuna girmiyorum bile :)
 
Hocam aslında araba gerekli, hatta her evde 1 tane en az olması gerekiyor. Lakin bizim yaşadığımız sıkıntı şu, arabayı şehir merkezlerinde kullanmak zorunda kalıyoruz. Şehirleri de en az 4-5 katlı binalarla sıkışık, bitişik nizam binalarla dolduruyoruz. Bu istisnasız tüm Türkiyede böyle. 42 yaşımdayım ve Türkiye de Doğu-Batı, Kuzey- Güney aksında gezmediğim, görmediğim şehir kalmadı. Sadece Güney Doğu Anadolu şehirlerine gitmedim. Kalan 70 şehire gitmişimdir. Her şehirde gelişmişlik algısı " Yüksek Bina İnşaa Etmek" olarak yerleşmiş ve gelişmişlik algısını bunun çevresinde inşaa ediyorlar. En basitinden örnek vereyim, Kayseri ve Konya gibi düzlük şehirlerde bile merkez ilçelerin tamamı ortalama 10 kat ve üzeri kooperatifler- İnşaat şirketleri tarafından yapılan sitelerden oluşuyor. Tamam hani dıştan bakında ne güzel binalar diyorsunuz, ama sabah ve akşam iş-okul trafiğine baktığınızda İstanbul trafiğinden pek bir farkları yok. Sadece istanbul nüfusu gereği 10 KM lik yeri 1 saat 15 dk da gidiyorsanız Kayseride bu 30-35 Dk oluyor. Aslında aynı trafik yaşanıyor. Abi Kayseride arazi mi yok, yapın 2 katllı müstakil yaşam alanlarını. Yay şehri Nevşehire-Kırşehire-Sivasa doğru. İş merkezlerini bu yaydığın şehirlere yakın yerler olarak dağıt. Kayseri OSB yi 6-7 parça yap gerekirse. Yahu sanayini dibinde Belsin diye yerleşim yeri var, sitelerden oluşuyor. Ortalama 10 kat binalardan oluşuyor. Tüm sanayi çalışanları buralarda oturuyor. Sanayi büyüdükçe bu yerleşim yeride büyüdü. Yani bizde ülkece genel olarak şehirleşme denilinde 5-10 katlı bina yapmak ve geliştik işte demek üzerine kurgulanmış. Binaları yaptın, otopark mevzusuna girmiyorum bile :)
Toplu taşıma olanakları gelişirse yol yapmak zorunda hissetmeyiz. Zira yol yapmakla trafik bitmez.

Japonya Türkiyenin 1.5 katı nüfusa sahip ve şehirleri koca koca binalarla dolu fakat bu kalabalık nüfusla dünyada raylı sistemleri en yoğun kullanan 4. ülke. metro ve trenler takım elbiseli adamlar ile dolu. Japonların araç sahiplik oranı Türklerden yüksek olmasına rağmen herkes toplu taşıma kullanıyor. Ayrıca araç sahibi iseniz otopark göstermek durumundasınız. Çarşıya bir yere araba ile gidince "kaldırımın kenarına park edeyim "gibi kavram yok. Türkiyede bir şehirden diğerine gitmek şahsi araç ile otobüsten daha hesaplı bile olabiliyor.

Türkiye için çözüm belli. Tren yoları Türkiyenin bir çok şehir ve beldesine hatta köylerine kadar ulaşmalı. Tüm şehirlerde otoparklar inşa edilip sağa sola araç parketme kültürünü cezalar ile yıkmak gerekiyor. Otopark olmadan vatandaşın arabasını da çekemezsin.
 
Japonya Türkiyenin 1.5 katı nüfusa sahip ve şehirleri koca koca binalarla dolu fakat bu kalabalık nüfusla dünyada raylı sistemleri en yoğun kullanan 4. ülke. metro ve trenler takım elbiseli adamlar ile dolu. Japonların araç sahiplik oranı Türklerden yüksek olmasına rağmen herkes toplu taşıma kullanıyor.
Hocam metrolar balık istifi gibi dopdolu, metrobus ve metrobus durakları kıyamet gununu andırıyor. hindistan gibi bi toplu taşıma kalitesi varken kimseye "kardeşim arabana binme gel üst üste yolculuk yapalım kan ter içinde" diyemezsin...

Trafikte olsa herkes kendi arabasında klimasını, müzigini acıp rahatça yol gitmek istiyor.
Ayrıca araç sahibi iseniz otopark göstermek durumundasınız.
Bu otopark gosterme olayı super bi kuralmış. umarım kentsel donusumde tüm binaların altına otopark yapılır.

Ha bence radikal bir şey yapılıp 1 ve 2. kopru arasındaki bolgedeki caddeler arabalara kapatılıp tramwaylar yapılmalı ve arabalar o bolgede tamamen yasaklanmalı ki kimse araçla oraya gelemesin trafikte olmasın...
 
Toplu taşıma olanakları gelişirse yol yapmak zorunda hissetmeyiz. Zira yol yapmakla trafik bitmez.

Japonya Türkiyenin 1.5 katı nüfusa sahip ve şehirleri koca koca binalarla dolu fakat bu kalabalık nüfusla dünyada raylı sistemleri en yoğun kullanan 4. ülke. metro ve trenler takım elbiseli adamlar ile dolu. Japonların araç sahiplik oranı Türklerden yüksek olmasına rağmen herkes toplu taşıma kullanıyor. Ayrıca araç sahibi iseniz otopark göstermek durumundasınız. Çarşıya bir yere araba ile gidince "kaldırımın kenarına park edeyim "gibi kavram yok. Türkiyede bir şehirden diğerine gitmek şahsi araç ile otobüsten daha hesaplı bile olabiliyor.

Türkiye için çözüm belli. Tren yoları Türkiyenin bir çok şehir ve beldesine hatta köylerine kadar ulaşmalı. Tüm şehirlerde otoparklar inşa edilip sağa sola araç parketme kültürünü cezalar ile yıkmak gerekiyor. Otopark olmadan vatandaşın arabasını da çekemezsin.
Japonların bu olayını çok takdir ediyorum. Yıllar önce Japonic diye bir youtube kanalında görmüştüm. Adam araba alacak, ilk önce belediyeye gidip otopark tapusu-belgesi gibi bir belge götürüyor, buraya arabamı park edeceğim diyor. Sonra arabayı satın alabiliyor. Tabi haliyle sokakda park halinde yolu kapatan arabalar olmuyor. Türkiyede ise bu durumun oturması için imar kanunlarında değişiklik olması gerekiyor. Rant olayını bitirmeleri lazım. Eyüpsultan, İslambey mh. bir ev aldık, bina 6 katlı, 10 daire var, binanın önünde 3-4 araçlık yer var, binada 8 araç var :) Bina önünü işten erken çıkan-trafiğe takılmayan kapıyor. Sona kalan üst-alt sokaklara park etmek zorunda kalıyor. Yahu 6 katlı bina yapmışsın, 10 daire yerine 8-6 daire yap, 1-2 katlı otopark yap, girişi-çıkışı düzgünce olsun, evi 2,5 milyon yerine 3,5 milyona sat. Alan otoparkı ile birlikte alsın, sokaklara da park etmek yasak olsun. Sokaklar çocukların olsun, bisiklet sürecek, oyun oynayacak alanları yok.

Tabi birde yatay mimari olayımız var. Keşke tüm binalar (merkezi yerler-mecidiyeköy-bakırköy-kadıköy vb. ) 3 katlı olsa, giriş katları otopark olsa ve ayrık nizam yapılsa süper bir şehir haline döner istanbul. Bu şekilde yapılırsa nüfus otomatik olarak 7-8 milyona düşer zaten.
 
Bu yolun ASO OSB'nin kuzey batısından geçeceğini söyledi Ulaştırma Bakanı. Bu benim mantığıma çok sığmadı arkadaşlar, ben mi coğrafya konusunda zayıfım acaba. ASO OSB'nin kuzeybatısı Sincan Yenikent'in köyleri Kayı,bucuk ve devamı Ayaş Gökler Köyü olmuyor mu? Ki Gökler köyü arazisi dağlık bir arazi. Konu hakkında bilgi sahibi olan arkadaşlar varsa bilgilendirebilir mi? Teşekkürler...
 
Geri
Üst