Tema düzenleyici

Dodurga ve Alacaatlı Mahalleleri

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan SaySev
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Dodurga imar planı o tarihten beri de mahkemelik.

Yoksa o tarihte belediye başkanı olan Gökçek, onu def edip kapının önüne koyduklarında yerine getirdikleri eski Sincan belediye başkanı neden 2 yıl boyunca hiç altyapı yapmamış, kimseye de ruhsat vermemişler ???

Mansur Yavaş 2019'da seçilene kadar neden hiç bir şey yapmamışlar ?

Mansur'dan duyulan korku birilerine kabus gördürüyor galiba 🤣 🤣
Imar süreci bir kaç ay önce kesinleşti.

Ruhsat başvuruları başladı diye duyuyoruz.

Köy tarafı ile Alacaatlı bitişiğindeki parsellerden yapılaşma başlayacaktır.
İmar süreci 7-8 ay önce kesinleşti
 
Dodurga imar planı o tarihten beri de mahkemelik.

Yoksa o tarihte belediye başkanı olan Gökçek, onu def edip kapının önüne koyduklarında yerine getirdikleri eski Sincan belediye başkanı neden 2 yıl boyunca hiç altyapı yapmamış, kimseye de ruhsat vermemişler ???

Mansur Yavaş 2019'da seçilene kadar neden hiç bir şey yapmamışlar ?

Mansur'dan duyulan korku birilerine kabus gördürüyor galiba 🤣 🤣
Dodurgada yatırımın varsa sende Mansur’dan korkmalısın
 
Konuyu kişiliğe indirgemeyelim; mesele “kötü niyet” değil, ölçü. “Teyit edemedim” deyip ardından “kötü niyet/görevi kötüye kullanma/dava” diye şartlı da olsa itham kurmak, okuyanda kurum ve kişiler hakkında kanaat üretir. Bugün de “soruşturma izni” henüz hüküm değilken bunu doğrudan “uydurma/operasyon” diye niyetle açıklıyorsun. Aynı veriye (tamamlanmamış sürece) iki farklı standart uygulayınca eleştiri de savunma da inandırıcılığını kaybeder.

Benim pozisyonum da siyasi değil: Süreçle ilgili CİMER’e başvurdum; çünkü belediye mahkeme sürecinde kaybedip imar uygulamasını yapmak zorunda kaldıysa, yatırım yapıp Dodurga’da yapılaşmayı bekleyen insanlar açısından asıl mesele hukuki kesinlik ve zamanında icra. Bu yüzden inceleme/denetimi otomatik olarak “kötü” görmüyorum; tam tersine sürecin ağırdan alınması riskini azaltıp belirsizliği kısaltabilir.

İlke basit: Delil yoksa itham yok; süreç bitmeden hüküm yok.
Birincisi duyumu paylaşmış, teyit ettiremediğimi belirtmiş, hatta umarım doğru değildir demişim.

Ne mutlu ki o iddialar boş çıkmış.

Bu tarafta ise bahsedilen 2020 ve 2021'de emsal artışı ile ilgili karar yok. Karar 2021'de daha sonra çıkıp istinafa gitti.

Üstelik belediye mahkemenin saçma sapan kararını kendisi düzeltti.

Mahkeme kararı revizyonla düzeltilmeden aynen uygulansaydı, asıl şimdi yeniden mahkemelik olmuştuk.

O zaman da belirtmiştim. Mahkemenin kademeli emsali bir parselde iptal ederken, diğer parselde dokunmadan bırakması gibi bir garabet zor görülür.
 
Rkk iyi niyetli dediğin adam planı veto ettim diye abb sayfasına yazı yazdırıyor sende gelmiş hala onu savunuyorsun
 
Dodurgada yatırımın varsa sende Mansur’dan korkmalısın
Evet, hem konut parselinde hem de ticari parsellerde kendimce büyük yatırımlarım var.

Zerre kadar da Mansur'dan korkmuyorum, aksine kendisine çok güveniyorum.

Hatta sözüm söz olsun, gelecek seçimde onun seçim kampanyasına 10.000 Euro katkıda bulunup, bir sürü şehirde onun posterlerini astıracağım.

Adam dürüst, orası burası oynamayan, bir gün dediğini ertesi gün yalamayan, karakterli birisi. Sadece Ankara'nın değil tüm Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu, hasret kaldığı bir kişilik.
 
Rkk iyi niyetli dediğin adam planı veto ettim diye abb sayfasına yazı yazdırıyor sende gelmiş hala onu savunuyorsun
Bahsedilen konu Aralık 2020, Ocak 2021'de ortada mahkeme kararı yokken yapılan belediye meclisi oylamaları. Hangi mahkeme kararına aykırı oy kullanılmış. Daha mahkeme devam ediyordu, üstelik belediye de zaten mahkemeye o emsallere karşı beyanda bulunmuştu. Mahkeme de o sebeple yoğunluk konusunda bilirkişi atadı ya.

Çıkan mahkeme kararına da belediye saygılı oldu, hatta mahkemenin garabet kararını tamir etti.

Anayasa mahkemesini bile tanımayanların komedisini izliyoruz resmen.

Mansur Yavaş'ın 2025 yılında Dodurga'yı veto ettiğine dair bir şey var mı? Ruhsat vermeyeceğim, altyapı yapmayacağım diye sözü var mı?

Varsa çıkarın, ilk taşı ben atayım, hatta çarmıha gereyim.

Malum damacana gibi kapı önüne konmuş Gökçek'in ipini çektiği komediye prim vermeyin.
 
Senin savunduğun adam daha Ankara’yı yönetemiyor Türkiye’yi mi yönetebilecek
Mansur sana dürüst gelebilir ama hizmet olarak Ankara en az 20 sene geriye gitti.Ankara eskiden rahat bir şehirdi şimdi ise dünyada en fazla trafiği olan 5. Yer.
Mansur dediğin kişi dodurgada en az 200 dönüm yer sattı.Sanayi yerlerinde mükemmel yerleri sattı en güzel yerleri satıp satıp duruyor ve bir şey yapmıyor.
Ankara’da su yok diyeceksin ki kuraklık var nüfus artışı var alakası yok boru hatlarını geldiğinden beri değiştirmediği için ikide bir patlayıp duruyor.Beğenmediğin tiksindiğin Melih kalsaydı Kızılırmak’tan su getirecekti Mansur gelince gerek yok Ankara’nın suyu yeter dedi.Ankara bir şehirken bir çileye dönüştü.Uzaktan bakınca beğendiğin adam Ankara’nın içine etti
 
Bahsedilen konu Aralık 2020, Ocak 2021'de ortada mahkeme kararı yokken yapılan belediye meclisi oylamaları. Hangi mahkeme kararına aykırı oy kullanılmış. Daha mahkeme devam ediyordu, üstelik belediye de zaten mahkemeye o emsallere karşı beyanda bulunmuştu. Mahkeme de o sebeple yoğunluk konusunda bilirkişi atadı ya.

Çıkan mahkeme kararına da belediye saygılı oldu, hatta mahkemenin garabet kararını tamir etti.

Anayasa mahkemesini bile tanımayanların komedisini izliyoruz resmen.

Mansur Yavaş'ın 2025 yılında Dodurga'yı veto ettiğine dair bir şey var mı? Ruhsat vermeyeceğim, altyapı yapmayacağım diye sözü var mı?

Varsa çıkarın, ilk taşı ben atayım, hatta çarmıha gereyim.

Malum damacana gibi kapı önüne konmuş Gökçek'in ipini çektiği komediye prim vermeyin.
İnşallah durum senin dediğin gibidir artık Danıştayın kararından sonra her şeyin yolunda ilerlemesi gerekiyor ama bundan sonra alt yapı yapılmayıp ruhsatlar verilmezse o zaman art niyet olduğunu kabul edecek misin ?
 
Senin savunduğun adam daha Ankara’yı yönetemiyor Türkiye’yi mi yönetebilecek
Mansur sana dürüst gelebilir ama hizmet olarak Ankara en az 20 sene geriye gitti.Ankara eskiden rahat bir şehirdi şimdi ise dünyada en fazla trafiği olan 5. Yer.
Mansur dediğin kişi dodurgada en az 200 dönüm yer sattı.Sanayi yerlerinde mükemmel yerleri sattı en güzel yerleri satıp satıp duruyor ve bir şey yapmıyor.
Ankara’da su yok diyeceksin ki kuraklık var nüfus artışı var alakası yok boru hatlarını geldiğinden beri değiştirmediği için ikide bir patlayıp duruyor.Beğenmediğin tiksindiğin Melih kalsaydı Kızılırmak’tan su getirecekti Mansur gelince gerek yok Ankara’nın suyu yeter dedi.Ankara bir şehirken bir çileye dönüştü.Uzaktan bakınca beğendiğin adam Ankara’nın içine etti
Tamam, ben 3.000 km öteden beğeniyorum da Ankara'da ve ilçelerinde yaşayanlar ne diyor?

Oyunu %60 a çıkaranlar, sadece büyükşehir değil neredeyse bütün ilçeleri Mansur'u beğendikleri için onun partisine veren seçmenler de Jüpiter sakinleri miydi?

Twitter'da falan ne kadar negatif algı çalışması yapılırsa yapılsın, bugün seçim olsa oy oranının %65-70 i bulacağına eminim. Her iddiaya da girerim.
 
İnşallah durum senin dediğin gibidir artık Danıştayın kararından sonra her şeyin yolunda ilerlemesi gerekiyor ama bundan sonra alt yapı yapılmayıp ruhsatlar verilmezse o zaman art niyet olduğunu kabul edecek misin ?
Ruhsat işlerinin kaç ay sürdüğünü bilemem, ama bu forumda hep 10 ay, 1 yıl kadar sürdüğünü yazanlar çok oldu. Bilmediğim konuda iddiada bulunamam.

Yukarıda belirttim, istinaftan gelen saçma sapan kararı bile belediye kendisi tamir etti. Kötü niyet olsa o halinde bırakıp tekrar mahkemelik olmasına yol açardı.
 
Tamam, ben 3.000 km öteden beğeniyorum da Ankara'da ve ilçelerinde yaşayanlar ne diyor?

Oyunu %60 a çıkaranlar, sadece büyükşehir değil neredeyse bütün ilçeleri Mansur'u beğendikleri için onun partisine veren seçmenler de Jüpiter sakinleri miydi?

Twitter'da falan ne kadar negatif algı çalışması yapılırsa yapılsın, bugün seçim olsa oy oranının %65-70 i bulacağına eminim. Her iddiaya da girerim.
Ankara’da seçim olsa büyük ihtimalle yine kazanır ama oy oranı ciddi anlamda düşer çünkü:
1-) insanların İktidar partiye nefreti çok arttı.
2-)Kazanması demek Ankara’nın Mansur’dan memnun olmasından kaynaklanmıyor diğer partiye oy vermek istememesinden kaynaklanıyor.
3-)Çevremdeki tüm chp liler hizmetten mutsuz ama hala Mansur’a oy vereceğini söylüyorlar
Şöyle diyim hizmet olarak inanılmaz kötü bu forumda Ankara’da yaşayıp memnun olan birileri var mı?
Her yer lağım kokuyor,her dk her saat trafik oluyor hiçbir yeni yol açıldığını görmedim.
Melih gittikten sonra nüfus çok arttı alt Yapı yetersizleşmeye başladı ama Mansur bunu düzeltmek için hiçbir şey yapmadı
 
İsterseniz Ankara trafiğe bakın doğu kent bulvarı full trafik 5 km lik yol 45 dk sürüyor.Mesela oradaki trafik İKEA’nın oradaki göbekten kaynaklanıyor bir üst geçit falan yapılsa çok basit bir şekilde problem çözülür.
 
İsterseniz Ankara trafiğe bakın doğu kent bulvarı full trafik 5 km lik yol 45 dk sürüyor.Mesela oradaki trafik İKEA’nın oradaki göbekten kaynaklanıyor bir üst geçit falan yapılsa çok basit bir şekilde problem çözülür.
Sıkıntıları okuduğum kadarıyla biliyorum.

Bu yaz yıllar sonra sadece 2 günlüğüne Ankara'ya gelip annem ve babamın mezarını ziyaret ettim.

Bu sıkıntılara rağmen akraba, üniversiteden arkadaşlar, tanıdıklar vesaire tek bir kişinin olumsuz konuştuğunu duymadım. Kaldı ki tamamen karşıt partiden tanıdıklarım bile halen Mansur'u övüyor.

Hizmet açısından sıkıntı olabilir, doğrudur.

Ama karakter açısından ilaç gibi gelmişe benziyor.
 
Ben mansurun veto ettiği bir şeyi sosyal medyadan önüme düştüğü kadarıyla görmedim. Ama bu bölge için hoşnut olmadığını biliyorum. Bölgeden kastım beytepe, alacaatlı vs. Verilen yüksek emsaller ile ranta vurgu yapmıştı. Buna istinaden de belki altyapı gecikebilir dedim önceki postlarımda. Onun dışında adam geldiğinde ilk dediği şey “belediyecilik konusunda yapamıyor desinler ama arkamdan çaldı dedirtmem kimseye” oldu.

Konuyla alakasız bulduğum trafik sorununu, doğma büyüme Ankaralı olarak son yıllarda farketmemek mümkün değil. Bunun en büyük nedeni plansız şehirleşme ve doğudaki depremden dolayı aldığı göç. Her kavşağa alt geçit, köprü vs yapamazsınız. İlerisinide düşünmeniz gerekiyor. Hatta mansurda söyledi bunu bir kaç gün önce (ben çok önceden yazdım buraya), trafik konusunda çözümler ürettiklerini fakat bazı yerlerde mümkün olmadığı gibisinden bir şeyler konuştu. Bir diğer önemli etkende Ankaralı vatandaşların özellikle kırmızı ışık alerjisinin olduğu. Kırmızı ışıkta geçip yolu tıkıyor, bu seferde geçiş üstünlüğü olan araçlarada mani olup felç ediyorlar trafiği. Kazaya sebebiyet vermeleride cabası. Başka bir örnek misal 3 şeritlik merkezi bir cadde düşünün, 1 şeridine araçlar park ediyor, 1 şeridinede dörtlüleri yakıp birileri duruyor, 3 şeritlik yol oluyor tek şerit. Buyurun trafiği akıtın, arka olduğu gibi kuyruk….

Şimdi mamakta ikeanın önünü örnek vermişsiniz. Oraya üst geçit yapılsa trafik olduğu gibi bir sonraki göbeğe/göbeklere akacak orayı kitleyecek. Bu seferde o göbeklere bir şeyler yapılsın denilecek. Bunun sonu gelmez.

Trafik sorunu uzun bir konu. Kendi düşüncelerimin çoğunuda söylemedim yeri olmadığından.
 
  • Beğen
Tepkiler: RKK
Birincisi duyumu paylaşmış, teyit ettiremediğimi belirtmiş, hatta umarım doğru değildir demişim.

Ne mutlu ki o iddialar boş çıkmış.

Bu tarafta ise bahsedilen 2020 ve 2021'de emsal artışı ile ilgili karar yok. Karar 2021'de daha sonra çıkıp istinafa gitti.

Üstelik belediye mahkemenin saçma sapan kararını kendisi düzeltti.

Mahkeme kararı revizyonla düzeltilmeden aynen uygulansaydı, asıl şimdi yeniden mahkemelik olmuştuk.

O zaman da belirtmiştim. Mahkemenin kademeli emsali bir parselde iptal ederken, diğer parselde dokunmadan bırakması gibi bir garabet zor görülür.
Duyumdu, teyit edemedim” kısmını anlıyorum; zaten benim eleştirim o ihtimali itham diline (“kötü niyet/dava”) bağlamandı.

Ama şimdi de aynı yöntem başka bir kılıkla devam ediyor: “2020–2021 yok, istinaf var, belediye düzeltti, mahkeme saçma/garabet” diyorsun. Bunlar dosya/karar metni olmadan tartışıldığında yine kanaat üretir; üstelik “mahkeme saçma” gibi etiketler de hukuk eleştirisi değil, retorik.

Asıl nokta şurada: Belediye gerçekten hukuken doğru biçimde mahkeme kararının gereğini revizyonla yerine getirdiyse, “inceleme” bunun teyidi olur; peşinen “operasyon” demeye gerek kalmaz. Eğer bir çelişki/ihmal varsa da yatırımcı açısından en kötü senaryo bunun denetimsiz kalıp süreci uzatmasıdır. Yani benim söylediğim değişmiyor: Belgeyle konuşalım, niyetle değil; süreç bitmeden hüküm kurmayalım.
 
Zaten sorun ortada belge olmaması.

Ortada mahkeme kararı yokken nasıl mahkeme kararına aykırı oylama olabilir? Üstelik bu iddia sahipleri Anayasa mahkemesi kararlarını tanımamakla, uygulamamakla övünenler 🤣🤣

Ortada 9 aydır süren daha trajik bir tiyatro var, orada da ortada belge yok. 1109 denetimde (ki tarihte bu kadar denetimin örneği yoktur) tek kuruş kusur bulunamamış. İftira attırılanlar dayanamayıp ifadesini geri çekiyor.

Adam bankadan çektiği paranın dekontunu havale dekontu gibi sunuyor.

Avrupa'da bu davalarla ilgili yapılan tüm haberlerde hukukun Türkiye'de düştüğü durum gülünerek izleniyor.

Zaten soruşturma izinleri şu an itibarsızlaştırmak amacıyla devreye sokulan bir yöntem.

İstanbul için de aylarca havada uçuşan yüzlerce iftiralar gerçek gibi sunuldu, içlerinden neredeyse bir tanesi bile iddianamede yer almadı.

O kadar iftiraları haber olarak yayanlara tek bir işlem yapıldı mı? Hayır.

Çünkü maksat itibarsızlaştırmaktı.

Ankara'da da şu an aynı durum yaşanıyor.

Çamur at izi kalsın. İşin komik yanı, bu işin başını baba oğul çamurların çekmesi. Dilime gelen bir laf var da, anca dost ortamında söylenip gülünür.
 
Soruşturma izni verilmesine dayanak gösterilen her iki belediye meclis kararını da okudum.

Mansur Yavaş'ın suçlandığı şey mahkeme kararına aykırı oy kullanmak değil, tam aksine mahkeme kararına uymuş olmak.

Adamlar resmen İncek'te yapacakları vurgun engellenmiş diye çıldırmışlar.

İncek'te 90 hektarda emsal ve yoğunluğu 3 katına çıkarmışlar, ancak tabii ortada bu artışı karşılayacak sosyal donatı alanı yok. Eksik olan sosyal donatı alanını Dodurga'daki 1100 dönümlük plana yıkıp, İncek'in sosyal donatı alanı olarak Dodurga'yı göstermişler.


Belediye meclisi de diyor ki, bu 1100 dönümlük yeni alanın planı mahkemece iptal oldu, iptal edilmiş, yürülükte olmayan planı sosyal donatı olarak gösteremezsin !!!

"...söz konusu 90 ha’lık planlama alanında, itiraz sahiplerince talep edilen 2017 yılı onaylı imar planı ile öngörülen yapı yoğunluğunun getireceği ilave nüfusun ihtiyacı kentsel sosyal teknik altyapı alanlarının, planlama alanının batı komşusu yaklaşık 1100 hektarlık alanda yapılan düzenleme ile karşılandığı bilirkişi raporları belirtilmesine karşın, bahsi geçen 1100 hektarlık imar planının mahkeme kararı ile yürürlükten kaldırılmış olması nedeniyle, imar mevzuatı uyarınca kentsel sosyal teknik altyapı ihtiyacı karşılanmamış yapı ve nüfus yoğunluğu artışı talepli itirazların red edilmesi gerektiği şeklinde muhaliflerine rağmen komisyonumuzca oyçokluğuyla uygun görülmüştür."

Yani Mansur ve ekibinin suçlandığı şey mahkeme kararına uymuş olmak, mahkemece iptal edilmiş, yürülükten kaldırılmış bir planın başka bir bölgedeki rant vurgununa dayanak yapılmasının hukuken imkansız olduğunu açıkça belirtmek, o vurguna engel olmak.
 
Zaten sorun ortada belge olmaması.

Ortada mahkeme kararı yokken nasıl mahkeme kararına aykırı oylama olabilir? Üstelik bu iddia sahipleri Anayasa mahkemesi kararlarını tanımamakla, uygulamamakla övünenler 🤣🤣

Ortada 9 aydır süren daha trajik bir tiyatro var, orada da ortada belge yok. 1109 denetimde (ki tarihte bu kadar denetimin örneği yoktur) tek kuruş kusur bulunamamış. İftira attırılanlar dayanamayıp ifadesini geri çekiyor.

Adam bankadan çektiği paranın dekontunu havale dekontu gibi sunuyor.

Avrupa'da bu davalarla ilgili yapılan tüm haberlerde hukukun Türkiye'de düştüğü durum gülünerek izleniyor.

Zaten soruşturma izinleri şu an itibarsızlaştırmak amacıyla devreye sokulan bir yöntem.

İstanbul için de aylarca havada uçuşan yüzlerce iftiralar gerçek gibi sunuldu, içlerinden neredeyse bir tanesi bile iddianamede yer almadı.

O kadar iftiraları haber olarak yayanlara tek bir işlem yapıldı mı? Hayır.

Çünkü maksat itibarsızlaştırmaktı.

Ankara'da da şu an aynı durum yaşanıyor.

Çamur at izi kalsın. İşin komik yanı, bu işin başını baba oğul çamurların çekmesi. Dilime gelen bir laf var da, anca dost ortamında söylenip gülünür.
Benim açımdan mesele, iki kişinin karşılıklı atışmasından ibaret değildir; Mansur–Gökçek eksenindeki çekişme de, tarafların birbirini etiketleyen söylemleri de Dodurga’da bekleyen insanlar için somut bir sonuç üretmemektedir. Beni ilgilendiren tek şey, yıllardır sürüncemede kalan sürecin hukuki kesinlik içinde, öngörülebilir bir takvimleilerlemesidir.

Şu hususu da görmezden gelmek mümkün değil: Mansur Yavaş, Dodurga’nın imar planından memnun olmadığı için konuyu teknik ve idari bir “uygulama” gündemi olarak ele almak yerine, görsel ve söylem ağırlıklı bir zeminde kamuoyu algısı üzerinden tartışmaya açmaktadır. Bu yaklaşımın haklı veya haksız olduğundan bağımsız olarak, sahada bekleyen yatırımcıya ve hak sahibine asıl lazım olan sorunun—“Bundan sonra ne olacak?”—cevabını vermediği açıktır.

Bu nedenle ben polemikle değil, çözümle ilgileniyorum. Belediye/ABB’den talep edilen şey tartışmanın sürdürülmesi değil; Dodurga’daki yapılaşmayı destekleyecek sürecin, tek bir metinle dahi olsa, açık ve tarihli biçimde kamuoyuna ilan edilmesidir: Önümüzdeki dönemde hangi adımlar atılacak, bu adımların takvimi nedir, altyapı ve uygulama bakımından kurumun yol haritası hangi esaslara dayanacaktır?

Kısacası, kimsenin siyasi anlatısıyla meşgul değilim; Dodurga’da bekleyen insanların ihtiyacı “algı” değil, yol haritasıdır. Belediyeden beklenen de tam olarak budur: kısa, somut ve takvimlendirilmiş bir bilgilendirme.
 
Geri
Üst