Alibeyköy’e dair düşüncelerimi buraya derleyip toparlanmış halde yazacağım (toplu taşımayla alakalı evet fakat toplu taşıma harici konulara da değineceğim) : Alibeyköy ana aktarma merkezi olmalıdır. Ama Eyüp, Gaziosmanpaşa’daki peronlar yabana atılmamalı, o peronlar da yerel halkın taleplerine cevap verecek şekilde ayarlanmalıdır. Örneğin GOP Yenimahalle peronları daha iyi planlanıp Gaziosmanpaşa Belediye peronlarına destek olmalı hatta Gaziosmanpaşa Belediye = doğuya giden halici geçen vs hatlar, GOP Yenimahalle = Sultangazi, Arnavutköy gibi batıya, kuzeye giden hatlar olarak planlanabilir.
Atıl peron olmamalı, Karadeniz Peron; Küçükköy, Karadeniz Mah gibi yerlerdeki halkın talebine hizmet verecek şekilde olmalıdır. GOP Yenimahalle’den nasıl ayrılabileceği konusunda bölgeye aşina olmadığım için yorum yapamayacağım.
Alibeyköy’e aktarma kesinlikle kalmalı, TM hatlar da bu kapsamda daha iyi değerlendirilebilir (TM16 mesela tamamen GOP Devlet Hastanesi’nde bitmelidir). Alibeyköy’e aktarma eğer gidilmek istenen nokta; uzak, bu peronlara ters düşen bir yer, daha sık sefer saatleri veya yol üzerinde olduğu için yapılmalıdır.
Mesela GOP Belediye peronlarına yakın bir kişi 4. Levent’e gidecekse Alibeyköy’de aktarma yapması onu yolundan saptırmayacak bir olay olduğu için yolcu konforu, toplu taşımaya teşvik gibi şeylerde olumlu etki yaratacaktır. Özellikle Alibeyköy’ün daha çok oturduğu, sadece otobüse binilmek için gidilen bir yer olmaktan çıktığı vakit. Burada İETT’nin yapması gereken Alibeyköy’e tren garı muamelesi göstermesi, etrafına büfe, tuvalet gibi önemli tesisleri kurmasıdır.
Alibeyköy’den buna uygun olarak uzak hatlar da açılmalıdır. İstanbul Havalimanı, Başakşehir gibi. Bu hatları Alibeyköy’e açmak şöyle önemlidir: Alibeyköy ana aktarma merkezi ve dolayısıyla buraya ulaşma imkanları herkes için çok daha eşittir. Eğer başka bir perona açsaydık yol belki daha kısa olurdu ama bu sefer hattımız hem çok yerel kalırdı (dolayısıyla az yolcu) hem de entegrasyon imkanları çok daha kısıtlı olurdu.
Hat sefer saatleri bence 1 Alibeyköy aracı = en az 2 ara peron aracı şeklinde olmalıdır. Mesela 50S-55’te özellikle akşamları oluyor bu. 50S çoğu zaman 10 dakikayken 55’in aralıkları 30 dakikaya kadar çıkabiliyor. Hatları diriltirken buna dikkat etmek ilk başta duraklarda yığılmayı önleyecektir . Mesela 50S 10 dakikada bir ise 49 20-25 dakikada bir olarak diriltilebilir. Hat diriltilirken ince elenip sık dokunulmalı, her hat diriltilmemelidir. Güzergahı çok benzer şeylerle çakışan hatlar diriltilmemeli (39B gibi, 2-3 durak haricinde ya 37Y ya da 50V’yle çakışıyor. Onun yerine 37V çok daha mantıklı olacaktır) Çok uzun veya şöförlerin sürmek istemeyeceği türden hatlar gece hattı, isteğe göre de pik saatlerde de çalışabilir (36T, 48A gibi) Bazı hatlar gerekirse farklı güzergahlarla hizmete girmelidir (41Y eğer diriltilirse Eyüpsultan’a dönmemeli, Sünnet köprüsünden düz ilerlemelidir) Günümüzde anlamını çeşitli sebeplerden ötürü yitirmiş hatlar da diriltilmemelidir (48Y mesela. Merkezden uzak yerler bir tek Alibeyköy’e bağlanmalıdır çünkü ana peronumuz odur.)
Onun dışında ufaktan Alibeyköy’ün sadece otobüse binilmek için gidilen bir yer olmaması gerektiğine değinmiştim. Alibeyköy toplu taşıma odaklı kalkınma için potansiyeli yüksek bir yerdir. Yakın tarihe bakacak olursak M5 gelmeden önce Çekmeköy gibi yerler köydü, bomboştu. Bu doğrultuda İETT ve Metro İstanbul Alibeyköy’ü iyi bir planlamayla zorunlu gidilen, şehrin çıkıntısı olmaktan ziyade daha şehrin bir parçası haline getirebilir. Bence bu ilk önce tuvalet, daha kolay erişilebilen, peronla daha alakalı bir yerde olan bir yaya geçidi gibi nispeten küçük adımlarla başlanabilir.
Şu anlık bunları düşündüm belki sonra eklerim