Tema düzenleyici

Yakın Dönemde Türkiye'nin Yer Alması Muhtemel Savaşa Hazırlık İçin Neler Yapıyorsunuz?

turgutkuzan

Teğmen
Katılım
9 Mar 2024
Mesajlar
798
Beğeni
441
Konu sahibi
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BMC Ankara tank ve yeni nesil zırhlı araçlar üretim tesisi açılışı ve ilk yeni Altay Tankları teslimat töreninde 28.10.2025 tarihinde yaptığı açıklamalardan ilgili bölüm:

Yeni bir jeopolitik bir denklem kuruluyor. Uluslararası sistem artık hem kabuk hem sistem değiştiriyor.

Uluslararası hukuk insanlara artık güven vermiyor. Bunu öne 1990'lı yıllarda Bosna'da gördük.
14 yıl boyunca Suriye'de gördük. Son olarak da 70 bin masumun hayatını kaybettiği Gazze'de gördük.
Ne uluslararası hukuk ne dev bütçeli kurumlar bu katliamların önüne geçemedi.
Bırakın engellemeyi eli kanlı zalimleri desteklediler.
Bunun için her alanda güçlü ve her alanda caydırıcı olmanız gerekiyor. Yani kendi göbeğinizi kendiniz kesmek durumundasınız.
Aksi takdirde kurtlar sofrasına dönüşen bu düzende kimse kimseye acımaz.

1 Ağustos 2025 tarihinde yayınlanan rapor:
Milli İstihbarat Teşkilatı'na bağlı Milli İstihbarat Akademisince hazırlanan ve 1 Ağustos'ta yayımlanan "12 Gün Savaşı Ve Türkiye İçin Dersler" başlıklı raporunda

"Muhtemel hava saldırılarına karşı uyarı ve alarm sistemleri tesis edilmeli, stratejik tesislerde gerekli teknik şartlara sahip sığınaklar kurulmalı, özellikle büyük şehirlerde ulaşımı kolay kitlesel sığınaklar inşa edilmeli."
ifadeleri mevcuttur.

26-08-2025 tarihli haber :
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan kabine toplantısında mevcut sığınak altyapısının yetersiz olduğu değerlendirilerek, TOKİ'ye 81 ilde yeni güvenli alanlar inşa etme görevi verildi.

16 Ekim 2025 tarihli haber:
Cumhurbaşkanlığı teşkilatı hakkındaki 1 no'lu Kararname'de değişiklik yapılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararnamesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzası ile Resmi Gazete'de yayımlandı. Buna göre; Adalet, Aile ve Sosyal Hizmetler, Çalışma ve Sosyal Güvenlik, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği, Dışişleri, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Gençlik ve Spor, Hazine ve Maliye, İçişleri, Kültür ve Turizm, Milli Eğitim, Sağlık, Sanayi ve Teknoloji, Tarım ve Orman, Ticaret, Ulaştırma ve Altyapı bakanlıkları bünyesinde Acil Durumlar ve Savunma Planlaması Dairesi Başkanlıkları kurulacak.


Abdullah Çiftçi'nin 28 Ekim 2025. Dünya gündeminde neler var? başlıklı videosundan:
... Malum 20. yüzyılın dengesi bitti.
21. yüzyıl kurulmadı. Ara dönemdeyiz.
Ne diyor bugün Cumhurbaşkanımız?
Yeni bir denklem kuruluyor. Her alanda hazırlıklı olmalıyız.
Türkiye'nin bir taraftan çaktırmadan, halkı böyle korkutmadan mevcut olabilecek bir potansiyel savaş hazırlığı zaten yapılıyor.
Sığınaklar yapılıyor. Aynı zamanda illerde biraz bakarsanız zaten anlarsınız neler yapıldığına dair Milli İstihbarat Teşkilatıın akademisinin bir geçmişte uyarısı vardı.
Ona istinaden her ülke gibi Türkiye'de kendine göre hazırlığı yapıyor. Eee ne olabilir burada?
Bizim risklerimiz belli değerli arkadaşlar.
Suriye'den büyük bir risk beklemiyorum.
Olabilir ama Türkiye onu rahatlıkla halleder.
İsrail'den bir risk gelebilir.
Yine bugün İsrail Gazze'de Refahta Hamas tanksavarla askerlerimize saldırdı diyerekten Gazze'nin güneyine yine bir saldırı yaptı.
Batı Şariye de hava saldırısı yaptı. Üç kişiyi öldürdü.
Ateşkes bozuluyor mu diye bir endişe oluştu ama zaten 125 kere bu arada ateşkesi ihlal etmiş.
...

Yakın Dönemde Türkiye'nin Yer Alması Muhtemel Savaşlarla ilgili yapay zeka sohbetimi yarından itibaren paylaşmaya çalışacağım.
Bununla birlikte, muhtemel bir savaşa hazırlık için neler yaptığınızı paylaşırsanız memnun olurum.
 
Konu sahibi
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Şu anki bölgesel dinamikleri ve açık kaynakları (haber/analiz/araştırma) tarayarak Türkiye’nin dahil olabileceği en muhtemel savaş / çatışma senaryolarını ve her birinin gerçekleşme olasılığına dair mantıklı bir değerlendirme hazırladım. Aşağıda her senaryo için özet (ne, kimler, nasıl), olasılık (yüksek/orta/düşük + kısa gerekçe), tetikleyiciler ve takip edilmesi gereken göstergeler var. Önemli yük taşıyan iddialar için kaynaklarımı parantez içinde belirttim — bu kaynaklar analizimin temelini oluşturuyor.
Kısa not: kesin “olay olur / olmaz” demek imkânsızdır; amaç riskleri, tetikleyicileri ve olası evrim yollarını açık, kaynaklı şekilde ortaya koymak.

1) Ege / Doğu Akdeniz (Türkiye — Yunanistan / Kıbrıs / bölgesel deniz yetki çekişmeleri)​

Ne: Deniz sınırları, kıta sahanlığı ve Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) çizgileri yüzünden denizcilik, sismik araştırma ve enerji kaynakları etrafında sahada gerilim — NAVTEX’ler, araştırma/araştırma gemisi korumaları, hava/deniz tacizleri, nadiren silahlı çatışma riskleri. (Bölgesel aktörler: Türkiye, Yunanistan, GKRY, destek/araçsal aktörler: AB üye ülkeleri, Fransa, bazı durumlarda NATO)
Güncel durum / kaynak: Ankara’nın Doğu Akdeniz’de daha iddialı haritalama/deniz yetki adımları ve bölgesel pazarlıklar/siyasi manevralar gözleniyor.
Olasılık: Orta (büyük kara savaşı düşük; denizde karşılıklı tacizler/çatışma riskleri ve lokal deniz-hava hadiseleri daha yüksek).
Neden: Hem Türkiye hem Yunanistan için bölgesel prestij ve enerji çıkarları yüksek; fakat iki NATO ülkesi olması ve dış aktörlerin caydırıcılığı tam bir geniş çaplı savaşı engelliyor. Yine de kazara tırmanma (geminin vurulması, uçak yakın geçişi) riski gerçek.
Tetikleyiciler / izlenecek göstergeler: yeni NAVTEX duyuruları, petrol/gaz sondaj gemisi koruma konuşlandırmaları, iki tarafın hava tatbikatlarının yoğunlaşması, üçüncü ülkelerin (ör. Fransa) açık destek adımları.

2) Kuzey Suriye / Suriye sahası (Türkiye — SDF/PKK/YPG — rejim aktörleri / Rusya / İran)​

Ne: Türkiye’nin PKK/YPG hedeflerine yönelik sınır ötesi operasyonları, desteklediği gruplarla Suriye rejimi / SDF / yerel milisler arasında çatışmalar — sınırlı kara harekâtları, hava vuruşları, dron kullanımı. (Bölgesel aktörler: Türkiye, SDF/YPG, Suriye rejimi, Rusya, İran; ABD’nin konumu operasyonun doğasını etkiler.)
Güncel durum / kaynak: Son dönemde Türkiye’nin kuzey Suriye’de operasyon ve bombardımanları sürdü, 2024–2025 döneminde sahada çatışmalar raporlandı.
Olasılık: Yüksek–Orta (süregelen, periyodik, sınırlı tırmanışlar muhtemel; tam ölçekli Türkiye–Suriye rejimi savaşı olasılığı düşük ama yerel çatışmalar artabilir).
Neden: Türkiye’nin PKK/YPG’ye karşı güvenlik öncelikleri sabit; rejim ve Rusya ile doğrudan çatışmadan kaçınma eğilimi var, ama istikrarsızlık ve yanlış hesaplama kalıcı risk.
Tetikleyiciler / izlenecek göstergeler: sınır ötesi topçu/dron artışı, Türk kara birlikleri konuşlandırmaları, Rusya ile askeri-siyasi gerilim göstergeleri, ABD’nin bölgesel pozisyon değişiklikleri.

3) Türkiye — İsrail gerilimleri / Doğu Akdeniz / Gazze bağlantılı tırmanma​

Ne: Diplomatik, ekonomik kısıtlamalardan denizde ve hava koridorlarında karşılıklı engellemelere; daha ileri durumda denizde askeri hadiseler veya dolaylı/hibrit çatışma. (Bölgesel aktörler: Türkiye, İsrail; ve Hamas, Filistin aktörleri; ABD’nin arabuluculuğu belirleyici.)
Güncel durum / kaynak: Türkiye’nin Gazze’ye ilişkin hamleleri (ticari/lojistik kısıtlamalar, hava sahası tedbirleri) ve diplomatik sert açıklamalar; ilişkiler normallerin ötesinde gerilemiş durumda.
Olasılık: Düşük–Orta doğrudan savaşa; fakat politik ve denizcilik/lojistik çatışmalar yüksek olasılıkla devam eder.
Neden: Türkiye ile İsrail arasında geçmişte yoğun çatışma olmadı; ekonomik ve istikrar maliyetleri yüksek. Ancak yanlış hesaplama veya bölgesel savaş (İsrail–İran) durumunda ilişkiler daha kolay militarize olabilir.
Tetikleyiciler / izlenecek göstergeler: Türkiye’nin hava/deniz kısıtlamalarını genişletmesi, İsrail ile denizde karşılaşma vakaları, üçüncü ülke (ör. Mısır, Yunanistan) arabuluculuk adımlarının başarısızlığı.

4) Türkiye — Rusya gerilim ihtimali / Karadeniz ve bölgesel rekabet​

Ne: Karadeniz hattında deniz/air-space olayları, Suriye ekseninde çatışma riskleri; ancak doğrudan savaş ihtimali görece düşük. (Bölgesel aktörler: Türkiye, Rusya, diğer Karadeniz devletleri, NATO)
Güncel durum / kaynak: Türkiye hem Rusya ile ekonomik/enerji ilişkilerini sürdürüyor hem Karadeniz’de NATO üyeliği çerçevesinde Batı ile işbirliği yapıyor — bu ikili yaklaşım Moskova ile rekabet ve işbirliğini aynı anda getiriyor.
Olasılık: Düşük doğrudan silahlı çatışma; orta seyrinde taktiksel olaylar/gerilimler olası.
Neden: Her iki taraf da doğrudan savaş maliyetlerini biliyor; fakat Karadeniz ve Suriye’de yanlış hesaplamalar risk taşıyor.
Tetikleyiciler / izlenecek göstergeler: Rus hava/deniz varlığı artışı, Karadeniz’de NATO harekâtları yoğunlaşması, Türkiye–Rusya arasındaki enerji/ekonomik anlaşmazlıklar.

5) Kuzey Irak — PKK hedeflerine karşı sınır ötesi harekâtlar (Irak Kürt Bölgesi bağlantılı riskler)​

Ne: Türkiye’nin PKK’ye karşı Irak topraklarında sınır ötesi operasyonları; yerel güçlerle (KRG, Bağdat) gerilim.
Güncel durum / kaynak: Türkiye’nin Irak içinde sınır ötesi operasyonları kaydedildi; 2025’te de çeşitli atış/operasyon raporları vardı.
Olasılık: Orta–Yüksek (düzenli, sınırlı operasyonlar beklenir; bölgesel istikrarı bozma potansiyeli var).
Tetikleyiciler / izlenecek göstergeler: PKK saldırılarının yoğunlaşması, Türk kara/hava unsurlarının bölgeye konuşlandırılması, Bağdat–Erbil–Ankara diplomatik çıkmazları.

6) Büyük bölgesel savaş — İran — İsrail veya İran — ABD geriliminin bölgeselleşmesi (Türk katılımı senaryosu)​

Ne: İran ile İsrail/ABD arasında geniş çaplı çatışma (füzeler, deniz saldırıları, hava harekâtı) ve bunun Türkiye’yi dolaylı/erişkin biçimde etkilemesi (hava sahası, lojistik, mülteci dalgaları, bölge güvenlik dengesi). Türkiye’nin doğrudan askeri katılımı olasılığı, ittifak ve çıkar hesaplarına göre değişir.
Güncel durum / kaynak: 2024–2025 döneminde İran–İsrail hattında çatışmacı episodlar ve bölgesel gerilim artışı analiz raporlarında yer alıyor; bölgesel aktörler sahaya müdahil olabiliyor.
Olasılık: Düşük Türkiye’nin doğrudan savaş tarafı olması; orta bölgesel etki/yardımcı aktör rolleri (lojistik, diplomasi, sığınmacı akını).
Neden: Türkiye bölgesel dengeyi korumaya çalışır; doğrudan cephe almak büyük maliyet getirir. Ancak ifşa olmuş/şiddetli bir İran–İsrail çatışması tüm bölgeyi sarsar.

Genel değerlendirme — olasılık skalası (özet)​

  • Süregelen sınırlı operasyonlar / sınır ötesi müdahaleler (Suriye, Irak): Yüksek–Orta
  • Deniz/deniz-hava olayları ve lokal tırmanış (Ege / Doğu Akdeniz): Orta
  • Türkiye ile İsrail arasındaki doğrudan savaş: Düşük–Orta (şimdilik daha çok diplomasi/ekonomik kısıtlar)
  • Türkiye ile Rusya doğrudan çatışması: Düşük (ancak taktiksel olay riski var)
  • Bölgesel büyük savaş (İran–İsrail genişlemesi) ve Türkiye’nin doğrudan dahil olması: Düşük ama bölgesel etkisi yüksek.

Hangi göstergeler “kırmızı bayrak” sayılır — anında tırmanma işareti:​

  1. Bir NATO üyesine (ör. Yunanistan) karşı büyük hava/deniz kaybı veya gemi batırma hadisesi.
  2. Türkiye’nin belirli bir ülkenin hava sahasını kapatması veya savaş uçağı düşürülmesi.
  3. Rusya ile Türkiye arasında askeri temaslarda (ör. uçak düşürme, gemi saldırısı) doğrudan kayıplar.
  4. İran–İsrail hattında büyük, açık saldırılar ve bölgeye çok sayıda dış güç konuşlandırması.
  5. Türkiye’de veya sınır yakınlarında büyük oranda askerî seferberlik/olağanüstü hal ilânı, veya ekonomide ciddi dış şoklar (enerji kesintileri, büyük ekonomik yaptırımlar) — bu iç cephede daha da tırmandırıcıdır.

Kısa politika/strateji notları (kamu güvenliği / hazırlık perspektifi; tarafsız öneriler)​

  • Diplomasi artışı: Çok taraflı arabuluculuk ve kriz hatları (askerî-askerî iletişim kanalları) krizleri kazara tırmanmadan çözmede etkili.
  • Caydırıcılık & risk azaltma: Deniz/ hava geçiş güvenliği için şeffaf tatbikat ilanları, de-escalation mekanizmaları.
  • Sivil hazırlık: Mülteci akını, enerji tedarik kesintisi ve ekonomik şok planları hazırlanmalı.
  • İstihbarat/erken uyarı: Sinyaller (NAVTEX, anormal konuşlandırmalar, diplomatik kesintiler) izlenmeli.
 
Konu sahibi
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

(A) Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de gerçekte ne yapıyor / hangi araçları kullanıyor / hangi hukuk-politik adımları atıyor, ve (B) muhtemel yeni NAVTEX duyurusu nerede olur, nedenleri ve hangi göstergelerle takip edilir. Önemli iddiaları destekleyen kaynakları parantez içinde verdim.

A. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki enerji aktiviteleri — özet​

  1. Sondaj gemileri ile derin deniz sondajı: Türkiye’nin sahip olduğu veya kullandığı derin deniz sondaj gemileri (ör. Fatih, Yavuz, Kanuni ve yeni/gelecek gemiler hakkında yerel duyurular) bölgesel hidrokarbon arama-stratejisinin merkezinde. (Türkiye’nin sondaj filosuna dair duyurular ve gemi konuşlandırma haberleri).
  2. Sismik araştırma/jeofizik çalışmalar (seismic survey): Oruç Reis, Barbaros Hayrettin Paşa, Piri Reis gibi sismik araştırma gemileriyle üç boyutlu (3D) ya da iki boyutlu (2D) sismik veri toplama operasyonları yürütülüyor. Bu gemiler hem Doğu Akdeniz içinde hem zaman zaman başka bölgelerde (ör. Somali açıkları) görev alabiliyor.
  3. Lisanslama, diplomasi ve ikili anlaşmalar: Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile/üzerinden bazı deniz alanlarını “ortak yetki” veya paylaşım iddiasıyla işlemeye çalışıyor; ayrıca Türkiye Cumhuriyeti kurumları (TPAO vb.) zaman zaman dış ülke yetki alanlarında arama-araştırma yetkisi almak üzere anlaşmalar yapıyor. Bu durum Kıbrıs Rum Yönetimi (Güney Kıbrıs) ve Yunanistan ile sık sık itişmelere yol açıyor.
  4. Askeri/destek konuşlandırmalarıyla koruma: Sismik ve sondaj gemileri genellikle Türk Deniz Kuvvetleri unsurlarıyla korunuyor; bu da faaliyetleri askeri-diplomatik bir meseleye dönüştürüyor ve NAVTEX/üyelik/özgür seyrin ihlali iddialarına zemin hazırlıyor.
  5. Bölgesel genişleme/çeşitlendirme çabaları: Türkiye yalnızca Kıbrıs çevresiyle sınırlı kalmayıp; Somali gibi coğrafyalarda da enerji arama projeleri ve lisanslara yöneliyor — bu, bölgesel etki kurma stratejisinin parçası. (Oruc Reis örneği).

B. Yeni NAVTEX duyurusu​

Aşağıda en muhtemel üç bölge ve her biri için gerekçe ile hangi göstergelerin önce geleceğini belirtiyorum.
  1. Kıbrıs civarı — KKTC iddialı sahası / Güney Kıbrıs’ın ruhsatlandırdığı bloklara yakın alanlar
    • Neden: Türkiye uzun süredir Kıbrıs çevresinde (özellikle KKTC’nin hak iddia ettiği alan yakınlarında) sismik/sondaj faaliyetleri yürütüyor ve Güney Kıbrıs tarafından ruhsatlandırılan bloklara karşı tepkisel hareket ediyor. Geçmişte Türkiye, Güney Kıbrıs’ın ilan ettiği Navtex/ruhsatlara karşı kendi NAVTEX’lerini yayınlamıştı.
    • Kırmızı göstergeler: Güney Kıbrıs’ın yeni bir dış şirkete blok ruhsatı vermesi; AB / üçüncü ülke destek açıklamaları; KKTC ile yeni ikili anlaşma duyurusu.
  2. Güney Ege / Kastellorizo (Meis) adasının batısı — “batı of Greek islands” hattı
    • Neden: Türkiye ile Yunanistan arasındaki deniz yetki çekişmelerinde sık görülen hat; Türkiye daha önce bu alanlarda sismik hareketler veya tatbikat ilanları için NAVTEX kullanmıştı. Özellikle Yunan egemenliği iddialı adaların batısında araştırma planları olduğunda karşı NAVTEX riski artar. (Basında benzer örnekler ve son NAVTEX duyuruları).
    • Kırmızı göstergeler: Yunanistan’ın askeri tatbikat ilanları, uluslararası enerji şirketlerinin bölge planları, Ege’de karşılıklı NAVTEX-lerin artması.
  3. Merkezi/orta Ege (kuzey Ege) — askeri tatbikat ve canlı ateş NAVTEX’leri
    • Neden: Türkiye zaman zaman kuzey Ege’de askeri tatbikat gerekçesiyle NAVTEX yayımlar; bu, askeri ve enerji amaçlı konuşlandırmaları örtük biçimde kolaylaştırır. Son aylarda kuzey Ege için NAVTEX değiş tokuşları raporlandı.
    • Kırmızı göstergeler: NATO/yerel tatbikat çağrıları, Yunanistan’ın tatbikat duyuruları, EM diplomatik atışmaları.

Muhtemel NAVTEX yayınlama motivasyonları (neden hemen o bölgeler?)​

  • Ruhsat/verilen yetkiler ve yabancı şirketlerin bölgeye gelmesi: Güney Kıbrıs ya da bir üçüncü tarafın (ör. bir büyük enerji şirketi) bölgeye gemi ya da sondaj planı açıklaması doğrudan tetikleyici.
  • Karşılık / diplomatik mesaj: Yunanistan veya GKR tarafından yapılan askeri/enerji adımlarına misilleme amaçlı.
  • Askeri tatbikatların örtülmesi / koruma: Sismik veya sondaj gemilerinin güvenliğini sağlamak için eş zamanlı NAVTEX ile askerî denetim/alan kapama.

Hangi göstergeleri (haber / AIS / NAVTEX kaynakları)​

  1. Türkiye Denizcilik Rehberi / NAVTEX yayınları (Mersin-İskenderun/İzmir/İstanbul NAVTEX ofisleri): Türkiye tarafından yayımlanan NAVTEX kayıtları.
  2. Geldiği/Gideceği söylenen gemiler ve AIS takibi: Oruç Reis, Barbaros, Piri Reis, Fatih, Yavuz, Kanuni gibi gemilerin AIS konum değişiklikleri veya limandan çıkış hazırlığı. (Gemi haberleri/AA/Reuters takip edilebilir).
  3. Güney Kıbrıs / Yunanistan ruhsat / NAVTEX duyuruları: onların adımları sıklıkla karşı NAVTEX’leri tetikler.
  4. Diplomatik açıklamalar ve yabancı enerji şirketi (licensor/operator) bildirimleri: yeni ihale/ruhsat/anket duyuruları kırmızı bayraktır.
  5. NATO/AB/üçüncü ülke tatbikat ve destek açıklamaları: dış destek açıklamaları Türkiye’nin hareket tarzını etkiler.

Kısa özet / pratik çıkarımlar​

  • En muhtemel NAVTEX alanları: Kıbrıs çevresi (KKTC iddialı bölgeleri / Güney Kıbrıs ruhsatlarına yakın alanlar), Kastellorizo (Meis) batısı ve güney Ege ve kuzey Ege (askeri tatbikat NAVTEX’leri).
  • İzleme listesi: Türkiye NAVTEX ofisi yayınları; AIS/gemi-tracker Oruç Reis, Barbaros, Piri Reis, Fatih, Yavuz konumları; Güney Kıbrıs / Yunanistan ruhsat/NAVTEX haberleri; dış aktörlerin (Fransa, ABD, AB) açıklamaları.
 
Eğer i*rail türk topraklara saldırırsa muhtemelen türkiye de dahil olacak yani Türkiye vs i*rail savaşı ya da y*nanistan İzmire saldırırsa o da savaş olacak yani Türkiye vs y*nanistan savaşı zaten
 
Konu sahibi
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

(1) Türkiye’nin nadir element (REE) potansiyeli ve hangi sahalar/özellikler öne çıkıyor, (2) iş birliği yapmak mantıklı olan ülkeler/aktörler ve nedenleri, (3) “nadir element kaynaklı bir savaşa Türkiye’nin dâhil olması” ihtimali üzerine analitik değerlendirme (senaryolar, tetikleyiciler, izleme göstergeleri). Her bölümün sonunda en önemli kaynakları koydum.

1) Türkiye’nin nadir element potansiyeli — ne kadar, nerede, özellikleri​

  • Ana keşifler / sahalar: Son yıllarda Türkiye’de REE potansiyeliyle ilgili en çok konuşulan saha Beylikova (Eskişehir) civarı (raporlarda büyük tonaj iddialarıyla anılıyor). Ayrıca literatürde ve MTA çalışmalarında Kızılcaören (Eskişehir), Kuluncak (Malatya) gibi karbontaıt/alkalik magmatik kökenli yatak türleri ve bazı diğer litolojik ortamlar tanımlanıyor. Türkiye’de bulunan yataklar genellikle light REE (La, Ce vb.) zenginliği gösteren tiplerle ilişkilendiriliyor, ancak bazı sahalarda ağır REE’ler de rapor ediliyor.
  • Rezerv/tahminler: Yerel ve basın kaynaklarında Beylikova için çok yüksek rakamlar (yüz milyonlarca tona varan ore-tonajı iddiaları) dolaşıyor; bu iddialar son aylarda ve 2025’te daha fazla gündem oldu. Ancak bu tip yüksek rakamlar rezervin ekonomik çıkarılabilirliği, mertebe (grade), ayrıştırma/işleme maliyetleri ve doğrulayıcı bağımsız çalışmalar dikkate alınmadan doğrudan “dünya ikincisi” gibi kesin sıralamalara çevrilmemeli. Resmi jeolojik/rezerv doğrulama süreçleri (MTA raporları, bağımsız kaynaklar) kritik.
  • İşleme/katma değer zinciri sıkıntısı: Global durumda görülüyor ki ham REE madenini çıkarmak yeterli değil — en zorlu adım ayırma (separation) ve yüksek saflıkta oksit/metal üretimi (refining/magnet-grade ürün) aşamalarıdır. Burada dünya çapında hâlâ Çin’in üretim/işleme üstünlüğü baskın. Türkiye’nin potansiyeli, yerli işleme kapasitesi ve teknoloji transferi kurulduğunda gerçek stratejik değere dönüşür.
Kaynaklar (temel): MTA yayınları / akademik çalışmalara dayanan derlemeler ve 2024–2025’te çıkan yerel/uluslararası haber/analizler.

2) Hangi ülkeler / aktörlerle işbirliği yapılabilir — kimler, nedenleri ve ne sağlayabilirler​

Aşağıda stratejik bakışla en mantıklı işbirliği adayları ve her birinden beklenen fayda/riski özetliyorum.
  1. Çin
    • Neden: Dünya REE işleme ve ayrıştırma kapasitesinin büyük kısmı Çin’de; Çin firmaları teknolojide ve tedarikte hâkim. Türkiye’nin hızlı bir işleme kapasitesi kazanması için teknik know-how, tesis yatırımı ve tedarik zinciri bağlantısı sağlayabilir.
    • Risk: Çin’in teknoloji ihracı politikaları ve stratejik nüfuz/talep şartları; ayrıca Batı ile dengelenme sorunları. Türkiye’nin coğrafi/milli stratejik özerkliği açısından bağımlılık riski var. Türkiye–Çin diyalog örneği mevcut.
  2. ABD & NATO müttefikleri (özellikle Japonya, Güney Kore, Avustralya, Kanada, AB üyeleri)
    • Neden: ABD, AB ve bazı G7 ülkeleri Çin’e bağımlılığı azaltmak istiyor; teknoloji, finansman, pazar erişimi ve güvenlik bağlamında ortak yatırım/teknoloji transferi sağlanabilir. ABD ile son dönemde görülen görüşmeler/iletişimler buna işaret ediyor. Ayrıca Japonya ve Güney Kore nadir manyetik üretiminde pazar ve teknoloji ortakları olabilir.
    • Risk: Bu aktörlerle işbirliği yapılması genellikle daha sıkı denetim, uyum ve politik beklentiler getirir; ancak stratejik çeşitlendirme sağlar.
  3. Japonya ve Güney Kore
    • Neden: Otomotiv ve elektronik sanayi için REE manyetik teknolojilerinde güçlü sanayi talebi ve ilgili sanayi zinciri; teknoloji/know-how yatırımlarına ilgi gösterebilirler. Ayrıca Japonya AB/ABD ile ortak projelerde aktif.
  4. Avustralya, Kanada, Hindistan
    • Neden: Avustralya ve Kanada, Batı ile tedarik zincirinde işbirliği ve madencilik yatırım ortaklıkları kuruyor. Hindistan da tedarik zinciri çeşitlendirmesi arıyor; bölgesel işbirlikleri ve yatırım projeleri gündemde. Bu ülkelerle ortaklık, finansman ve gelişmiş ekipman sağlayabilir.
  5. AB projeleri / akademik işbirlikleri
    • Neden: Türkiye’de AB destekli REE araştırma ve kapasite projeleri zaten var (ör. REE capacity building projeleri) — Ar-Ge, çevresel değerlendirme, işleme pilotları için ideal. Bu tür işbirlikleri kalite/uyum standardı oluşturur.
Özet: Hızlı teknoloji ve işleme kazanımı için Çin pratik ama jeopolitik riskli; ABD/Japonya/AB/Avustralya/Canada/Japan/South Korea ile yapılan işbirlikleri daha “batılı” alternatif oluşturur fakat yatırım/teknoloji transferi koordinasyon gerektirir.

3) “Nadir element kaynaklı bir savaşa Türkiye’nin dâhil olması” — analiz ve olasılık değerlendirmesi​

A. Genel çerçeve — neden/nasıl kaynaklar çatışma tetikleyebilir?​

  • Stratejik madenler (REE, lityum, nadir metaller) dolaylı olarak jeopolitik gerilimleri artırır çünkü:
    • Temel yüksek teknoloji (savunma, elektronik, yeşil enerji) girdileri REE’ye bağımlıdır.
    • İşleme/ayırma kapasitesi sınırlı; bu kontrol edilirse jeopolitik baskı aracı olur.
    • Büyük dış yatırımlar, stratejik anlaşmalar ve karşılıklı bağımlılıklar bölgesel etki/çekişmeleri tetikleyebilir.

B. Türkiye özelinde olasılık derecelendirmesi (kısa/mid/uzun vadeli)​

  • Doğrudan askeri müdahale / işgal sebebiyle “kaynak savaşı” (başka bir devletin Türkiye’deki REE’leri almak için askeri saldırması):
    • Olasılık: Çok düşük. Türkiye NATO üyeliği, bölgesel jeopolitik konumu, askeri kapasitesi ve uluslararası mali/etik maliyetler nedeniyle başka devletin doğrudan askeri müdahalesi mantıksız ve yüksek maliyetli olur. Ayrıca Türkiye iç sahalarda (Beylikova gibi) REE yatakları kara içinde yer alıyor; kara işgali gibi kapsamlı bir eylem büyük diplomatik ve ekonomik caydırıcılarla karşılaşır.
  • Bölgesel/jeopolitik rekabetin tırmanması — etki/hibrit baskı / ekonomik yaptırımlar / yatırım rekabeti:
    • Olasılık: Orta (yüksek etkili, düşük şiddetli). Daha olası senaryo; devletler ekonomik baskı, yatırım baskısı, tedarik anlaşmaları için rekabet eder; yabancı aktörler stratejik tesisler/işletme hakları için güçlü tekliflerde bulunur; Çin veya ABD gibi aktörler Türkiye’ye baskı/tekliflerde bulunabilir. Bu tür rekabet, diplomatik krizleri, teknolojik bağımlılığı veya altyapıya yönelik siber/hibrit saldırıları tetikleyebilir.
  • İç gerilim / toplumsal çatışma (madencilik kaynaklı) — çevresel/yerel itirazlar nedeniyle toplumsal huzursuzluk:
    • Olasılık: Orta. Madencilik projeleri çevresel ve sosyal itirazlar doğurur; kötü yönetim yerel gerilimleri ve protestoları tırmandırabilir; bu iç huzursuzluk aşırı durumlarda güvenlik müdahalelerine dönüşebilir. Bu bir “savaş” değildir ama yerel şiddet riskini artırır.

C. En yüksek riskli senaryolar (mantıklı, izlenmesi gerekenler)​

  1. Büyük bir yabancı yatırım veya işletme hakkı anlaşması kamuoyunda “stratejik kontrol satışı” şeklinde algılanırsa — diplomatik gerilim ve iç politik kutuplaşma artar. Gözle: büyük MoU’ler, parlamento tartışmaları.
  2. Türkiye içinde veya sınır yakınlarında güvenlik olayları (sabotaj, grev, protesto) ve yatırımcıın personeline yönelik saldırılar — yabancı yatırımcı güvenliği ve sigorta maliyetleri yükselir; bazı aktörler askeri/siyasi koruma talep edebilir. Gözle: güvenlik olay kayıtları, operatör şikâyetleri.
  3. Büyük güç rekabetinin tırmanması (ABD–Çin kutuplaşması Türkiye’ye yatırım/destek seçenekleri sunarken baskı uygularsa) — Türkiye’nin tercihleri jeopolitik gerilimi derinleştirebilir; örn. Çin ile büyük teknoloji-işleme anlaşması yapılması Batılı aktörlerin misillemesine yol açabilir. Gözle: stratejik anlaşmalar, silah/teknoloji kısıtları, yaptırım tehditleri.

D. Sonuç niteliğinde olasılık (kısa cümle)​

  • Türkiye’nin REE kaynakları nedeniyle başka bir devletin askeri saldırısıyla doğrudan savaş çıkması: Çok düşük.
  • REE’ler yüzünden Türkiye’nin jeopolitik baskı/ekonomik rekabetin odağı olması, siyasi/ekonomik gerilimlere maruz kalması: Orta–yüksek.
  • İç toplumsal/çevresel çatışmaların artması ve iş gücü/güvenlik maliyetlerinin yükselmesi: Orta.

4) Ne izlemelisiniz — “kırmızı bayrak” göstergeleri (kısa izleme listesi)​

  • Büyük devletlerle yapılan MoU’ler / yatırım anlaşmaları (Çin, ABD, Japonya, AB şirketleri) — özellikle işleme/refining teknolojisi içeren anlaşmalar.
  • Resmi MTA / Enerji Bakanlığı rezerv açıklamaları ve bağımsız JORC/NI43-101 benzeri doğrulamalar — büyük tonaj iddialarının teknik doğrulanması.
  • Yabancı şirketlerin saha etrafında güvenlik talepleri veya özel koruma istemleri — güvenlik riskinin yükseldiğine işaret.
  • Çevresel toplumsal protestolar / yerel itirazlar — madencilik projelerinin sosyal lisans riskleri.
  • Büyük güçlerin tedarik zinciri/stratejik ortaklık hamleleri (ör. ABD-G7, AB ortak paketleri) — Türkiye’nin hangi blokta konumlanacağına dair jeopolitik sinyaller.

5) Pratik öneriler (kısa)​

  1. Şeffaf rezerv doğrulama ve uluslararası sınıflandırma (bağımsız JORC/NI43-101) — iddiaları güvenilir kılar.
  2. İşleme kapasitesi kurulumunu uluslararası ortaklıklarla dengelemek (Çin’dan teknik alınırken Batılı finans/teknoloji ile çeşitlendirme).
  3. Çevresel/yerel etki yönetimi ve sosyal lisans — protesto/yerel şiddet riskini azaltır.
  4. Tedarik zinciri stratejisi (stratejik stok, yerel katma değer, ihracat kontrollleri) — dış baskıya karşı manevra alanı sağlar.

Özet — tek cümleyle​

Türkiye gerçekte önemli REE potansiyeline sahip görünmekte (Beylikova ve bazı diğer sahalar öne çıkıyor), bu potansiyel jeopolitik ilgi çeker; ancak doğrudan madeni nedeniyle bir devletin Türkiye’ye savaş açması ihtimali çok düşük, daha olası olan ise büyük güç rekabeti, ekonomik/diplomatik baskılar ve iç toplumsal gerilimlerdir. Türkiye için kritik adım, rezervlerin bağımsız doğrulanması, işleme zinciri kurulması ve coğrafi/jeopolitik çeşitlendirme olacaktır.
 
Konu sahibi
Eğer i*rail türk topraklara saldırırsa muhtemelen türkiye de dahil olacak yani Türkiye vs i*rail savaşı ya da y*nanistan İzmire saldırırsa o da savaş olacak yani Türkiye vs y*nanistan savaşı zaten
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

1) SDG'nin, Suriye merkezi hükümete entegre olması ihtimali zayıfladı. Muhtemelen askeri çözüm uygulanacak. Askeri çözümün bu yıl içinde olması kaçınılmaz. Askeri müdahale de Türkiye'nin desteği zorunlu. Bu durum Rusya, İran, Arabistan, İsrail, AB, ABD vs. tarafından nasıl değerlendirilecek tahmin etmek zor. Uzun süreli bir çekişme, bölgesel savaş anlamına gelecektir.

2) Türkiye, İsrail'i durdurmak için bir sebep arıyor. Bu sebebin ABD dahil hiç bir ülkenin İsrail'in arkasında duramaması anlamına gelmesi gerekiyor. Gazze'de konumlandırılacak uluslararası askeri güce, İsrail tarafından yapılacak bir saldırı bu sebep olabilir.

3) Yunanistan'ın AB+ABD desteği olmadan, Türkiye'ye karşı sesini yükseltmesi ihtimali sıfır. AB+ABD, Ukrayna savaşında dersini aldı. AB'nin kendilerine bir saldırı olmadığı takdirde bir savaşta taraf olması ihtimali sıfır.

4) Türkiye'nin, GKRY'nin enerji üretim alanlarına yakın bölgelerde enerji üretme imkanı çıkması durumunda, uluslararası destekli askeri müdahaleler olması kaçınılmazdır.

5) Türkiye'nin nadir elementlerin çıkarılması ve işlenmesi hususunda yapacağı anlaşma, hangi ülke / ülkelerle olursa olsun başını ağrıtacak bir girişim olacaktır. Zayıfta olsa, baş ağrıtmanın askeri bir müdahaleye zemin hazırlaması imkan dahilindedir.

Özetle, 2035 yılından önce Türkiye'nin problemlerinden en azından biri asker kullanılarak çözüme kavuşturulacaktır. Bundan kaçış yok.
 
Geri
Üst