Tarihin kıyıya vurmuş ışıkları hâlâ yanıyor mu? Türkiye’nin üç tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen, kıyılarımızda yer alan tarihi deniz fenerleri giderek unutuluyor. İstanbul’dan Mersin’e, Çanakkale Boğazı’ndan Hopa kıyılarına kadar onlarca fener, bir zamanlar denizcilerin rehberi, tüccar gemilerin kurtarıcısıydı. Bugünse çoğu terk edilmiş, bazıları restore edilmeyi bekliyor; bazıları ise sessiz sedasız doğaya karışıyor.
Neden Önemliler?
Deniz fenerleri sadece birer yön gösterici değil, aynı zamanda denizcilik tarihimizin taş duvarlara yazılmış anılarıdır.
Birçoğu Osmanlı döneminde inşa edilen bu yapılar, Fransız mühendislik sistemleri ve yerli ustaların el emeğiyle yükseldi.
Fener bekçilerinin yaşamları, fırtınalı geceler ve radyo sinyalleriyle dolu dramatik bir kültürü barındırır.
Ziyaret Edilmeyi Bekleyen Unutulmuş Fenerler:
Kerempe Burnu Feneri (Kastamonu): Karadeniz’in en hırçın noktasında tek başına bir gözcü gibi…
Mezgit Burnu Feneri (Sinop): Haritalarda adı bile zor bulunur ama hâlâ ayakta.
Sarpıncık Feneri (İzmir): Ege’nin yorgun nöbetçisi.
Anamur Feneri (Mersin): Akdeniz’in en güney ucundaki bu yapı, artık sadece kuşlara ev sahipliği yapıyor.
Kefken Adası Feneri (Kocaeli): Sadece tekneyle ulaşılabiliyor ve bakımsızlık içinde sessizce direniyor.
Fener Turizmi: Alternatif Bir Keşif Rotaları
Fenerleri gezmek, sadece nostalji değil aynı zamanda doğayla baş başa kalmak için harika bir fırsat.
Fotoğrafçılık, kampçılık ve kıyı tarihiyle ilgilenenler için eşsiz birer durak.
Ayrıca yerel ekonomilere katkı sağlayacak kültürel miras rotaları oluşturulabilir.
Sizin Bildiğiniz Unutulmuş Fenerler Var mı?
Bu başlık altında, siz de bildiğiniz kıyı fenerlerini, anılarınızı veya önerilerinizi paylaşabilirsiniz. Belki birlikte yeni bir farkındalık yaratır, bu tarihi yapıları tekrar görünür kılabiliriz.

Deniz fenerleri sadece birer yön gösterici değil, aynı zamanda denizcilik tarihimizin taş duvarlara yazılmış anılarıdır.
Birçoğu Osmanlı döneminde inşa edilen bu yapılar, Fransız mühendislik sistemleri ve yerli ustaların el emeğiyle yükseldi.
Fener bekçilerinin yaşamları, fırtınalı geceler ve radyo sinyalleriyle dolu dramatik bir kültürü barındırır.

Kerempe Burnu Feneri (Kastamonu): Karadeniz’in en hırçın noktasında tek başına bir gözcü gibi…
Mezgit Burnu Feneri (Sinop): Haritalarda adı bile zor bulunur ama hâlâ ayakta.
Sarpıncık Feneri (İzmir): Ege’nin yorgun nöbetçisi.
Anamur Feneri (Mersin): Akdeniz’in en güney ucundaki bu yapı, artık sadece kuşlara ev sahipliği yapıyor.
Kefken Adası Feneri (Kocaeli): Sadece tekneyle ulaşılabiliyor ve bakımsızlık içinde sessizce direniyor.

Fenerleri gezmek, sadece nostalji değil aynı zamanda doğayla baş başa kalmak için harika bir fırsat.
Fotoğrafçılık, kampçılık ve kıyı tarihiyle ilgilenenler için eşsiz birer durak.
Ayrıca yerel ekonomilere katkı sağlayacak kültürel miras rotaları oluşturulabilir.

Bu başlık altında, siz de bildiğiniz kıyı fenerlerini, anılarınızı veya önerilerinizi paylaşabilirsiniz. Belki birlikte yeni bir farkındalık yaratır, bu tarihi yapıları tekrar görünür kılabiliriz.