Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.
İslam felsefesi açısından
sosyal kredi sistemi, ahlâk, adalet, özgür irade ve kamusal denetim kavramları üzerinden çok yönlü şekilde değerlendirilebilir. Bu sistemin özünde
insan davranışlarının dışsal ölçütlerle puanlanması yer aldığı için, İslam düşüncesinde temel olan
niyet,
kul hakkı,
adalet,
bireysel sorumluluk ve
mahremiyet gibi prensiplerle karşılaştırmak gerekir.
1. Niyetin Esas Olması (Niyet Amelden Üstündür)
Hadis:
“Ameller ancak niyetlere göredir.” (Buhârî, Bed’ü’l-Vahy, 1)
İslam’da davranışların değerini belirleyen şey sadece dış görünüş değil,
niyettir. Sosyal kredi sistemi ise davranışı
görünür sonuçlarına göre değerlendirir. Bu da niyetin ihmal edilmesine neden olur.
Çelişki: Bir kişi sosyal görünüm uğruna iyilik yapabilir (örneğin sadaka verir ama puan almak için). Bu ise ihlâsı (samimiyet) zedeler.
2. Kul Hakkı ve Toplumsal Sorumluluk
İslam ahlakı, bireyin toplum içindeki davranışlarının etkilerini önemser. Kul hakkına riayet, komşuluk, çevreye zarar vermeme gibi ilkeler İslam’da önemli yer tutar.
Uyumlu Noktalar:
- Trafik kurallarına uymak
- Kamu mallarını korumak
- Borcunu zamanında ödemek
gibi davranışların izlenmesi, kul hakkını koruma açısından olumlu değerlendirilebilir.
3. Adalet ve Keyfîlik Tehlikesi
İslam’da adalet, Allah’ın en temel sıfatlarından biridir:
“Şüphesiz Allah, adaletli olmanızı emreder...” (Nahl 90)
Eğer sosyal kredi sistemi:
- Keyfî biçimde uygulanırsa,
- Hükümete muhalif olanlar otomatik olarak cezalandırılırsa,
- Yargı dışı fişleme yapılırsa,
bu,
zulüm ve adaletsizlik doğurur. İslam’da ise
adaletsizliğe göz yumulması, yöneticinin meşruiyetini kaybetmesiyle sonuçlanabilir.
4. Mahremiyet (Hürmet-i Mahrem)
Kur’an:
“Birbirinizin gizli yönlerini araştırmayın...” (Hucurat 12)
Sosyal kredi sistemleri, bireylerin kişisel verilerini ve özel yaşamlarını izleyerek puanlama yapar. Bu ise
gizliliğin ihlali anlamına gelir.
İslam’a Aykırılık:
- Sosyal medya paylaşımları,
- Kameralarla sürekli gözetim,
- Devletin bireyin iç dünyasını yorumlamaya çalışması
mahremiyet ihlalidir ve İslam’da gıybet, tecessüs gibi davranışlar şiddetle kınanır.
5. Özgür İrade ve İmtihan Bilinci
Kur’an, insanın dünyada bir
imtihan içinde olduğunu vurgular:
“Hanginizin daha güzel amel işleyeceğini denemek için ölümü ve hayatı yaratan O’dur.” (Mülk 2)
İslam’a göre birey, özgür iradesiyle doğruyu ve yanlışı seçer. Ancak sosyal kredi sistemi:
- Baskıcı yapısıyla bireyi korkuyla yönlendirirse,
- Gerçek tercihi değil, ödül/ceza korkusunu ön plana çıkarırsa,
imtihan bilinci gölgelenir.
6. Toplumsal İyiliği Teşvik (Emr-i Bil Ma’ruf)
İslam, toplumu iyiye yönlendirmeyi öğütler:
“Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırsınız.” (Âl-i İmrân 110)
Eğer sosyal kredi sistemi:
- Şeffaf,
- Hakkaniyetli,
- Katılımcı denetim mekanizmalarına sahip olursa,
kamusal ahlâkı koruma işlevi görebilir. Bu da İslam’da teşvik edilen
emr-i bil ma’ruf anlayışıyla uyumlu olabilir.
Genel Değerlendirme:
Kriter | Uyum | Gerekçesi |
---|
Niyet |  | Sadece dış davranışa odaklanır |
Kul hakkı |  | Toplumsal fayda yönünden olumlu |
Adalet |  | Keyfî uygulamalara açıksa zulme yol açar |
Mahremiyet |  | Tecessüs ve özel hayat ihlali |
Özgür irade |  | Cezaya dayalı yönlendirmeyle özgür tercih zayıflar |
Toplumsal fayda |  | Şartlı olarak ahlâkî yapı güçlenebilir |
Sonuç
İslam felsefesi açısından sosyal kredi sisteminin kabul edilebilirliği:
- Niyetin göz önünde bulundurulması,
- Adaletin sağlanması,
- Özgürlük ve mahremiyetin korunması gibi şartlara bağlıdır.
Bu kriterler sağlanmadıkça sosyal kredi sistemi,
ahlâkî değil; otoriter ve
tehlikeli bir denetim aracı haline gelebilir.