Tema düzenleyici

Squid Game ve Derin Felsefesi

Rick Grimes

Binbaşı
Katılım
7 Mar 2025
Mesajlar
2,261
Beğeni
4,879
Konu sahibi
Bu dizi ilk çıktığı yıllarda çok fazla önüme çıkmasından ve kitlesinden dolayı asla izlemem diyordum. Fakat geçen hafta ön yargımı kırıp izlemek istedim ve kesinlikle favori 2. dizim oldu diyebilirim (1 Tabiki de TWD). Burada dizinin temasından çok işlediği mesaj ve felsefesinden bahsedeceğim. 5-15 yaş arası kitlesini görmezden gelip bu diziyi izlemek kesinlikle verdiğim en iyi kararlardan biriydi. Bir sonraki mesajımda derinlemesine felsefesine gireceğim. İlk mesajımda bu diziyi kesinlikle öneririm. Spoiler vermeden anlatmaya çalışacağım vermem gereken yerleri sansürleyeceğim yanlışlıkla verirsem kusuruma bakmayın.
 
Son düzenleme:
Konu sahibi
Squid Game: Kapitalist Toplumun Alegorisi ve Varlık-Hiçlik Arasındaki Felsefi Çöküş

Giriş

2021'de yayınlanan Squid Game, dünya genelinde milyonlarca izleyiciyi etkileyen bir yapım olmakla kalmadı, aynı zamanda derin felsefi ve sosyoekonomik alt metinleriyle modern toplumun işleyişine karşı güçlü bir eleştiri sundu. Yönetmen Hwang Dong-hyuk’un bu distopik alegorisi, Güney Kore'deki neoliberal ekonomi düzenini görünürde yansıtsa da, evrensel bir kapitalizm eleştirisi sunar.

1. Kapitalizmin Yapısal Eleştirisi: Oyunlar Sistemi ve Sınıf Mücadelesi

1.1. Kapitalist Meritokrasi Eleştirisi

Dizideki oyun sistemi, klasik kapitalist bir meritokrasi miti üzerine inşa edilmiştir: Herkesin eşit şartlarda yarıştığı, kurallara uyulduğunda kazanmanın mümkün olduğu bir ortam. Ancak gerçek çok farklıdır. Oyuncuların geçmişleri, eğitim düzeyleri, fiziksel ve psikolojik durumları, bu eşitlik illüzyonunu paramparça eder.

🔹 Örnek Sahne: Dalgona (şeker) oyununda şekli seçmenin sonucu, aslında bir rastlantı gibi görünse de, oyuncular bu rastlantıya göre hayatta kalır ya da ölür. Bu, kapitalist sistemde başarıya ulaşmanın çoğu zaman bireyin çabası değil, rastgele faktörlerle belirlendiğini anlatır.

2. Oyun Alanı: Kapitalist Toplumun Mikrokozmosu

2.1. Emek-Değer Paradoksu

Oyuncuların ödül için hayatlarını riske atması, kapitalist sistemin artı değer sömürüsünün bir alegorisidir. Kapitalizmde, işçi sınıfı artı değer üretir ama bu değeri kontrol eden burjuvazi olur. Squid Game’de de oyuncuların ölümleri üzerinden artan ödül havuzu, bu sömürünün dramatik bir göstergesidir.

🔹 Örnek Sahne: Her ölümden sonra dev domuz kumbaraya para eklenmesi, oyuncuların yaşamlarının doğrudan parasal değere dönüştüğünü gösterir. Bu sahne, Marx’ın metalaşma kavramının görsel bir karşılığıdır.

3. İnsan Doğası mı, Sistem mi Suçlu?

3.1. Hobbes ve Rousseau'nun İkilemi

Dizi, izleyiciyi şu temel soruyla baş başa bırakır: İnsan doğası mı kötüdür, yoksa sistem mi insanları kötüleştirir? Thomas Hobbes’a göre insan, doğası gereği bencil ve çıkarcıdır. Jean-Jacques Rousseau’ya göreyse toplum insanı bozar. Squid Game, bu tartışmayı oyunlar aracılığıyla sahneye taşır.

🔹 Örnek Sahne: Cam Köprü oyununda oyuncular birbirlerinin ölümleri pahasına ilerler. Sistem tarafından yaratılan bu ortam, bireylerin ahlaki sınırlarını yok eder. Oyuncuların bencilleşmesi, doğalarından değil, sistemin tasarımından kaynaklanır.

4. Modern Panoptikon: Gözetim, Güç ve İktidar

4.1. Foucault ve Disiplin Toplumu

Oyun adası, Michel Foucault’nun Panoptikon kavramını çağrıştırır. Her an izlenen bireyler, görünmeyen bir iktidarın kontrolü altındadır. Dış dünyadaki özgürlük illüzyonu burada yerini mutlak gözetim altındaki kurallı bir distopyaya bırakır.

🔹 Örnek Sahne: Oyuncuların yatakhanesinde gözetim kameraları vardır. Kıyafetleri, davranışları, konuşmaları denetlenir. Bu ortam, modern toplumda bireyin sürekli kontrol altında tutulmasını eleştirir.

5. Yabancılaşma ve Anomi

5.1. Marx’ın Yabancılaşma Teorisi

Marx’a göre kapitalist üretim biçimi, bireyi emeğinden, ürününden, doğasından ve diğer insanlardan yabancılaştırır. Squid Game’de karakterler, sadece maddi krizler nedeniyle değil, anlam kaybı yaşadıkları için de oyuna katılır.

🔹 Örnek Sahne: Ali’nin patronu tarafından maaşını alamaması ve çocuğuna bakamaması, onu bireysel bir çıkış yolu aramaya iter. Fakat oyun alanı, onu daha da soyutlar: Artık insan değil, sadece bir numaradır: "199".
 
Konu sahibi

6. Etik Krizler: Ahlakın Göreli mi, Mutlak mı Olduğu

6.1. Kantçı Etik ve Faydacılık Çatışması

Karakterler sık sık etik ikilemlerle karşılaşır. Kant’a göre birey, her zaman evrensel ahlaki ilkelere uymalıdır. Ancak oyunlarda hayatta kalmak için en çok kazancı getirecek eylem seçilir. Bu da faydacılığa (utilitarizm) kaymayı gösterir.

🔹 Örnek Sahne: Bilye oyununda Sang-woo, Ali’yi kandırarak öldürür. Bu davranış, bireyin kendi çıkarı için ahlaki ilkelerden ne kadar kolay vazgeçebileceğini gösterir.

7. Zenginlerin Rolleri: Tanrıcılık, Sadizm

7.1. Tanrı Kompleksi ve Nietzsche’nin Üstinsanı

Squid Game’in zengin seyircileri, oyuna dışarıdan bakarak ilahi bir pozisyonda yer alır. Bu durum, Nietzsche’nin Übermensch (üstinsan) kavramının karikatürize edilmiş, yozlaşmış bir versiyonudur. Zenginler artık ahlaki normların ötesindedir; etik dışı olan her şey onlar için bir oyundur.

🔹 Örnek Sahne: VIP'lerin altın maskelerle oyunları izlemesi, Roma dönemindeki gladyatör dövüşlerini anımsatır. Fakirlerin ölümünü “eğlence” olarak izlemeleri, sistemin sadistik doğasını sergiler.

8.1. “No Exit” (Çıkış Yok) Teması

Oyunculara oyun alanından ayrılma seçeneği sunulur, ancak çoğu geri döner. Bu, kapitalist sistemin içinde kalmak zorunda olan bireylerin durumunu simgeler: Alternatifin olmayışı, onları sisteme bağımlı hale getirir.

🔹 Örnek Sahne: Oyuncular ilk oyun sonrası sistemin vahşetini gördüklerinde oybirliğiyle ayrılırlar. Ancak gerçek hayattaki borçları ve çaresizlikleri onları tekrar dönmeye zorlar. Bu, neoliberal toplumun ya katlan ya yok ol mantığını gösterir.

9. Nihilist Bir Son: Kazanmak Bile Bir Çözüm Değil

9.1. Varoluşçuluk ve Anlamsızlık

Finalde Gi-hun’un kazanması, klasik anlatının dışına çıkar. Kazanmasına rağmen hayatına bir anlam veremez. Jean-Paul Sartre ve Albert Camus’nün varoluşçuluk fikirlerine göre, birey dünyaya atılmıştır ve anlamı kendisi yaratmalıdır. Ancak kapitalist sistemin içinde anlam üretmek bile imkânsızlaşır.

🔹 Örnek Sahne: Gi-hun, kazandıktan sonra paraya dokunmaz, eski hayatına dönemez. Kızını görmek yerine, yeniden sistemin içine girmeyi seçer. Çünkü sistem, onu varoluşsal olarak çökertecek kadar güçlüdür.
 
Konu sahibi

10. Demokrasi Eleştirisi: Seçme Hakkı mı, Seçenek Dayatması mı?

10.1. “Seçim” Hakkının Görünürdeki Özgürlüğü

Dizide oyuncuların oyunu bırakma ve dönme hakkı olduğunun altı çizilir. Bu ilk bakışta demokratik bir özgürlük gibi görünür. Ancak bu seçme hakkı gerçekte özgür bir iradeye değil, çaresizlikten kaynaklı bir yönelime dayanır. Bu da liberal demokrasilerdeki seçim sistemlerinin içi boş ve manipülatif doğasına gönderme yapar.

🔹 Örnek Sahne: İlk oyunun (Kırmızı Işık – Yeşil Işık) ardından çoğunluk kararıyla oyunun sona erdirilmesi, demokratik bir oylama gibi sunulur. Ancak dış dünyaya dönen oyuncular, borçlar, eşitsizlik, dışlanma ve hukuksuzlukla karşılaştıklarında tekrar oyuna dönmeye karar verir. Bu, seçimin yalnızca teorik bir özgürlük olduğunu, pratikte ise sistem tarafından önceden belirlenmiş sonuçlara mecbur kalındığını gösterir.

10.2. Demokrasi Maskesiyle Otokrasi

Dizideki sistem, görünüşte rızaya dayalıdır. İsteyen katılır, isteyen ayrılır. Fakat bu görünüm altında aslında rıza değil, zorunluluk vardır. Bu durum, Chomsky ve Herman’ın “rızanın imalatı” kavramına doğrudan göndermedir. Medya, kültür ve ekonomik baskılar aracılığıyla halk, kendi çıkarlarına aykırı şeyleri bile özgür iradeyle seçtiğini sanır.

🔹 Örnek Sahne: Oyuna tekrar dönme kararı veren karakterlerin bunu özgürce yaptıkları sanılır. Oysa dış dünyadaki baskılar, bu kararları zorunlu hale getirir. Aynı şekilde modern birey de seçim sandığında kendini özgür hisseder, ancak seçenekler sermaye ve ideoloji tarafından çoktan belirlenmiştir.

10.3. Demokrasi, Gerçek Eşitliği Sağlayabilir mi?

Squid Game'deki en temel iddia, herkesin eşit olduğu bir oyunda adaletin sağlanacağıdır. Fakat sistematik olarak bazı oyuncular avantajlıdır (örneğin fiziksel olarak güçlü olanlar, oyunu organize edenlerle gizli ilişkileri olanlar, doktor karakterin içeriden bilgi alması vb.). Bu da bize şu soruyu sordurur: Demokrasi, sınıfsal farklılıkların var olduğu bir toplumda adaleti sağlayabilir mi?

🔹 Örnek Sahne: Cam Köprü oyununda sıranın belirlenme biçimi, oyuncuların kaderini etkiler. Güçlülerin öne geçmesi ya da bilgisi olanın kurtulması, sistemin eşitlik vaadinin içinin ne kadar boş olduğunu kanıtlar.

10.4. Katılımın Gerçekliği: Demokrasi mi, Göstermelik Katılım mı?

Demokrasinin temel iddiası, halkın yönetime katılmasıdır. Ancak Squid Game evreninde oyuncuların oyunun kurallarını değiştirme, yöneticilere hesap sorma ya da oyunun yapısını sorgulama gibi hiçbir yetkileri yoktur. Sadece oy vererek varlık gösterebilirler. Bu da modern demokrasilerde halkın yalnızca sandığa indirgenmiş edilgen varlığına benzerdir.

🔹 Örnek Sahne: Oyuncuların oyun düzeni hakkında hiçbir söz hakkı olmaması; kurallara uymak dışında hiçbir seçeneklerinin olmaması, “katılımcı demokrasi”nin sadece bir fantezi olduğunu imler. Oyuncular sistemin öznesi değil, nesnesidir.
 
Son düzenleme:
Konu sahibi

Sonuç: Squid Game, Sadece Bir Dizi Değil, Modern Düzenin Anatomisidir

Squid Game, kapitalist toplumun insanları nasıl biçimlendirdiğini, sistemin görünürde eşitlik vaadiyle nasıl ölümcül bir rekabet yarattığını, bireyleri nasıl yalnızlaştırdığını ve etik değerleri nasıl çarpıttığını çok katmanlı bir biçimde işler. Bu dizide sadece bir ölüm-kalım mücadelesi değil, insanlığın modern sistemle hesaplaşması vardır. Her karakter, sistemin bir yönünü temsil eder; her oyun, bir yapısal şiddet biçimidir; ve her ölüm, sistemin işlemesi için bir gerekliliktir.

Demokrasi Gibi Görünüp Demokrasi Olmayan Bir Yapı

Squid Game, yalnızca kapitalizme değil, liberal demokrasinin içindeki çelişkilere de derin eleştiriler yöneltir. Dizideki oyunlar, seçme ve seçilme hakkının şekli olarak var olduğu ama içerik bakımından anlamsızlaştığı, halkın yönetime yalnızca teorik olarak katılabildiği ve özgürlüklerin yalnızca biçimsel düzeyde sunulduğu sistemleri eleştirir. Bu, post-demokrasi tartışmalarının da merkezindedir.
 
Konu sahibi
Son olarak hiyerarşik yapısından bahsetmek istiyorum. (Görsel Khal isimli youtube kanalının videosundan alıntıdır)

Ekran görüntüsü 2025-07-29 150519.png


Güç Piramidi: Squid Game’in Toplumsal Tabakalaşma Alegorisi

Bu görseldeki piramit, dizinin yapısal sınıf ayrımını sade ama derin bir biçimde gösteriyor. Her katman, modern kapitalist toplumdaki bir sınıfı temsil ediyor.

Yeşil:
Bu katman, sistemin en altındaki emeğiyle yaşayanları temsil eder. Tıpkı kapitalist toplumda olduğu gibi bu bireyler yalnızca sayılardan ibarettir: “456”, “333”, “222”, "067"... Kimlik, kişilik ya da geçmiş değil; yerine konabilirlik önemlidir.
  • Felsefi Bağlantı: Marx’ın metalaşma teorisi burada görünür hale gelir. İnsanlar birer kaynak gibi muamele görür. Bu aynı zamanda Simone de Beauvoir’ın öteki kavramıyla da ilişkilidir: Sistemin gözünde bu bireyler özne değil, sadece işlevsel nesnelerdir.
  • Ayrıca: En alt tabaka birbirini öldürmeye zorlanır. Dayanışma değil rekabet esastır. Kapitalist toplumlarda yoksulların birbirine karşı rekabete sokulması bu durumu yansıtır.
Kırmızı:
Bu grup, sistemin çarkını döndüren yönetsel iş gücüdür. Askerî ya da bürokratik düzeni temsil ederler. Emir alırlar, uygularlar ama sistemin sahibi değildirler.
  • Felsefi Bağlantı: Hannah Arendt’in kötülüğün sıradanlığı kavramı burada devreye girer. Görevliler bireysel ahlaki sorumluluktan uzak, yalnızca verilen emirleri uygulayan araçlardır.
  • Bu kişiler de görünüşte üstün gibi dursa da yüzleri yoktur; kimliksizdirler. Tıpkı kurumsal hayatta pozisyonlara indirgenen çalışanlar gibi.

Sarı:

Alt sınıfların ölümü üzerinden eğlenen bir zümre: küresel elitler, sermaye sahipleri. Alt sınıfların acısını gösteri ve zevk nesnesine dönüştürürler. Sistem onların kontrolünde işler.
  • Felsefi Bağlantı: Guy Debord’un Gösteri Toplumu kavramı burada anlam kazanır. Hayat, gerçeklik değil, izlenecek bir içerik haline gelir. Fakirlerin mücadelesi, zenginler için bir Netflix dizisidir.
  • Ayrıca Nietzsche’nin “üstinsan” fikrinin çarpıtılmış hali bu sınıfı tanımlar: Ahlak dışı, her şeyin merkezine kendini koyan bir tanrıcılık hali.

Front Man - Siyah Maskeli

Bu karakter, sistemin görünen yöneticisidir. Fakat o da yalnızca yönetici sınıfa hizmet eden bir aktördür. Dış dünyadan gelen biridir; yani ezilenlerden çıkıp sistemin parçası haline gelmiştir. Bu, sınıfsal yükselmenin aslında sisteme hizmet etmenin bir biçimi olduğunu anlatır.
  • Felsefi Bağlantı: Frantz Fanon bu tür figürleri kolonyal sistemin içselleştirilmiş hizmetkârları olarak tanımlar. Sisteme karşı değil, sistem içinde yükselebilmeyi seçmişlerdir.
  • Front Man, iktidarın görünen yüzü ama öznesi değildir. Tıpkı çağdaş toplumlarda CEO’ların ya da politikacıların sermaye sınıfı adına iş gören aktörler olması gibi.

Sonuç: Görseldeki Piramit = Modern Toplumun Anatomisi

Bu piramit:
  • Alt sınıfların görünmezliğini (sayılar),
  • Orta sınıfın kimliksizlikle cezalandırılmış itaati (maskeli görevliler),
  • Üst sınıfın ahlaki çöküşünü (maskeli VIP’ler),
  • Ve sistemin sembolik tanrısını (Front Man) gösterir.
Bu yapı sadece Squid Game'in değil, bugünkü dünyanın gerçek sosyal mimarisidir.
 
Son düzenleme:
Konu sahibi
Kapanış:

Squid Game, sadece hayatta kalma oyunlarını değil, modern toplumun tamamını çıplak biçimde ifşa eden çocuk oyunlarından oluşan bir simülasyondur. Seçme hakkımız varmış gibi davranırız ama aslında seçenekler çoktan belirlenmiştir.

Eşit yarışıyoruz sanırız ama başlangıç çizgimiz bile farklıdır. Ahlaklı kalmaya çalışırız ama sistem bizi eninde sonunda birbirimize karşı kışkırtır. Kazandığımızda bile, aslında kaybetmiş oluruz. Çünkü bu oyunda en büyük ceza hayatta kalmaktır.

Squid Game, yaşadığımız düzenin en dürüst yalanını anlatır: Özgürlük sandığımız şey, çaresizliğin başka bir adıdır.
 
Son düzenleme:
Emeğine kalemine sağlık kardeşim. Her bir cümlene katılıyorum. Dizinin temel olayı kesinlikle çocuk oyunları oynatıp hayatta kalmak değil. Anlayarak izleyince senin gibi iyi seyirciler çıkıyor işte
 
Son düzenleme:
Konu sahibi
Ayrıca en önemli yeri unutmuşum. Pembe muhafızlar kendi içerisinde ayrılıyorlar yetki bakımından.

12. Görevlilerin Maskeleri: Emir Verenler ve İtaat Edenler Arasında İnce Bir Sınır

Squid Game’de kırmızı (ya da pembe) tulum giymiş görevliler, ilk bakışta homojen ve eşit bir yapı izlenimi verir. Ancak maskelerindeki geometrik şekiller (daire, üçgen, kare) içsel bir hiyerarşiyi temsil eder. Bu da, ezilenlerin bile kendi içinde bir kast sistemine bölündüğünü gösterir. Sistem yalnızca zenginlerle yoksullar arasında değil, yoksulların kendi içinde de bir düzene ihtiyaç duyar.

Daire:
  • Görev: Temizlik, yemek servisi, ceset toplama gibi fiziksel ve en düşük düzeyli işler.
  • Konum: Sistemin en temel iş gücü.
  • Sembolik anlam: Tıpkı alt sınıf çalışanlar gibi, yalnızca bedenleriyle var olan, yerlerine yenisi kolayca bulunabilen kişiler.
Üçgen:
  • Görev: Silah taşıyan askerî güç, emir uygulayıcı.
  • Konum: Dairenin üstü, ama kareye hizmet eder.
  • Sembolik anlam: Polis-devlet şiddet aygıtını çağrıştırır. Arendt’in deyimiyle “kötülüğün sıradan uygulayıcıları”dır.
Kare:
  • Görev: Emir verme, planı yürütme, iç düzeni sağlama.
  • Konum: Muhafızlar arasında en üst düzey. Diğer muhafızlara emir verebilir.
  • Sembolik anlam: Bürokratik sınıf. Sistemi kuran değil ama sistem adına yöneten, kontrolü sağlayan "gözetmenler."
Siyah Kıyafetli Kare Maskeli Figür: Gözetleyenin Gözetleyeni:
  • Orta-Bürokratik Gücün Temsili
  • Pembe muhafızlardan farklı olarak siyah giyinir ama Front Man kadar üst düzey değildir.
  • Genellikle diğer muhafızlara talimat vermekle veya onların işlerini denetlemekle görevlidir.
  • Ön saflarda görünmez, ama sistemi içeriden denetleyen bir figürdür.
Bu karakter, otoriter sistemlerdeki klasik iç denetimci bürokrasiyi simgeler.

Felsefi ve Toplumsal Yorum:
  • Bu yapıyı Michel Foucault’nun iktidar ve gözetim teorileriyle açıklayabiliriz. Muhafızların her biri hem gözetleyen hem de gözetlenen konumundadır.
  • Hierarşik itaat zinciri, sistemin sürdürülebilirliğini sağlar. Herkesin bir üstüne boyun eğdiği, ama aynı zamanda bir altı bastırdığı bir yapı inşa edilmiştir.
  • Bu, aslında gerçek dünyada da yoksul sınıfların neden birbirine karşı kullanılabildiğini açıklar. Sistemin kendini koruması için alt sınıfın kendi içinde bölünmesi gerekir. Böylece isyan etme yerine hiyerarşide yükselebilme arzusu doğar.
Dizideki bu iç hiyerarşi, şu gerçeği ortaya koyar: Sistemde görevli olmak, sistemin sahibi olmak değildir. Alt sınıflar arasında statü farkı yaratılarak, egemen düzenin devamı sağlanır. Kimi silahlı, kimi emreden, kimi ceset toplayan olsa da hepsi aynı duvarın farklı tuğlalarıdır.
 
Konu sahibi

Hiyerarşideki Yeri:

Front Man ve VIP'ler (Yönetici Yüz ve Tanrısal Zengin Sınıf)

Siyah Kare Figür (İç Disiplin Gücü)

Kare Maskeliler (Gözetleyici Muhafızlar)

Üçgen Maskeliler (Silahlı Emir Uygulayıcılar)

Daire Maskeliler (En Alt Seviye Hizmet)

Oyuncular (Numaralanmış Kurbanlar)
 
Konu sahibi
Başka yazın var mı
Kusura bakma yazının sonunu okumamışım görmedim o yüzden şimdi gördüm. The Walking Dead ile ilgili yazmıştım

 
  • Sevmek
Tepkiler: MDB
Geri
Üst Alt