Zamanın, parmak uçlarımızdan kayan sayısız “story” ile ölçüldüğü, kahvaltı sofralarının bile adeta birer sergiye dönüştüğü çağımızda; hiçbir şey paylaşmayan, sessizce izleyen, görünmez bir zümre vardır. Onlar, algoritmanın avucuna düşmeyen, parıltılı “like” tarlalarında iz bırakmayan, fotoğraf makinesini değil gözlerini hafızaya çeviren kişilerdir.
Bu gizli cemiyetin üyeleri, sosyal medya kalabalığında birer gölge gibi süzülür. Profillerinde ne bir tatil fotoğrafı ne de coşkulu bir kutlama notu bulunur. Hatta bazılarının zaman tüneli, eski bir taş konağın boş odaları gibi sessiz ve derindir. Fakat bu görünmezlik, onların sıradan olduğu anlamına gelmez; bilakis, paylaşmama tercihleri bir tür başkaldırı, bir modern münzevîliktir.
Sosyal medyada hiçbir şey paylaşmayanların suskunluğu, aslında en gürültülü manifestodur. “Ben buradayım, ama bana dokunamazsınız” derler adeta. Kimi, bu tavrı derin bir içsel dinginlikten besler; kimi ise insanın en kıymetli şeyinin “mahremiyet” olduğuna inanır ve işte bu yüzden, dışarıdan bakıldığında görünmez olan bu cemiyet, içerde kendi görünmez kudretine sahiptir.
Peki siz ne dersiniz? Bu sessizler topluluğu, çağın en asil direnişçilerinden mi ibaret, yoksa görünmezliğin ardına gizlenmiş sıradan gözlemciler mi? Belki de cevabı, hiç kimsenin görmeyeceği bir fotoğraf karesinde saklıdır.
Bu gizli cemiyetin üyeleri, sosyal medya kalabalığında birer gölge gibi süzülür. Profillerinde ne bir tatil fotoğrafı ne de coşkulu bir kutlama notu bulunur. Hatta bazılarının zaman tüneli, eski bir taş konağın boş odaları gibi sessiz ve derindir. Fakat bu görünmezlik, onların sıradan olduğu anlamına gelmez; bilakis, paylaşmama tercihleri bir tür başkaldırı, bir modern münzevîliktir.
Sosyal medyada hiçbir şey paylaşmayanların suskunluğu, aslında en gürültülü manifestodur. “Ben buradayım, ama bana dokunamazsınız” derler adeta. Kimi, bu tavrı derin bir içsel dinginlikten besler; kimi ise insanın en kıymetli şeyinin “mahremiyet” olduğuna inanır ve işte bu yüzden, dışarıdan bakıldığında görünmez olan bu cemiyet, içerde kendi görünmez kudretine sahiptir.
Peki siz ne dersiniz? Bu sessizler topluluğu, çağın en asil direnişçilerinden mi ibaret, yoksa görünmezliğin ardına gizlenmiş sıradan gözlemciler mi? Belki de cevabı, hiç kimsenin görmeyeceği bir fotoğraf karesinde saklıdır.