Tema düzenleyici

Şimdinin Gençleri Neden Sinemaya Ceketle Gitmez Oldu?

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan Emir
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Karanlık salona gömülmüş, ışıltılı perdenin büyüsüne kapılacak seyirci, bir zamanlar frapan giyinirdi. Ceket, sadece bir giysi değil; perdeyle kurulacak saygılı bir ilişkinin zırhıydı. Bugünse, kot pantolon ve tişörtten müteşekkil bir ordu, patlamış mısır kokulu karanlığa dalıyor. Peki, bu "ceketsizleşme" neyin nesidir?


Önce şu resmiyet meselesini anlamak gerek. Ceket, geçmişin ayin anlayışının somutlaşmış haliydi. Sinema, gündelik hayatın üzerinde, başka âlemlere açılan bir pencereydi. O pencereye bakmaya giderken, o âlemin hakkını vermek için "giyinmek" gerekiyordu. Şimdiki zamanda ise her şey erişilebilir. Diziler, filmler, klipler avuç içindeki ekrana sığdı. Bir tıkla ulaşılan sanat, giyinip kuşanılacak bir olay olmaktan çıktı; tüketilecek bir içerik haline geldi. Ceket giymek, bu hızlı tüketim ritmine ayak uyduramayan ağır bir ritüel artık.

Bir de şu rahatlık putu var tabii. Modern zamanların en yaygın akımı: Konforizm. Her şeyin yumuşak, esnek, sorunsuz olması gerektiğine inanan bir nesil yetişti. Ceketin omuzlara yüklediği hafif ağırlık, kumaşın vücuda temasındaki disiplin, konforizm kurallarına aykırı. Onlar için sinema, bir koltukta kıvrılıp, telefonlarını sessize alarak (belki) izledikleri bir deneyim. O deneyimi maksimum konforla yaşamak esasken, ceket gereksiz bir formalite, hatta bir işkence aleti.

Belki de ceketle sinemaya giden son nesil, aynı zamanda "arada reklam olur, tuvalete yetişemem" endişesini yaşamayan nesildi. Şimdiki genç, filmin ortasında bile telefona bakabilen, koltuğunda istediği gibi kıvrılıp bükülebilen bir özgürlüğü tercih ediyor. Ceket, o hareket kabiliyetini kısıtlayan bir gardırop mahkûmu. Üstelik, pahalı sinema biletleri karşısında, cebinde kalan son kuruşu mısıra yatırmış bir genç, bir de üstüne ceket giyimine bütçe ayıramaz ki!

Belki de ceketsizlik, bir tür isyandır. Geçmişin katı kurallarına, gösterişe, yapay saygı gösterilerine bir başkaldırı. "Ben, ben olduğum için değerliyim, üzerimdekiler için değil" diyen sessiz bir manifestodur bu belki de. Ya da tam tersi, özenmeyi, önemsemeyi, bir etkinliği kıymetlendirmeyi unutuşun melankolik bir göstergesi.

Sonuçta, ceket gitti, yerine rahatlık ve gündeliklik oturdu. Sinema, iyiden iyiye eğlence merkezine evrildi. Belki kaybettik: O özel anın büyüsünü, adanmışlığını... Belki kazandık: Daha samimi, daha az yapay, daha az rol yapan bir seyir deneyimini.

Yine de şunu unutmayalım; perdenin büyüsü hâlâ orada. İster ceketle ister pijamayla girsin karanlık salona seyirci, ışıklar sönüp ilk kare parladığında, giydiği şey değil, hissettikleri önemli olacak. Yeter ki o büyüyü hâlâ hissedebilecek bir kalp kalsın göğüs kafeslerinde...
 
Son düzenleme:

Karanlık salona gömülmüş, ışıltılı perdenin büyüsüne kapılacak seyirci, bir zamanlar frapan giyinirdi. Ceket, sadece bir giysi değil; perdeyle kurulacak saygılı bir ilişkinin zırhıydı. Bugünse, kot pantolon ve tişörtten müteşekkil bir ordu, patlamış mısır kokulu karanlığa dalıyor. Peki, bu "ceketsizleşme" neyin nesidir?


Önce şu resmiyet meselesini anlamak gerek. Ceket, geçmişin ayin anlayışının somutlaşmış haliydi. Sinema, gündelik hayatın üzerinde, başka âlemlere açılan bir pencereydi. O pencereye bakmaya giderken, o âlemin hakkını vermek için "giyinmek" gerekiyordu. Şimdiki zamanda ise her şey erişilebilir. Diziler, filmler, klipler avuç içindeki ekrana sığdı. Bir tıkla ulaşılan sanat, giyinip kuşanılacak bir olay olmaktan çıktı; tüketilecek bir içerik haline geldi. Ceket giymek, bu hızlı tüketim ritmine ayak uyduramayan ağır bir ritüel artık.

Bir de şu rahatlık putu var tabii. Modern zamanların en yaygın akımı: Konforizm. Her şeyin yumuşak, esnek, sorunsuz olması gerektiğine inanan bir nesil yetişti. Ceketin omuzlara yüklediği hafif ağırlık, kumaşın vücuda temasındaki disiplin, konforizm kurallarına aykırı. Onlar için sinema, bir koltukta kıvrılıp, telefonlarını sessize alarak (belki) izledikleri bir deneyim. O deneyimi maksimum konforla yaşamak esasken, ceket gereksiz bir formalite, hatta bir işkence aleti.

Belki de ceketle sinemaya giden son nesil, aynı zamanda "arada reklam olur, tuvalete yetişemem" endişesini yaşamayan nesildi. Şimdiki genç, filmin ortasında bile telefona bakabilen, koltuğunda istediği gibi kıvrılıp bükülebilen bir özgürlüğü tercih ediyor. Ceket, o hareket kabiliyetini kısıtlayan bir gardırop mahkûmu. Üstelik, pahalı sinema biletleri karşısında, cebinde kalan son kuruşu mısıra yatırmış bir genç, bir de üstüne ceket giyimine bütçe ayıramaz ki!

Belki de ceketsizlik, bir tür isyandır. Geçmişin katı kurallarına, gösterişe, yapay saygı gösterilerine bir başkaldırı. "Ben, ben olduğum için değerliyim, üzerimdekiler için değil" diyen sessiz bir manifestodur bu belki de. Ya da tam tersi, özenmeyi, önemsemeyi, bir etkinliği kıymetlendirmeyi unutuşun melankolik bir göstergesi.

Sonuçta, ceket gitti, yerine rahatlık ve gündeliklik oturdu. Sinema, iyiden iyiye eğlence merkezine evrildi. Belki kaybettik: O özel anın büyüsünü, adanmışlığını... Belki kazandık: Daha samimi, daha az yapay, daha az rol yapan bir seyir deneyimini.

Yine de şunu unutmayalım; perdenin büyüsü hâlâ orada. İster ceketle ister pijamayla girsin karanlık salona seyirci, ışıklar sönüp ilk kare parladığında, giydiği şey değil, hissettikleri önemli olacak. Yeter ki o büyüyü hâlâ hissedebilecek bir kalp kalsın göğüs kafeslerinde...
Okul konusunda aynı durumdan bahsedebiliriz. Bir lise öğrencisi olarak gömlek, kravat, ceket, pantolon giyerek gitmek isterdim, bu şekil benim daha çok hoşuma gidiyor, askerliğe benzetiyorum bu düzeni herkes nizami laçkalık yok en güzeli. Bence okul sistemindeki en büyük hatalardan biri bu serbest kıyafet kararı oldu bu benim görüşüm.
 
Televizyon ve Türk Dizilerini izlemeyi hiç sevmiyorum. Sinemaya gitmeyi çok çok seviyorum. Sinemayı benim gibi bu kadar çok seven var mıdır bilmiyorum ama param yoksa kredi çeker yine giderim o düzeyde bir sinemaya karşı sevgim var
Bir aksilik çıkmazsa yarın Avatar'ın yeni filmi için Sinemada olacağım. 4 Salon açılmış ilgi büyük gibi duruyor

Ekran görüntüsü 2025-12-24 203433.png
 
Geri
Üst