Bir zamanlar Mersin’in dört bir yanında dallarından bereket fışkıran narenciye bahçeleri vardı… Portakal çiçeklerinin kokusu rüzgârla birleşip sokaklara karışır, limon ağaçlarının gölgesi yaz sıcağında serinlik arayanlara sığınak olurdu. Baharın gelişi, narenciye çiçeklerinin bembeyaz tülleriyle kutlanır, o büyülü koku çocukluğumuzun hafızasına mühürlenirdi.
Ama zaman değişti. Beton, yeşilin üzerine ağır ağır serildi; bahçeler, apartman bloklarının gölgesinde kayboldu. Portakal bahçelerinin yerinde şimdi otoparklar, marketler, siteler yükseliyor. Bir zamanlar kuş cıvıltılarıyla uyanan toprak, artık egzoz dumanıyla boğuluyor.
Hâlbuki o bahçelerin her biri, sadece tarım değil; bir kültür, bir yaşam biçimiydi. Çocuklar ağaçlara tırmanır, dallardan gizlice portakal koparır; anneler taze limonlarla reçel, turunçla şerbet yapardı. Bahçelerde çalışmak zor olsa da, bereketi sofralara huzur taşırdı.
Bugün geriye dönüp baktığımızda, kaybolan sadece ağaçlar değil… Bir kentin ruhu, insanın doğayla kurduğu bağ, portakal çiçeklerinin masum hatırası da yitip gitti.
Siz de o günleri hatırlıyor musunuz? Çocukluğunuzda burnunuza gelen o keskin turunç çiçeği kokusunu, bahar aylarında Mersin’i sarıp sarmalayan o eşsiz havayı?
Belki de bu başlık, kaybolan bahçelerin hatırasını yaşatmanın küçük bir yolu olur.
Ama zaman değişti. Beton, yeşilin üzerine ağır ağır serildi; bahçeler, apartman bloklarının gölgesinde kayboldu. Portakal bahçelerinin yerinde şimdi otoparklar, marketler, siteler yükseliyor. Bir zamanlar kuş cıvıltılarıyla uyanan toprak, artık egzoz dumanıyla boğuluyor.
Hâlbuki o bahçelerin her biri, sadece tarım değil; bir kültür, bir yaşam biçimiydi. Çocuklar ağaçlara tırmanır, dallardan gizlice portakal koparır; anneler taze limonlarla reçel, turunçla şerbet yapardı. Bahçelerde çalışmak zor olsa da, bereketi sofralara huzur taşırdı.
Bugün geriye dönüp baktığımızda, kaybolan sadece ağaçlar değil… Bir kentin ruhu, insanın doğayla kurduğu bağ, portakal çiçeklerinin masum hatırası da yitip gitti.
Siz de o günleri hatırlıyor musunuz? Çocukluğunuzda burnunuza gelen o keskin turunç çiçeği kokusunu, bahar aylarında Mersin’i sarıp sarmalayan o eşsiz havayı?
Belki de bu başlık, kaybolan bahçelerin hatırasını yaşatmanın küçük bir yolu olur.