Tema düzenleyici

Levant 4 Önerisinden Levant Bölgesinde Kapsamlı Bir Serbest Ticaret Anlaşmasına Türkiye’nin Rolü

turgutkuzan

Teğmen
Katılım
9 Mar 2024
Mesajlar
707
Beğeni
420
Konu sahibi
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

14 Mayıs 2028 tarihinde yapılması gereken Genel seçimler öncesinde sağ ve sol kanatlarda yeni partiler kurulacağı ve seçimlerin favori partilerinin bunlar olacağı yönünde bir öngörüm var.

Muhtemelen 2026 sonbaharında yapılacak Anayasa referandumu sonrasında bu partilerin kuruluşu hakkındaki bilgiler kamuoyu ile paylaşılmaya başlanacaktır.

Bu gelişmenin beni ilgilendiren kısmı, bu partilerin SÖYLEMLERİNİN ne olacağıdır?

Yaptığım araştırmalar, AB tam üyeliği ve İslam İşbirliği Teşkilatının siyasi bir birliğe dönüşmesi ihtimallerinin düşük olduğunu gösteriyor.

Ekonomik göstergeler dikkate alındığında, yeni ekonomi politikaları, pandemi dönemi, asrın felaketi ile bozulan ekonominin, seçim döneminde rayına oturmuş olması yüksek ihtimal. Yani partilerin ekonomi konulu vaatleri pek karşılık bulmayacaktır.

Bununla birlikte yargı alanında, yayılan uygulamaların büyük bir kısmının seçim dönemine kadar devam edeceği ön görüldüğünde, yargı düzenlemeleri kaynaklı vaatler karşılık bulacaktır. Bununla birlikte bu vaatler toplumun büyük kısmının ilgisini çekmeyecektir.

Bu nedenle yeni kurulan partilerin, toplumun büyük kısmını heyecanlandıracak, harekete geçirecek, FARKLI bir / birkaç vaatte bulunmasına ihtiyaç vardır.

Yaptığım araştırmalar “Levant” kavramını karşıma çıkardı. Kökeni 2010’lu yıllara dayanan bu kavramın güncellenerek yeni kurulan partilerden birinin SÖYLEMİ olmasını ihtimal dâhilinde buluyorum. Bu düşüncemi forumdaşlarımla paylaşarak düşüncelerini öğrenmek istiyorum.
 
Konu sahibi
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

2010’lu yıllarda Türk-Arap Ülkeleri İşadamları Derneği (TURAB), “Levant 4” adında bir proje önerisi yapmış; bu öneride Türkiye, Suriye, Ürdün ve Lübnan arasında sınır ticareti, serbest dolaşım, ticari entegrasyon gibi hedeflerin yer alacağı ifade edilmiş.

2019 yılında RAND Corporation (Amerikan düşünce kuruluşu) “Levant Entegrasyonunun Ekonomik Faydalarının Tahmini” başlıklı bir rapor hazırlıyor. Raporda “Levant ülkeleri” grubu Türkiye, Suriye, Irak, Lübnan, Ürdün, Mısır ve ayrıca İsrail-Filistin olarak tanımlanıyor.

14 Ekim 2025 tarihinde ABD Başkanı Donald Trump, Türkiye, Katar ve Mısır tarafından imzalanan Gazze ateşkes anlaşmasının Levant Projesinin gerçekleşmesi yolunda bir adım olduğu iddiaları mevcut. İddiaya göre, Levant projesi ile Ortadoğu barışı sağlanarak Amerika’nın pasifik savaşına hazırlanmasının zemini hazırlanacak.
 
Konu sahibi
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Beyrut’ta kaldığı Inter Continantal Otel’de düzenlenen Arap Bankalar Birliği Konferansı’nda “2010 Liderlik Ödülü”nü aldıktan sonra yaptığı 26 Kasım 2010 tarihli konuşmada, bölgede Schengen tarzı yapılanma oluşturulması gerektiğini, bunun tüm bölgenin çıkarına olduğunu söylemiş.
Biz de ‘Schengen’ kuralım
Son dönemde arka arkaya Suriye, Libya, Ürdün ve Lübnan ile vizelerin kaldırıldığını hatırlatan Erdoğan, şöyle dedi:
“Hiçbir zararını görmedik. Tam tersine bu vizelerin ne kadar anlamsız olduğunu net gördük.
Vizeleri kaldırmadık halklarımız arasındaki 100 yıllık hasreti kaldırdık. Halklarımız kucaklaşıyor.
İşadamlarımız serbestçe gidip geliyor. Bütün bölgenin insanları hep birlikte kazanıyoruz.
AB ‘Schengen’ diyor. Tamam biz niye kendi aramızda bunun benzerini rahatlıkla yapamıyoruz.
Nedir bu korku, çekince? Bunu anlamak mümkün değil. Bütün bunlardan kimse rahatsızlık duymasın.
Biz bölgede barış, huzur ve istikrar istiyoruz. ”

Türkiye Bağlamında “Levant 4” Projesi: Medya & Analizlerde Geçenler​


  • TURAB’ın “Levant 4” önerisi
    Türk-Arap Ülkeleri İşadamları Derneği (TURAB), “Levant 4” adında bir proje önerisi yapmış; bu projede Türkiye, Suriye, Ürdün ve Lübnan arasında sınır ticareti, serbest dolaşım, ticari entegrasyon gibi hedeflerin yer alacağı ifade edilmiş.
    Projeyle ilgili sunumlarda, Türkiye’nin coğrafi ve stratejik konumunun avantajı vurgulanmış; proje İstanbul merkezli başlatılmış gibi anlatılmış.
    TURAB’ın açıklamasında, dışişleri bakanları düzeyinde bu dört ülke arasında “uzun vadeli stratejik ortaklık + ekonomik entegrasyon” hedefi içeren bir deklarasyon yapıldığı da belirtilmiş.
  • “Levant Doğu Akdeniz Dörtlüsü / Levant Dörtlüsü” adıyla benzer öneriler
    Bazı medya kaynaklarında “Levant Doğu Akdeniz Dörtlüsü Projesi” ya da “Levant Dörtlüsü” ifadeleri kullanılıyor; bu projede de Türkiye, Suriye, Lübnan ve Ürdün’ün bir işbirliği platformu kurması öngörülüyor.
    Bu projede önerilen adımlar arasında:
    • Mersin-Halep-Şam-Amman-Akabe hattı otoyolu/demiryolu bağlantısı,
    • Hicaz demiryolunun rehabilitasyonu,
    • Feribot / Ro-Ro bağlantıları (Mersin-Beyrut, Mersin-Suriye),
    • Ortak bankacılık sistemleri, sınır kapılarının açılması, mal/hizmet standardizasyonu gibi uygulamalar yer alıyor.
    Ayrıca “Levant İş Forumu” gibi bir yapı kurulması, 4 ülkenin iş dünyası temsilcilerinin birlikte çalışması, 14 başlıkta 75 proje belirlenmesi gibi ifade edilen hedefler var.
    Bu önerilerin bazıları gazetecilik ve analiz düzeyinde dile getirilmiş; ancak henüz bu fikirlerle resmi devletlerarası anlaşmaların somutlaştığına dair güçlü kanıtlar görünmüyor.
  • “Schengen’e Karşı Levant Dörtlüsü” gibi kavramsal kullanımlar
    “Schengen’e karşı Levant Dörtlüsü” başlıklı yazılarda, Türkiye-Suriye-Lübnan-Ürdün’ün birlikte sınırların açılması, kişilerin ve malların serbest dolaşımı, altyapı projeleri gibi işbirlikleriyle Schengen tipi yerel bir entegrasyon kurması gerektiği önerilmektedir.
    Bu yazılar arasında önerilen adımlarda Mersin-Basra demiryolu, otoyol, uçuş bağlantıları, ortak banka, yatırım teşvikleri gibi hususlar yer alıyor.
  • Zaman & aktiflik açısından gerilik
    TURAB’ın “Levant 4” projesi ile ilgili açıklamalar 2010’lu yıllara dayanıyor; kamuoyunda daha çok fikir düzeyinde konuşulmuş. Bu yüzden günümüzde bu kavramın resmi dış politika belgelerinde öncelikli bir “strateji” olarak yer aldığını gösteren güncel kaynaklar çok sınırlı.

Değerlendirme: Türkiye Perspektifinden “Levant 4”ün Gerçekliği, Güçlü ve Zayıf Yanları​

Güçlü yanları​

  1. Coğrafi avantaj
    Türkiye, doğu-batı ekseninde bir köprü konumunda. Levant bölgesi ile ulaştırma, liman, lojistik rotalarında doğal bir bağlantı noktası. TURAB’ın açıklamalarında bu vurgulanmış.
  2. Ekonomik entegrasyon potansiyeli
    Sınır ticareti kolaylığı, ulaştırma hatlarının açılması, banka ve kredi sistemlerinin entegrasyonu gibi adımlar potansiyel ekonomik fayda sağlayabilir.
  3. Diplomatik imaj & bölgesel rol vurgusu
    Türkiye’nin bölgesel rolünü genişletme, “etki alanı” algısını güçlendirme, komşularla bağlantıları derinleştirme stratejisine uygun bir tez olarak kullanılabilir.

Zayıf yönleri / Engeller​

  1. Siyasi ve güvenlik riskleri
    Suriye iç savaşı, sınır çatışmaları, rejimlerle ilişkiler gibi unsurlar. Suriye’nin istikrarsızlığı bu dört ülke arasında ciddi bir bariyer olarak duruyor.
  2. Egemenlik ve sınır politikaları
    Vize kolaylıkları, sınır kapılarının açılması gibi adımlar, güvenlik endişelerini doğurur; bazı devletler egemenlik kaygısıyla temkinli olur.
  3. Farklı ekonomik düzey ve altyapı eksiklikleri
    Lübnan, Suriye gibi ülkelerin mali krizleri, altyapı zayıflığı, yatırım bütçesi eksikliği gibi sorunlar; bu ülkelerin entegrasyon kapasitesini sınırlı kılar.
  4. Uygulama eksikliği / resmi sahiplenme yokluğu
    “Levant 4” adıyla çok fazla resmi belge, anlaşma veya devlet tasarısı bulunmuyor; genelde düşünce kuruluşu / iş çevresi / medya önerisi düzeyinde kalıyor.
  5. Uluslararası aktörlerin tutumu
    ABD, Rusya, İran gibi aktörlerin bölgedeki çıkarları, bu tür bir entegrasyonun nasıl şekilleneceğini etkileyebilir.
 
Konu sahibi
Allah (c.c.) rahmeti, selamı ve bereketi üzerimize olsun.

Levant Entegrasyon Projesi ya da RAND Raporu’nun “Levant Economic Integration” çalışması adını taşıyan önerisi, Doğu Akdeniz-Levant bölgesindeki ülkeler arasında ekonomik entegrasyon yoluyla bölgesel istikrarı, kalkınmayı ve refahı artırma hedefi taşıyan bir fikir / yol haritasıdır. Aşağıda projenin temel analizi, öngörülen faydaları, zorlukları ve mevcut durumuna dair bilgiler var.

Temel Tanım ve Kapsam​

  • RAND Corporation tarafından hazırlanan “Estimating the Economic Benefits of Levant Integration” başlıklı rapor, Levant bölgesinde kapsamlı bir Serbest Ticaret Anlaşması (Free Trade Agreement — FTA) aracılığıyla ticaret, yatırım, turizm & seyahat ile vize kolaylıklarını içeren bir entegrasyon öneriyor.
  • Bu “Levant ülkeleri” grubuna tipik olarak Türkiye, Suriye, Irak, Lübnan, Ürdün, Mısır ve ayrıca İsrail-Filistin de dahil ediliyor.

Önerilen Unsurlar​

Şöyle başlıca mekanizmalar öneriliyor:
UnsurAçıklama
Tarife veya Gümrük Vergisi KaldırılmasıTicarette gümrük engellerinin azaltılmasıyla malların serbest dolaşımı.
Ticaret Dışı Engellerin AzaltılmasıStandartlar, düzenlemeler, izinler gibi engellerin kolaylaştırılması.
Yatırımın TeşvikiSınır ötesi yatırımların önünün açılması; yabancı yatırımın, sermaye akışlarının artması.
Turizm ve Seyahat KolaylıklarıVize uygulamalarının gevşetilmesi, sınır geçişlerinin kolaylaştırılması.

Beklenen Faydalar​

RAND raporunda öngörülen bazı faydalar şöyle:
  • Bölge ülkelerinin ortalama GSYİH’si %3-7 arası artabilir.
  • Entegrasyon gerçekleştiği takdirde, 0,7 ila 1,6 milyon yeni iş imkânı oluşabilir.
  • Bölgedeki işsizlik oranlarında %9-20 düşüş potansiyeli öngörülüyor.
  • Özellikle Suriye’nin yeniden inşası ve genç nüfusun ekonomiye katılımının artması büyük katkı alanları olarak belirtiliyor.

Zorluklar ve Engeller​

Her ne kadar faydaları büyük görünse de, projenin önünde bir dizi ciddi engel var:
  1. Politik İstikrarsızlık
    Suriye iç savaşı, İsrail-Filistin çatışmaları, Lübnan’daki ekonomik kriz gibi bölgedeki çatışma ve belirsizlikler entegrasyon projelerini zorlaştırıyor.
  2. Güvenlik ve Egemenlik Meseleleri
    Ülkelerin sınır güvenliği, vize ve göç politikaları gibi konularda egemenlik kaygıları yüksek, kontrolün paylaşılması veya gevşetilmesi kolay değil.
  3. Altyapı ve Kurumsal Kapasite
    Limanlar, sınır kapıları, ulaştırma yolları, gümrük işlemleri gibi altyapılar ve bürokratik süreçler, serbest ticaretin gerektirdiği hız ve kolaylığı sağlayacak durumda olmayabilir.
  4. İşbirliği ve Güven Eksikliği
    Bölgede ülkeler arasında siyasi güvensizlik, geçmişteki sınır anlaşmazlıkları, dış müdahaleler vs., karşılıklı işbirliğinin önünü kesen faktörler.
  5. Uluslararası Aktörler ve Jeopolitik Rekabet
    Bölgeye dışarıdan müdahil olan güçlerin çıkarları projenin yönünü ve kapsamını etkileyebilir; bazılarının bu tür entegrasyon projelerine şüpheyle yaklaşması muhtemeldir.

Mevcut Durum ve Uygulanabilirlik​

  • Rapor öneri düzeyindedir; projelerin somut politikalarla, anlaşmalarla ya da kurumlarla tam anlamıyla uygulamaya konduğu bir aşamaya gelmemiştir.
  • Ancak bu tip öneriler, bölgesel entegrasyon fikrini kamuoyunda, akademide ve politika yapıcılarda tartışmaya açmıştır. Özellikle Türkiye’de ve bazı Arap ülkelerinde bu entegrasyona dair fikirsel ilgi var.
  • Uygulamanın başarıya ulaşabilmesi için, hem politik irade hem de uzun vadeli planlama, ekonomik, lojistik ve kurumsal altyapı yatırımı gerekmektedir.
 
Geri
Üst Alt