Doğu Anadolu’nun büyüleyici doğası, kış aylarında adeta bir masal diyarına dönüşüyor. O masalın en görkemli sayfalarından biri ise şüphesiz Ardahan ile Kars arasında yer alan Çıldır Gölü. Yılın büyük bölümünde donan bu göl, sadece bir doğa harikası değil; aynı zamanda yüzyıllardır süregelen geleneksel bir kış deneyiminin sahnesi: buz tutmuş göl üzerinde atlı kızakla yolculuk.
Kışın soğuk nefesiyle cam gibi bir tabakaya dönüşen göl yüzeyi, yerli halk ve ziyaretçiler için adeta bir festival alanına dönüşür. Kızakların göl üzerinde kayarken çıkardığı ritmik ses, atların nefesinden yükselen buğu ve çevreyi kaplayan bembeyaz sessizlik, insanı zamanın dışına taşır. Bu deneyim, hem romantik hem nostaljik bir atmosfer sunar — özellikle gün batımında göl yüzeyine vuran altın renkli ışıklar arasında ilerlemek, fotoğraf tutkunlarının unutamayacağı anlar yaratır.
Çıldır Gölü’nde kızak keyfi, sadece turistik bir aktivite değil, aynı zamanda bölgenin kültürel dokusunun da bir parçası. Göl kıyısında yaşayan köylüler, atlarını özenle hazırlar; rengarenk örtüler, çan sesleri ve geleneksel kıyafetlerle misafirlerini karşılar. Bu samimi atmosfer, kışın soğuğunu bile unutturacak kadar içten bir misafirperverlik taşır.
Ziyaretçiler için öneri: Yanınıza mutlaka termal kıyafetler, eldiven ve sıcak içecekler alın. Eğer şanslıysanız, göl çevresinde düzenlenen buz balıkçılığı gösterilerine de denk gelebilirsiniz. Kış aylarında -15 dereceye kadar düşen hava sıcaklığına rağmen, bölgenin bu kendine has büyüsü sizi ısıtacaktır.
Kışın soğuk nefesiyle cam gibi bir tabakaya dönüşen göl yüzeyi, yerli halk ve ziyaretçiler için adeta bir festival alanına dönüşür. Kızakların göl üzerinde kayarken çıkardığı ritmik ses, atların nefesinden yükselen buğu ve çevreyi kaplayan bembeyaz sessizlik, insanı zamanın dışına taşır. Bu deneyim, hem romantik hem nostaljik bir atmosfer sunar — özellikle gün batımında göl yüzeyine vuran altın renkli ışıklar arasında ilerlemek, fotoğraf tutkunlarının unutamayacağı anlar yaratır.
Çıldır Gölü’nde kızak keyfi, sadece turistik bir aktivite değil, aynı zamanda bölgenin kültürel dokusunun da bir parçası. Göl kıyısında yaşayan köylüler, atlarını özenle hazırlar; rengarenk örtüler, çan sesleri ve geleneksel kıyafetlerle misafirlerini karşılar. Bu samimi atmosfer, kışın soğuğunu bile unutturacak kadar içten bir misafirperverlik taşır.
Ziyaretçiler için öneri: Yanınıza mutlaka termal kıyafetler, eldiven ve sıcak içecekler alın. Eğer şanslıysanız, göl çevresinde düzenlenen buz balıkçılığı gösterilerine de denk gelebilirsiniz. Kış aylarında -15 dereceye kadar düşen hava sıcaklığına rağmen, bölgenin bu kendine has büyüsü sizi ısıtacaktır.