1930’ların İstanbul’u, henüz motorlu taşımacılığın baskın olmadığı, Boğaz’ın sularında sessizce süzülen kayıkların hâkim olduğu bir dönemdi. O yıllarda, Boğaz hattında yer alan birçok semtte — Kandilli, Çengelköy, Arnavutköy, Kuzguncuk, Bebek ve Yeniköy gibi — sabah erken saatlerden itibaren kıyıya yanaşmış kiralık kayıklar, hem ulaşım hem de gezinti amacıyla İstanbulluların hizmetindeydi.
Günlük Kiralık Kayıklar ve “Defter” Usulü
Kiralık kayıklar genellikle “defter” adı verilen sistemle işletilirdi. Semt kayıkçılarının ortaklaştığı bu defterler, kimin hangi saatlerde kayığı kiraladığı, kaç saat kullandığı ve hangi mevkiler arasında yolculuk ettiği gibi bilgileri içerirdi. Bu kayıtlar, hem ekonomik bir düzenin hem de Boğaz kültürünün yazılı tanıklarıydı. Hatta bazı eski defterlerde müdavim müşterilerin notları ve bahşiş adetleri bile yer alırdı.
Sosyal Hayatın Bir Parçası Olarak Kayıklar
1930’ların kayık kültürü sadece ulaşımdan ibaret değildi. Aile gezmeleri, gizli buluşmalar, balık avları ve hatta müzikli kayık sefaları, dönemin Boğaz yaşamını şekillendiren önemli sosyal etkinliklerdendi. Kimi zaman semtin gençleri, akşamüstü gitar eşliğinde kayıkla açılır, kimi zaman ise işine giden bir tüccar sabah sessizliğinde kıyıdan diğer yakaya geçerdi.
Kadim Semtlerde Kayıkçılar ve Unutulmuş Hikâyeler
Her semtin kendine has kayıkçıları ve bu mesleği kuşaktan kuşağa sürdüren aileleri vardı. Bazı kayıkçılar, defterlerde sadece isimleriyle değil, lakaplarıyla da anılırdı: “Uzun İdris”, “Kefeli Ali”, “Gülbeyaz Hüseyin”… Bu lakaplar, bugün nostaljik bir anı gibi dursa da, o yılların Boğaz'ında adeta bir sosyal belleğin parçasıydı.
Nostaljik Bir Arşiv: Günümüze Kalan Defterler
Ne yazık ki bu defterlerin çoğu zamanla kaybolmuş olsa da bazıları özel koleksiyonlarda, müzelerde veya aile arşivlerinde saklanıyor. Bugün bu defterler, tarihçiler, araştırmacılar ve meraklılar için Boğaziçi'nin sosyo-kültürel dokusunu anlamak adına eşsiz birer kaynak niteliğinde.
---
Siz de semtinizde böyle defterlere rastladınız mı? Ya da ailenizde Boğaz’da kayıkla ulaşım hikâyeleri anlatılır mı? Gelin bu başlık altında eski günleri birlikte hatırlayalım ve paylaşalım.
Günlük Kiralık Kayıklar ve “Defter” Usulü
Kiralık kayıklar genellikle “defter” adı verilen sistemle işletilirdi. Semt kayıkçılarının ortaklaştığı bu defterler, kimin hangi saatlerde kayığı kiraladığı, kaç saat kullandığı ve hangi mevkiler arasında yolculuk ettiği gibi bilgileri içerirdi. Bu kayıtlar, hem ekonomik bir düzenin hem de Boğaz kültürünün yazılı tanıklarıydı. Hatta bazı eski defterlerde müdavim müşterilerin notları ve bahşiş adetleri bile yer alırdı.
Sosyal Hayatın Bir Parçası Olarak Kayıklar
1930’ların kayık kültürü sadece ulaşımdan ibaret değildi. Aile gezmeleri, gizli buluşmalar, balık avları ve hatta müzikli kayık sefaları, dönemin Boğaz yaşamını şekillendiren önemli sosyal etkinliklerdendi. Kimi zaman semtin gençleri, akşamüstü gitar eşliğinde kayıkla açılır, kimi zaman ise işine giden bir tüccar sabah sessizliğinde kıyıdan diğer yakaya geçerdi.
Kadim Semtlerde Kayıkçılar ve Unutulmuş Hikâyeler
Her semtin kendine has kayıkçıları ve bu mesleği kuşaktan kuşağa sürdüren aileleri vardı. Bazı kayıkçılar, defterlerde sadece isimleriyle değil, lakaplarıyla da anılırdı: “Uzun İdris”, “Kefeli Ali”, “Gülbeyaz Hüseyin”… Bu lakaplar, bugün nostaljik bir anı gibi dursa da, o yılların Boğaz'ında adeta bir sosyal belleğin parçasıydı.
Nostaljik Bir Arşiv: Günümüze Kalan Defterler
Ne yazık ki bu defterlerin çoğu zamanla kaybolmuş olsa da bazıları özel koleksiyonlarda, müzelerde veya aile arşivlerinde saklanıyor. Bugün bu defterler, tarihçiler, araştırmacılar ve meraklılar için Boğaziçi'nin sosyo-kültürel dokusunu anlamak adına eşsiz birer kaynak niteliğinde.
---
Siz de semtinizde böyle defterlere rastladınız mı? Ya da ailenizde Boğaz’da kayıkla ulaşım hikâyeleri anlatılır mı? Gelin bu başlık altında eski günleri birlikte hatırlayalım ve paylaşalım.