Zonguldak: Bir yanı kömür kokan geçmiş, bir yanı Karadeniz’in tuzlu nefesiyle yoğrulmuş şehir. Güne deniz kıyısında, martı seslerinin eşliğinde başlamak isteyenler için burası tam bir saklı cennet. Peki Zonguldak’ta “gerçek” kahvaltı nerede yapılır, nerede çay bardakları duman duman tüter, menemenin kokusu rüzgârla karışır? İşte bu yazı tam da o sabahın büyüsünü arayanlara gelsin.
Zonguldak kahvaltısı, Karadeniz’in hırçın dalgalarına inat huzurludur. Şehrin merkezinde, denize nazır mekanlar sabahın ilk ışıklarında misafirlerini ağırlar. Fener Mahallesi’nde, kayalıkların üzerinde konuşlanmış minik kafelerde demli çayınızı yudumlarken, burnunuza yeni kızarmış tereyağlı mıhlamanın kokusu gelir. Tereyağ Karadeniz’in bağrından, peynir Ereğli yaylalarından, bal ise Çaycuma’nın yamaçlarından gelir… Yani tabakta sadece kahvaltı değil, bir coğrafyanın hikâyesi vardır.
Biraz daha doğallık ve sakinlik arayanlar için ise Çaycuma ve Devrek tarafları biçilmiş kaftandır. Burada köy kahvaltısı tabiri kelimenin tam anlamıyla hayat bulur. Sıcak bazlama, tazecik çökelek, köy yumurtası, kendi bahçesinden koparılmış domates ve biberlerle donatılmış sofralar, şehir gürültüsünden kaçıp nefes almak isteyenleri kucaklar. Hele Devrek’in mis gibi cevizli ekmeği… Kahvaltıya değil, adeta bir hatıraya dönüşür.
Şehrin gençleri ve öğrencileri ise genellikle sahil şeridindeki modern kafelere akın eder. Burada açık büfeler, serpme kahvaltılar, granola kaseleri, hatta avokadolu tostlar bile vardır; ama o eski Zonguldak lezzeti hâlâ bir köşede, demli bir bardak çayın içinde saklıdır. Çünkü Zonguldak’ta kahvaltı sadece bir öğün değil, dostlarla edilen sabah sohbetlerinin bahanesidir.
Kısacası, ister Fener’in denizle flört eden masalarında, ister Devrek’in yeşillikler içindeki köy sofralarında olun, Zonguldak’ta kahvaltı güne değil, yaşama yeniden başlamaktır.
Peki sizce Zonguldak’ta en iyi kahvaltı nerede yapılır? Fener mi, Çaycuma mı, yoksa bilmediğimiz gizli bir köy evi mi? Hadi yazın, Zonguldak’ın kahvaltı rotasını birlikte çıkaralım!
Zonguldak kahvaltısı, Karadeniz’in hırçın dalgalarına inat huzurludur. Şehrin merkezinde, denize nazır mekanlar sabahın ilk ışıklarında misafirlerini ağırlar. Fener Mahallesi’nde, kayalıkların üzerinde konuşlanmış minik kafelerde demli çayınızı yudumlarken, burnunuza yeni kızarmış tereyağlı mıhlamanın kokusu gelir. Tereyağ Karadeniz’in bağrından, peynir Ereğli yaylalarından, bal ise Çaycuma’nın yamaçlarından gelir… Yani tabakta sadece kahvaltı değil, bir coğrafyanın hikâyesi vardır.
Biraz daha doğallık ve sakinlik arayanlar için ise Çaycuma ve Devrek tarafları biçilmiş kaftandır. Burada köy kahvaltısı tabiri kelimenin tam anlamıyla hayat bulur. Sıcak bazlama, tazecik çökelek, köy yumurtası, kendi bahçesinden koparılmış domates ve biberlerle donatılmış sofralar, şehir gürültüsünden kaçıp nefes almak isteyenleri kucaklar. Hele Devrek’in mis gibi cevizli ekmeği… Kahvaltıya değil, adeta bir hatıraya dönüşür.
Şehrin gençleri ve öğrencileri ise genellikle sahil şeridindeki modern kafelere akın eder. Burada açık büfeler, serpme kahvaltılar, granola kaseleri, hatta avokadolu tostlar bile vardır; ama o eski Zonguldak lezzeti hâlâ bir köşede, demli bir bardak çayın içinde saklıdır. Çünkü Zonguldak’ta kahvaltı sadece bir öğün değil, dostlarla edilen sabah sohbetlerinin bahanesidir.
Kısacası, ister Fener’in denizle flört eden masalarında, ister Devrek’in yeşillikler içindeki köy sofralarında olun, Zonguldak’ta kahvaltı güne değil, yaşama yeniden başlamaktır.
Peki sizce Zonguldak’ta en iyi kahvaltı nerede yapılır? Fener mi, Çaycuma mı, yoksa bilmediğimiz gizli bir köy evi mi? Hadi yazın, Zonguldak’ın kahvaltı rotasını birlikte çıkaralım!