Tema düzenleyici

Herkesin Gizlice İnandığı Ama Söylemeye Cesaret Edemediği Sosyal Yalanlar

Emir

Moderatör
Yarbay
Katılım
19 Ara 2023
Mesajlar
4,928
Beğeni
11,269
Yaş
36
Konu sahibi
Günlük hayatımızı, ilişkilerimizi ve toplumu sürdürmek için hepimizin üzerinde sessizce anlaştığımız küçük, büyük yalanlar var. Bunları yüksek sesle söylemek "ayıp" ya da "yıkıcı" kabul edilir. Ama hadi bir günlüğüne dürüst olalım. Sizin aklınızdan geçen, kimseye söyleyemediğiniz o sosyal yalan nedir?

İşte benimkiler, başlayayım:

1. "Para mutluluk getirmez."
Hepimiz bunu duyduk ve söyledik. Ama içten içe biliyoruz ki, finansal stresin ortadan kalkması; sağlık, güvenlik, eğitim ve özgürlük satın alır. Bu, mutluluğun ta kendisi değil mi? Bu yalan, para sıkıntısı çekenleri teselli etmek ya da aşırı materyalizmi eleştirmek için söyleniyor. Ama gerçek şu ki, para, mutsuzluğun büyük sebeplerini ortadan kaldırır.

2. "Her insan eşit değerlidir / Her fikir saygıyı hak eder."
İlk bakışta kulağa hoş geliyor, değil mi? Ancak pratikte, bir cerrahın topluma katkısıyla, bir sosyal medya trolünün katkısı aynı mı? Ya da herhangi bir konuda hiç araştırma yapmamış birinin fikri, yıllarını vermiş bir uzmanın fikriyle aynı ağırlıkta mı olmalı? İnanmasak da "eşitlik" naraları atıyoruz.

3. "Dış görünüş önemli değil, iç güzellik önemlidir."
Elbette karakter çok daha önemli. Ama hepimiz biliyoruz ki, güzel veya yakışıklı olmak hayatın neredeyse her alanında (iş görüşmeleri, flört, sosyal etkileşimler) bir "gizli geçiş kartı". İnsanlar sırf güzel diye daha nazik, daha zeki veya daha güvenilir bile görülebiliyor. Bunu kabul etmek "sığ" görünmekten korktuğumuz için bu yalana sığınıyoruz.

4. "Yoğun çalışmak, başarının tek yoludur."
"Sadece çok çalış, gerisi gelir." Bu, sistemin bize dayattığı en büyük yalanlardan biri. Şans, bağlantılar, doğuştan gelen ayrıcalıklar ve yetenek, çoğu zaman sırf çok çalışmaktan çok daha belirleyici olabiliyor. Bunu söylemek, "çalışmayan kaybeder" diyerek kendimizi rahatlatmamızı sağlıyor.

5. "Çocuk sahibi olmak hayatın en anlamlı ve zorunlu deneyimidir."
Toplumun dayattığı bu mutluluk senaryosuna sorgusuz sualsiz inanmamız bekleniyor. Ama birçok insan, ebeveynliğin inanılmaz zorlukları, kişisel özgürlüğün kaybı ve getirdiği finansal yükün farkında. Çocuk istememek veya ebeveynliği itiraf etmek, hala büyük bir tabu. İçten içe "Keşke hazır olsaydım" veya "Hiç yapmamalı mıydım?" diye düşünen bir sürü insan var.

6. "İnsanlar değişir."
Belki küçük davranışlar değişir ama bir insanın temel kişilik yapısı ve karakteri, yetişkinlikten sonra çok nadiren kökten değişir. "Onu değiştirebilirim" veya "O artık farklı bir insan" inancı, çoğu zaman büyük hayal kırıklıklarına yol açar. Bunu söyleriz çünkü umut etmek ve affetmek istiyoruzdur, ama gerçekçi olmak çoğu zaman daha acımasızdır.


Sıra Sizde!

Lütfen "Aynen şunu düşünüyorum!" ya da "Ne kadar yanlış bir düşünce!" demek yerine, kendi aklınızdan geçen o "sosyal yalanları" yazın. Dürüst olun, yargılamayın. Bakalım en yaygın gizli inançlarımız neler?
 
"Tüm erkekler/kadınlar aynıdır."

Oysa gerçeklik bundan farklı. Her insan birbirinden farklı değerlere, farklı bakış açılarına, farklı ahlak yapısına, farklı eğitime vs. sahip. Kimse birbirinin aynısı değil.
 
6. "İnsanlar değişir."
Belki küçük davranışlar değişir ama bir insanın temel kişilik yapısı ve karakteri, yetişkinlikten sonra çok nadiren kökten değişir. "Onu değiştirebilirim" veya "O artık farklı bir insan" inancı, çoğu zaman büyük hayal kırıklıklarına yol açar. Bunu söyleriz çünkü umut etmek ve affetmek istiyoruzdur, ama gerçekçi olmak çoğu zaman daha acımasızdır.
Hocam bence bir insanın ciddi anlamda değişmesi için ölümle yüz yüze gelmesi gerekiyor, onun dışında çok zor
 
Geri
Üst Alt