Havayolu dünyasının perde arkasında, yolcunun her adımını sadakat zincirine bağlayan “Frequent Flyer Programları” yer alıyor. Kimi için gökyüzünde işlenmiş altın bir pasaport, kimi içinse sayıların, millerin ve vaatlerin yarattığı bir illüzyon. İşte bu noktada asıl soru beliriyor: Bu programlar yolcunun gerçekten menfaatine midir, yoksa şirketlerin zekice tasarlanmış bir müşteri tutma stratejisinden ibaret midir?
Bir yandan, sadık yolcular için açılan ayrıcalıklı kapılar göz kamaştırıcıdır: Business lounge’ların sessiz ihtişamı, öncelikli binişin yarattığı imtiyaz duygusu, miller biriktikçe yaklaşan “bedava uçuş” hayali... Bütün bunlar, gökyüzünde süzülen yolcuya bir kimlik ve statü armağan eder. Hatta bazıları için bu biriktirme tutkusu, adeta modern zamanların koleksiyonculuğu hâline gelir.
Öte yandan, madalyonun karanlık yüzü de vardır. Biriktirilen millerin kullanım koşulları, sınırlı koltuk kontenjanları, görünmez vergiler ve aniden değiştirilen program kuralları, sadakat zincirinin paslandığını gösterir. Bir yolcu yıllarca göğe millerini fırlatırken, karşısına çıkan ödül biletin ulaşılmazlığı çoğu kez hayal kırıklığını besler.
Sonuçta, Frequent Flyer Programları, havacılık ekonomisinin bir tiyatrosu gibidir. Perde önünde ihtişam, perde arkasında hesap kitabı... Yolcu için kazanç mı, yoksa “devamlı uçun, ama hep bizimle” diyen sessiz bir zincir mi? Tartışma, işte tam da bu ikilemin içinde saklıdır.
Bir yandan, sadık yolcular için açılan ayrıcalıklı kapılar göz kamaştırıcıdır: Business lounge’ların sessiz ihtişamı, öncelikli binişin yarattığı imtiyaz duygusu, miller biriktikçe yaklaşan “bedava uçuş” hayali... Bütün bunlar, gökyüzünde süzülen yolcuya bir kimlik ve statü armağan eder. Hatta bazıları için bu biriktirme tutkusu, adeta modern zamanların koleksiyonculuğu hâline gelir.
Öte yandan, madalyonun karanlık yüzü de vardır. Biriktirilen millerin kullanım koşulları, sınırlı koltuk kontenjanları, görünmez vergiler ve aniden değiştirilen program kuralları, sadakat zincirinin paslandığını gösterir. Bir yolcu yıllarca göğe millerini fırlatırken, karşısına çıkan ödül biletin ulaşılmazlığı çoğu kez hayal kırıklığını besler.
Sonuçta, Frequent Flyer Programları, havacılık ekonomisinin bir tiyatrosu gibidir. Perde önünde ihtişam, perde arkasında hesap kitabı... Yolcu için kazanç mı, yoksa “devamlı uçun, ama hep bizimle” diyen sessiz bir zincir mi? Tartışma, işte tam da bu ikilemin içinde saklıdır.