Bir zamanlar “göç alan şehir” denildiğinde akla ilk gelen kentlerden biriydi Adana. Bereketli toprakları, sanayi kültürü, ticaret damarlarıyla çevresinden insan çekerdi. Fakat bugün tablo tersine dönmüş durumda. Artık Adana, sadece köylerinden değil; merkezinden, hatta üniversite mezunu gençlerinden bile göç veriyor.
Görsel: https://pixabay.com/tr/photos/adana-büyük-cami-1279715/
Sorun sadece ekonomik değil, yapısal. Şehrin merkez dışındaki ilçeleri — Ceyhan, Kozan, Karataş, Yumurtalık, Tufanbeyli — iş olanakları açısından giderek daralıyor. Sanayi yatırımları birkaç bölgeye sıkışmış, tarım ise artık eskisi kadar geçim kapısı olamıyor. Genç nüfus ne sanayide iş bulabiliyor ne de kendi ilçesinde bir gelecek kurabiliyor. Sonuç mu? “Adanalı ama Adana’da yaşamayan” yeni bir kuşak…
Bu göç hareketinin en acı tarafı, nitelikli insan kaybı. Üniversite bitirmiş, birikimli, üretken gençler artık Ankara, İstanbul ya da Mersin gibi şehirlere yöneliyor. Adana’nın nüfusu azalmıyor belki, ama artışı neredeyse durdu — çünkü gelen gidenin yerini dolduramıyor. Nitelikli beyinler gidiyor, yerine düşük gelirli, geçici iş gücü geliyor. Bu da sosyoekonomik dengeyi daha da kırılgan hale getiriyor.
Bir zamanlar göçle büyüyen Adana, bugün göçle kan kaybediyor.
Peki bu tabloyu değiştirecek yeni bir ekonomik vizyon, yeni bir yerel kalkınma modeli görebilecek miyiz? Yoksa Adana, tarihinin en sessiz beyin göçünü yaşıyor ama farkında mı değiliz?..
Görsel: https://pixabay.com/tr/photos/adana-büyük-cami-1279715/
Sorun sadece ekonomik değil, yapısal. Şehrin merkez dışındaki ilçeleri — Ceyhan, Kozan, Karataş, Yumurtalık, Tufanbeyli — iş olanakları açısından giderek daralıyor. Sanayi yatırımları birkaç bölgeye sıkışmış, tarım ise artık eskisi kadar geçim kapısı olamıyor. Genç nüfus ne sanayide iş bulabiliyor ne de kendi ilçesinde bir gelecek kurabiliyor. Sonuç mu? “Adanalı ama Adana’da yaşamayan” yeni bir kuşak…
Bu göç hareketinin en acı tarafı, nitelikli insan kaybı. Üniversite bitirmiş, birikimli, üretken gençler artık Ankara, İstanbul ya da Mersin gibi şehirlere yöneliyor. Adana’nın nüfusu azalmıyor belki, ama artışı neredeyse durdu — çünkü gelen gidenin yerini dolduramıyor. Nitelikli beyinler gidiyor, yerine düşük gelirli, geçici iş gücü geliyor. Bu da sosyoekonomik dengeyi daha da kırılgan hale getiriyor.
Bir zamanlar göçle büyüyen Adana, bugün göçle kan kaybediyor.
Peki bu tabloyu değiştirecek yeni bir ekonomik vizyon, yeni bir yerel kalkınma modeli görebilecek miyiz? Yoksa Adana, tarihinin en sessiz beyin göçünü yaşıyor ama farkında mı değiliz?..