Ana Sayfa 1 milyon Türkiye fotoğrafı
sayfa 2
emrullah
14 yıl önce - Çrş 16 Nis 2008, 22:52

Bu Fotoğraftaki görüntü bir fındık harmanında çekilmiştir.Oyığılı olan kahverengindeki tepecik patozdan geçmiş fındık kapsülleridir.

Yerdeki yeşilleri ise henüz kurumamış daldan yeni koparılan fındık potaklarıdır.




(+)


emrullah
14 yıl önce - Pts 21 Nis 2008, 16:13

Fındık tarımı takvimi

OCAK


Bu ayda, dişi çiçekler diğer adıyla karanfiller fındık dallarında kendilerini göstermeye başlarlar. Pulcuklarla örtülü bir tomurcuğun ucundan çıkan, çeşitlere göre kırmızı, bordo ve pembe renklerde değişen kıl gibi ince uzantıları olan bu dişi çiçekler, ileride birer fındık çotanağı olacaklardır.Bol ürün alınmak isteniyorsa, bu karanfillerin sağlıklı olmaları ve soğuklardan etkilenmeden döllenmeleri gerekir. Bu bakımdan, kış aylarında veya sonrasında gelen geç ilkbahar donlarına karşı bu aylarda önlem alınmalıdır.Bunun içinde, genellikle mart ayı sonlarına kadar, bahçe içinde kolay yanıcı, sis veya duman veren, çalı-çırpı veya diğer yanıcı materyal temin edilerek hakim rüzgarların geldiği yönlere yığılmalıdır. Bunlar don tehlikesi baş gösterdiğinde, gaz yağı gibi kolay yanıcı maddelerle tutuşturularak fındık bahçeleri dondan korunabilir. Yine bu ayda tomurcuklar patlamadan önce Virgül koşnili ile ilaçlı mücadele yapılır. Ayrıca, özellikle kumlu topraklarda görülen Dalkıran zararlısı ile kültürel mücadele için de bulaşık ve kurumuş dallar toplanarak yakılabilir. Bu işlem gelecek aylarda da sürdürülür.
_________________________________________________________________________________

ŞUBAT



Fındıklarda dişi çiçekler yani karanfiller iyice olgunlaşmışlar, erkek çiçekler diğer adıyla püslerde fenerlenmeye yani çiçek tozlarını yaymaya başlamışlardır.
Özellikle yağış olmadığı hele de hafif hafif esen rüzgarlı günlerde fındık bahçeleri sapsarı bir tül gibi görünmeye başlar. Bu, sarı renkli çiçek tozlarını rüzgarlarla uçarak karanfillere ulaşması ve döllenmenin başlayacağının işaretidir. Havalar bu ayda ne kadar güzel geçer, ne kadar içek tozu uçuşur ve karanfillere ulaşırsa ve döllenme ne kadar iyi olursa, o yıl ürün de o kadar bol olabilecek demektir. Elbet iyi ve bol ürün almak için, döllenen karanfilleri de iyi beslemek gerekir. Bunu için yanmış çiftlik gübresini bu adan itibaren verilmelidir.3-4 yılda bir kullanılan çiftlik gübresi ocakların çevresine dal izdüşümüne (dalların tam altına) gelecek şekilde 25-30 kg kadar ve kesinlikle toprağa karıştırılmak suretiyle verilmelidir.Unutulmamalıdır ki bir ton yanmış çiftlik gübresinde 5,5 kg azot, 2,5 kg fosfor, 5,5-6 kg potasyum ve diğer bazı bitki besin maddeleri bulunmakta, ayrıca verilen toprakların yapısını da iyileştirmektedir. Bu sıralarda, zarar yapmaya başlayan kozalak akarı’ nı ve kışı kozalak içinde geçiren filiz güvesi’ ni yok etmek için kozalakların elle toplanarak yakılması oldukça yararlıdır.İyi bir gübreleme; daha çok ürün, daha bol kazanç demektir. Kullandığımız çiftlik gübresi yanmamış ise , bahçemizin gübreden yeterli faydayı görmediği gibi ısırgan, böğürtlen gibi yabancı otlarla da bulaşabileceği unutulmamalıdır.

_________________________________________________________________________________

MART



Bir yandan; ” Mart’ın kapıdan baktırıp, kazma-kürek yaktırdığı” soğuklar zaman zaman görülürse de havaların da toprağın da artık ısınmaya başladığı, diğer bir deyişle canlıların kıpırdanmaya başladığı aydır mart ayı. Artık bitkilerin ihtiyacı olan besin maddeleri yani gübre toprağa verilmelidir. Özellikle azotlu gübrelerin tavsiye edilen miktarının yarısı bu ay içinde, çiftlik gübresinde olduğu gibi, dal izdüşümlerine serpildikten sonra 5-10 cm derinlikte çapalanan toprağa karıştırılır. Yalnız gübre verilmeden önce toprak analizleri yaptırılıp gübreyi ona göre vermekle, eksik veya fazla gübreleme önlenmiş olur. Gübrelerin çapalanarak toprağa karıştırılması ile hem gübrenin yararı sağlanmış; hem de kışı toprakta geçiren çeşitli zararlı böceklerle kültürel mücadele edilmiş olur. Çeşitli tomurcukların arasına girerek kozalak veya fındık gülü adı verilen Fındık Kozalak Akarı zararlısı ile ilaçlı mücadeleye de havaların sıcak gittiği yıllarda yine bu ay sonlarında, yeni sürgünlerde dipten itibaren üçüncü yaprak geriye devrildiğinde ilaçlı mücadeleye başlanır. Fındık Yaprak Deleni ile ilaçlı mücadele de yine bu ayın başlarından itibaren, larvaları galeri açmadan önce yapılır. Bu ayda ilkbahar geç donlarından erken yeşillenen bahçelerde zararlanmalara karşı önlemler alınmalıdır. Bu arada kıştan zarar görmüş sürgün ve dalların ayıklanmasına yine devam edilir. Yazlık (azotlu) gübrelerle, ahır gübrelerinin ocakların dibinden 50-60 cm uzaklıkta, dalların altına gelecek şekilde serperken, mutlaka çapalanmalı ve toprağa karışması sağlanmalıdır.

_________________________________________________________________________________

NİSAN



Fındık dalları artık yeşermeye, bahçeler yemyeşil bir örtüye bürünmeye başlamıştır. Fındık çotanakları da bu aydan itibaren belirmeye başlar. Genelde fındık bahçelerinde Fındık Kozalak Akarı ile ilaçlı mücadelenin yapılabildiği dönem bu aydır. Ocak başına ortalama 30 kozalak var ise yeni sürgünlerde dipten itibaren 3. yaprak geriye devriliyorsa derhal ilaçlanmaya başlanmalıdır. Böylece Fındık Filiz Güvesi ile de mücadele edilmiş olur. Çünkü, fındık filiz güveleri de kışı kozalakların içinde geçirirler ve ilkbaharda yeni gelişen tomurcuklarla sürgünlerde galeri açarak kurumalarına neden olurlar. İlaçlama 15 gün sonra tekrarlanırsa daha iyi sonuç alınır. İlaç atılan bahçelere 30 gün süre ile hayvan sokulmamalıdır. Son yıllarda özellikle urlu ve şekilsiz iç fındık zarar şekliyle tanınan ve halk arasında pis kokulu böcek olarak bilinen Fındık Yeşil Kokarcası zararının yoğun olduğu bahçelerde kışlamış erginlere karşı İlaçlı mücadele Nisan ayının ikinci yarısında yapılır Sabahın erken saatlerinde 10 ocak silkelenmeli ve en az 1 kışlamış ergin düşerse ilaçlama dekara 8-10 lt su atılarak yapılmalıdır. Azotlu Gübreleme geçmişse, bu ay içinde de kullanılabilir. Unutulmamalıdır ki, doğan fındığı dalda tutmak ve onu beslemek insanların elindedir. Zirai mücadelede başarı; hedef zararlıya etkili ilacın önerilen dozda ve zamanda kullanılmasıyla mümkündür.

_________________________________________________________________________________
MAYIS


Tüm canlıların kış uykusundan çıkıp faaliyete geçtiği, fındık çotanaklarının irilip dane içlerinin oluşmaya başladığı bu ayda fındığın zararlıları da zarar vermeye başlamışlardır. Bu bakımdan mayıs ayındaki zararlı mücadelesine önem verilmelidir. Bir çiftinin yaklaşık 200 meyveye zarar veren, fındığın en yaygın zararlısı olan Fındık Kurdu ile mücadele danelerin mercimek iriliğine ulaştığı bu ayda yapılır. Bunun için; sabahın erken saatlerinde dallar 3x3,5 metre boyutunda beyaz bir beze silkelenerek Fındık Kurdu erginlerine bakılır. Eğer her 10 ocaktan en az 3 ergin böcek düşüyorsa kesinlikle ilaçlama yapılmalıdır. Fındık kurdu için çok çeşitli ilaçlar varsa da; gerek çevreye ve özellikle kuşlarla arılara zarar vermemek için sulandırılabilir ilaçlar kullanılmalıdır. İlaçlama ocağın tacını aşmayacak ve yaprakların altlarını kaplayacak şekilde yapılmalıdır. İlaçlanan bahçeye üç hafta hayvan sokulmamalıdır. Tavsiye edilen azotlu (yazlık) gübrenin ikinci yarısı bu ayın sonlarına doğru ilk yarısındaki gibi (mart ayında) uygulanır.Fındık bahçelerinde; yapraktan verilen mikro (iz) element içeren yaprak gübreleri, mayıs- temmuz ayları arasında 15-20 gün ara ile 2-3 defa uygulanmakta olup, ilk uygulamasına ise bu ayın sonlarına doğru başlanılmaktadır.
_________________________________________________________________________________

HAZİRAN




Yazın başlangıcı sayılan bu ayda daneler gelişip çotanaklar irilmeye başlamıştır. Üretici bahçesini gezerken bir yıllık çabasının karşılığı olan daldaki bu çotanaklara bakarak o yıl ürününün ne kadar o tahmin eder, buna göre de kazancını hesaplamaya başlar. Bahçede ısırgan, böğürtlen gibi yabancı otlara karşı herbisit (yabancı ot ilacı) uygulaması bu ay sonlarına doğru yapılır. Fındık ocaklarındaki dip sürgünleri şayet sonbaharda temizlenmemişse bu ayda da temizlenebilir. Fındık dallarında bitki öz suyunu emerek beslenen ve bitkinin zayıf düşmesine hatta kurumalara neden olan fındık kahverengi koşnili’nin hareketli 1. dönem larvalarına karşı yapılan ilaçlı mücadelede başarı sağlanmaktadır. Haziran ayı sonlarına doğru (Yumurtadan çıkışın tamamlanmasına yakın) ilaçlı mücadele yapılmalıdır. Son yıllarda büyük yayılım göstererek üreticilerin de yoğun şikayetine neden olan bu zararlıyla İlaçlı mücadeledeye başlamadan önce bahçeden tesadüfen alınan 10 ocaktan işaretlenen 3er bulaşık sürgün yani toplam 30 sürgünün her birinde 5 canlı koşnil var ise ilaçlı mücadele yapılmalıdır.Başarılı bir ilaçlama için tüm yaprak, dal ve sürgünlerin tamamen ilaçlanması gerekir. Bu ayda ayrıca dalkıran zararlısıyla da ilaçlı mücadele yapılır. Zararlıyla bulaşık bahçelerde haziran ayının ikinci yarısında bahçe gezilir dallarda galeri açmaya başlanmış ergin dişi böceklerin çıkardığı taze odun talaşı görüldüğünde ilaçlamaya başlanmalı ilk ilaçlamadan 15-20 gün sonra ikinci ilaçlama yapılmalıdır.

_________________________________________________________________________________


TEMMUZ



Fındık üreticisinin gözlerini fındık dallarından ayıramadığı sevinçli, umut dolu olduğu bu ayda; fındık içleri meyveyi doldurmuş, kabukları da iyice sertleşmiştir.
Yağışların az olduğu bazı yıllarda, kuraklık baş gösterebilir. Fındık bahçelerinin bu olumsuz şarttan etkilenip, bitkinin su dengesinin bozulmasına dolayısıyla, meyve içinin iyi teşekkül etmemesi ile hasat önü dökümünün artmasına sebep vermemek için, imkanlar elverdiğince bahçeler sulanmalıdır. Artık,fındıkları toplanması yaklaşmıştır. Bahçelerde hasat önü temizliği, evde, harmanda araç-gereç onarımları ve eksiklerin giderilmesi, harman yerinin hazırlanması gerekir. Fındık kokarcası’ nın nimf yoğunluğu fazla ise İlaçlama yapılabilir. Bunun için nisan ayında belirtilen ilaçların her hangi biriyle (değişik olması tavsiye edilir) dekara 50 lt su atılarak nimf ilaçlaması yapılır. İleride uygun ve yeterli gübre kullanmak amacıyla analiz yaptırmak için yaprak örneğide bu ayın ikinci yarısı (hasattan 10-15 gün önce) alınmalıdır. Toprak örneği ise gübre verilmeden önce her zaman alınabilir. Gübreleme yapmadan önce; bahçe toprağının ve/veya fındık yaprağının analizi yaptırılarak belirlenen cins ve ihtiyaca göre gübre kullanılmalıdır.

_________________________________________________________________________________


AĞUSTOS




Bir yıl fındıkla yatıp fındıkla kalkan üreticinin emeğinin artık hasat zamanı gelmiştir. Ancak; hasat ederken bir yıllık emeğinin karşılığını tam alabilmesi için, fındığının tam hasat olgunluğuna gelmiş olmasına önem vermelidir. Çünkü tam olgunlaşmadan hasat edilen fındıkların iç randımanı düşer, buruşuk oranı artıp depolanma süreleri kısalmaktadır. Daldan ve dalların silkelenmesiyle yere düşürülenlerin elle toplanmasıyla hasat edilen fındıkların harmanlaması ve depolamasında da kalitenin korunması için belirlenen şartlara uyulması hem üreticinin hem de ülkemiz ekonomisine sağlayacağı katkı unutulmamalıdır.

_________________________________________________________________________________

EYLÜL



Harman zamanı geciken bazı yörelerde, ürünü sonbahar yağmurlarından iyi korumak gerekmektedir. Erken kurutulamayan veya naylon örtü altında uzun süre kalan fındıkların zarar görmemesi için gerekli tedbirler alınmalıdır. Fındık hasadı tamamlandıktan sonra, fındık filiz güvesi mücadelesi de yapılmalıdır. Bunun için yaprakların altında orta damar ile yan damarların birleştiği üçgen girintilerde kahverengi lekeler bulunup bulunmadığına bakılmalı, baktığımız 100 yaprağın 15’ inden fazlasında araz görülüyorsa ilaçlama yapılmalıdır.

_________________________________________________________________________________

EKİM


Fındıklar toplanıp, harman alınmış, çoğu üretici ürününü pazara götürüp bir yıllık emeğinin karşılığını da elde etmiştir. Sıra gelecek yılın ürününü daha da artırmaya, en azından devam ettirmeye gelmiştir. Çünkü Ekim ve Kasım ayları gelecek yıl ürününe hizmet etme aylarıdır. Bunun içinde budamaya önem verilmelidir. Öncelikle fındık dalları ayıklanmalı kurumuş, kırılmış veya verimden düşmüş dallar hatta ocaklar çıkarılarak yerleri yeni genç kök sürgünlerine bırakılmalıdır. Bu arada gereksiz kök sürgünleri de ayıklanmalıdır.Öte yandan kışlık gübre adı verilen fosforlu ve potasyumlu gübrelerin toprağa verilme zamanı da Ekim-Kasım aylarıdır. Genellikle 3 yılda bir verilen fosforlu gübrelerde, ocakların çevresinde dal izdüşümüne(dalların altına) gelecek şekilde 10-15 cm derinlikte açılacak 20-30 çukura atılarak kullanılmalıdır.Yine Mayıs böceği larvaları ile ilaçlı mücadele de eylül-ekim aylarında yapılır. Bunun için 50x50 cm ‘lik çerçeve ile bahçenin araz görülen 16 ayrı yerinde işaretleme yapılır, buralar 25 cm derinliğinde kazılır bir örtü üzerine alınan toprak incelenerek 1m ² de (4 çerçeve alanı) 3 adet larva varsa toprak ilaçlaması yapılmalıdır.

_________________________________________________________________________________

KASIM



Kış mevsiminin başlangıcı sayılan Kasım ayında havaların uygun olduğu zamanlarda, fındık bahçelerinde ayıklama işlerine devam edilir. Yine kışlık (fosforlu) gübre verilmesi geciken yörelerde bu işler tamamlanır.Fındığın iyi gelişip bol ürün verebilmesi için yetiştiği toprağın ph’ nın 5-7 arasında olması gerekmektedir. Bu ay, toprak ve yaprak analizlerinin sonucunda bahçemize tavsiye edilen kireç, fındık ocaklarının dal izdüşümlerine serpildikten sonra 5-10 cm derinlikte çapalanarak toprağa karıştırılıp verilir.Bahçeye tavsiye edilen kışlık gübrelerle kirecin aynı anda verilmemesi tavsiye edilmektedir.Mayıs aylarında mücadele edilen virgül koşnili ile bu ayda da ilaçlı mücadele yapılabilir. Öte yandan kurumuş dallar toplanırken dalkıran ile de mücadele edilmiş olur.Kışı bol yağışlı geçen yörelerde çiftlik gübresi bu aydan mart ayına kadar verilebilir. Unutulmamalıdır ki en iyi gübre çiftlik gübresidir ve toprağa gerekli olan hemen her çeşit besin maddesi bu gübrelerde vardır.Kasım ayı işlerin azaldığı ay ise de fındık üreticisi kışlık odununu, ahırındaki hayvanlarının altının kuruluğunu temin edebilmek için bahçesinden çıkamayacaktır.Toprağa gübre verirken;ocak diplerine serpip bırakılmamalıdır.

_________________________________________________________________________________

ARALIK



Bu ayda fındık dallarında püsler irileşmiş, karanfillerin tomurcukları şişmiş ve tam patlamaya hazır, yer yer kırmızı uçları görülmektedir.Fındık bitkisi duruyor, dinleniyor mu ki, üretici oturabilsin, dinlenebilsin. O da, gelecek yılda daha iyi ürün alabilmek için uygun bulduğu zamanlarda yine bahçesindedir.Örneğin toprak ve yaprak analizlerinin sonuçlarına göre diğer aylarda zaman bulamamışsa kirecini verir, çitlerini, hendeklerini onarır.


Kaynak: www.ordu52.com


emrullah
14 yıl önce - Pts 05 May 2008, 18:15
Fındık ve Sağlık


Fındık ve Sağlık

Kanser ve Kalp Damar Yetersizliğine Karşı Fındık ve Fındık Yağı


Saglıklı beslenme ve gıda teknolijisi alanlarında kamu ve özel sektör kuruluşlarının kısa ve uzun vadeli sorunlarına iyi donatılmış labaratuar ve teknoliji gücü ile uygulamaya dönük çözümler bulmak amacıyla kurulan TÜBİTAK MARMARA MERKEZİ. Beslenme ve Gıda Teknolijisi Bölümü birim Başkanı Prof.Dr.Mehmet Pala ve çalışma arkadaşları Fındık ve Fındık Yağının saglık açısından degerlendirilmesi proje dahilinde araştırarak sonuçlarını kamuoyuna sundular.

Prof.Dr.Mehmet Pala ve Dr.Filiz Açkurt yaptıkları açıklamada; Fındık ve Fındık yağının ulusal ekonomiye yaptığı 1 milyar doları aşkın katkının yanında besleyici özellikleri ile en önemli besinlerimizden biri oldugunu açıkladılar.

Elde edilen sonuçlar degerlendirildiginde; Enerji degeri 639kcal/100g olan fındıgın protein içerigi % 8.2 olarak bulunmuştur.Bu deger bitkisel kaynaklı proteinler için önemli sayılmaktadır. İncelenen fındık çeşitlerinde ortalama yağ oranı % 62.7 olarak saptanmıştır. Bu yagın, yağ asitleri bileşimin %82 sini oleik asit oluşturmaktadır.

Son yıllarda yapılan çalışmalarda fındıkta çok yüksek düzeylerde bulunan tek çift baglı doymamış yağ asidi oleikasidin kanda kolestürün yükselmesini önledigi ve böylece kalp-damar hastalıklarına karşı korucu etki gösterdigi belirtilmektedir.

Fındıgın ve Fındık yağının bu açıdan önemi Amerika Birleşik Devletleri Kaliforniya eyalitinde yapılan 6 yıl süreli bir araştırma ile de belirlenmiştir. Bu çalışmaya göre günde en az bir kere fındık yiyen veya fındık yağı kulanan bir insanın, hiç fındık yağı kullanmayan insana göre enfarktüsten ölme riski yarı yarıya azalmaktadır.

İncelenen fındık ve fındık yağı örneklerinde ortalama vitamin içerikleri;

B1 vitamin 0.33,
B2 vitamin 0.12,
niasin 1.75,
B6 vitamini 0.24,
E vitamini 31.4 MG/100GR`dır.
Fındık ve fındık yağı vucutta karbonhitrat protein ve yağ metobolizmasında düzenleyici olarak görev yapan bazı B gurubu vitaminler için önemli bir kaynaktır. B1 ve B2 vitaminleri için iyi, B6 vitamini içinse çok iyi kaynak oldugu saptanmıştır TÜBİTAK tarafından ülke çapında 960 okul çoçuyla yapılan bir tarama çalışmasında Türk çocuklarının %90'nı B2, %84'ünün de B6 vitamin yönünden yetersiz beslendikleri gözlenmiştir.Kan yapımı ve ruhsal sağlık açısından gerekli olan B2 ve B6 vitaminleri fındık ve fındık yağında önemli düzeylerde bulundugundan bu besinin her gün düzenli olarak tüketilmesi ülkemiz çocuklarının iki ana beslenme sorununa pratik bir çözüm olarak düşünülmektedir.

Fındık ve fındık yağı E vitaminin bilinen en iyi kaynagıdır. Bu vitaminin kalp ve diger kasların sağlığı ve üreme sisteminin normal çalışması için gereklidir. Alyuvarların parçalanmasını önleyerek yine ülkemizde yaygın olan kansızlıga karşı koruyucu etki oluşmasını önleyerek veya oluştuktan sonra onları etkisiz hale getirerek kanser hastalıgına karşı korumasıdır.

Fındıkta ve fındık yağında E vitamini yüksek, çok çift baglı doymamış yağ asidinin az olması vucutta özellikle kalp dokularındaki hücrelerin korunmasını sağlamaktadır.

Fındık ve fındık yağının kemiklerin ve dişlerin yapımı için gerekli olan kalsiyum kan yapımında görev alan demir büyüme ve çinsiyet hormonalrının gelişmesinde rol oynayan çinko için en iyi kaynaklarında birisidir. Ayrıca sinirlerin uyarımı ve kas dokusunun çalışması için gerekli olan potasyumda zengindir. İşte bu yüzden fındığın ve fındık yağının insan yaşamında degerli bir yeri oldugu görülmektedir.

Fındık ve Fındık Yağı
Fındık Dünya üzerinde 36-41 enlemlerinde yetişebilen ve kendine özgü iklime ihtiyaç duyan bir bitkidir . Kıyılardan en çok 30 km içerlerde ve yüksekliği 750-1800m yi geçmeyen yerlerde yetiştirilir. Dünyada en önemli fındık dikim bölgeleri; Türkiye, İtalya ve Amerikada dır. Fındık dikimine ve yetiştirilmesine en ungun koşullara sahip ülkelerin başında Türkiye gelmektedir. Türkiye fındık rekoltesinin hemen hemen tamamına yakın bölümünü en uygun toprak ve iklim koşullarına sahip Karadeniz Bölgemizden elde edilir. Bugün Ülkemizde başta Doğu kesimleri olamk üzere tüm Karadeniz yöresinde 300 bine yakın aile yaklaşık 600 bin hektar alanda fındık yetiştiriçiligi yapmakta ve yine yaklaşık 8 milyon kişi doğrudan veya dolaylı olarak geçimini Fındık tarımından sağlamaktadır.

Fındık tarımında biyolojik, fizyolojik ve cografi faktorler dogrudan dogruya Rekolteye etki etmektedir. Bu nedenle gerek Ülkemiz ve gerekse Dünya fındık üretimi yıldan yıla degişiklikler gösterir. Dünya fındık üretmi son yıllardaki alan artışları ile hemen her yıl 500-600 bin ton dolaylarında gerçekleşmektedir. Türkiye `nin bu üretimdeki payı; İtalya, İspanya, ABD, Yunanistan ve diger ülkelerin önünde %65-75 arasında degişmektedir. Fındık eski çağlardan beri besin degeri yüksek olan insana güç ve kuvvet veren bir ürün olarak bilinir. Gerçekten fındık sağlıklı beslenme açısından büyük dönem taşıyan besin ögelerini taşımaktadır. TÜBİTAK Marmara Bilimsel ve Endüstriyel Araştırma Merkezi Gıda ve Sogutma Teknolijileri Araştırma Bölümünde bu konuda yürütülen kapsamlı çalışmalar sonuçlanmıştır. Bu araştırmanın sonuçlarına göre Fındıgın genel kimyasal bileşimi (g/100g)esas alınarak şöyle oluşmaktadır.

Fındıgın genel kimyasal bileşimi (g/100g)
NEM 4.6
YAĞ 62.7
KARBONHİDRAT 11.6
PROTEİN 16.2
SELULOZ 2.7
KÜL 2.2


Fındığın içindeki Vitaminler (mg/100)
B1 Vitamini :0.33
B6Vitamin :0.24
B2 Vitamini :0.12
E Vitamini :31.4
NİASİN :1.75


Fındığın içindeki Minareller (mg/100)

DEMİR :5.8
POTASYUM :655.3
BAKIR :1.3
KALSİYUM :160.0
SODYUM :2.1
MANGANEZ :5.1
ÇİNKO :2.2
MANGNEZYUM :16.2
Fındık vucutta karbonhidrat protein ve yağ metabolizmasında düzenleyici görevleri olan bir kısım B grubu vitaminler yönünden zengin bir kaynaktır. B1, B2 ve özellikle B6 vitamini fındıkta bol miktarda bulunur. Kan yapımı ve ruhsal sağlık için gerekli olan B2 ve B6 vitaminleri, gelişme çagında okul çocuklarının beslenmesinde büyük önem taşımaktadır. Bu yönüyle okullarımızdaki günlük beslenme programlarında, fındığa yer verilmesi çecuklarımızın sağlıklı beslenmeleri açısından pratik ve ekonomik çözüm olarak düşünülmektedir. Bu gerçek A.B.D de californiya eyalitinde yapılan altı yıl süreli bir araştırma ile de kanıtlanmştır. Bu çalışmaya göre günde en az bir avuç fındık yiyen bir insanın enfarktüsten ölme riski hiç fındık yemeyen bir kimseye göre yarı yarıya azalmaktadır.

Evet, fındıkta yağ vardır. Hem de %60-70 oranında. Yağların organizmada enerji saglamalarının yanı sıra vücut ısısının korunması dış etkenlere karşı korunma ve yagda eriyen vitaminlerin taşınması gibi önemli foksiyonları vardır. Ayrıca yağların bileşimde organizmamız için çeşitli görev ve yararları olan Yağ Asitleri bulunmaktadır.

Fındık yağındaki yağ asitleri bileşimini %83 Oleik Asit oluşturmaktadır. Son yıllardaki Tübitak Yıldız Teknik Üniversitesi ve 19 Mayıs Üniversitesinde ve Refik Saydam Hıfzısına Merkezi Başkanlıgınca yapılan Bilimsel araştırmalar da; Oleik Asitin kanda kollestrolün yükselmesini önledigi Kolestrolü %26.2 oranında düşündügünü kan şekerini düzenledigini ve kalp-damar hastalıklarına karşı koruyucu etkiye sahip oldugunu ve kalp hastalıklarında koruyucu Apapratein A-1'i % 28 artırdıgı riskli Apapratein B yi %7,5 azaltıgını ortaya koymuşlardır.

Fındık yağının bileşimde (mg/100) baz alındıgında E vitamini :11.29 Kalsiyum : 450.00 Demir :2.69 ve bakır :0.75 oranında bulunmaktadır Ayrıca fındık yağında %12 oranında Linoleik Asit vardır Esansiyesl bir yağ asidi olan Linoleik asit vücut tarafından yapılanmakta vücudumuz bu maddegi dışarıdan yani gıdalarla almaktadır. Organızmanın büyümesi ve sağlıklı gelişmesi için son derece gerekli olan bu asit fındık yağında bol miktarda bulunmaktadır. Dolasıyla Fındık yağı oleik asit ve linoleik asit gibi 2 önemli yağ asidini bileşimde bulunduran ender besinlerden birisidir.

E vitamininin bilinen en iyi kaynagı fındık yağıdır. Bu vitamin kalp ve diger kasların sağlığı ve üreme sisteminin normal çalışması için gereklidir. Alyuvarların Parçalanmasını önleyerek kansızlıga karşı koruyucu etki yapmaktadır. E vitaminin son yıllar da ortaya konan bir başka özelligi de kanser yapıcı etmenlerin oluşmasını önleyerek veya oluştuktan sonra onları etkisiz hale getirerek bu korkunç hastalıga karşı vücudu korumasıdır. Görülüyor ki içeriddigi zengin vitamin yapısıyla fındık yağı kalp damar hastalıklarıyla Kansere karşıda koruyucu etkiye sahiptir.

1986 Yılı Çernobil Nükleer patlamsından en çok etkilenen bölgelerden 1. Trakya ve 2.derece etkilenen Dogu Kradeniz bölgesi oldugunu hepimiz bilmekteyiz, ancak 1968 yılında türkiye Atom Enerji Kurumunca yapılan tetkiklerde de diger illerde örnegin Bursada kanserli hasta oranı binde 2 iken Kradeniz Bölgemizde bu oran on binde bir olarak belirlenmiştir, bu durumda fındıgın kansere karşı kouruyucu etki yaptığını göstermektedir.

Bileşimdeki minarellere gelince fındık yağı kemiklerin ve dişlerin güçlenmesi için gerekli olan kalsiyum kan yapımında görev alan demir büyüme ve çinsiyet hormonlarının gelişimde rol oynayan çinko için en iyi bitkisel kaynaktır. Ayrıca sinirlerin uyarımı ve kas dokusunun çalışması için gerekli olan potasyumca zengin dir. Bu açıdan da bakıldıgında fındık yağı saglıklı yaşamda yeri olan degerli bir yağ oldugu görülmektedir.

Kaynak:http://www.ordu52.com/index.php?option=com_content&task=view&id=116&Itemid=141


emrullah
14 yıl önce - Çrş 10 Eyl 2008, 02:25

Daldan koparılıp harmana getirilen ve kapsülünde olgunlaşan fındık;bu aşamadan sonra patoz dediğimiz alette fındığı ayıtlayıp çeş haline getirip ,tekrar harmanlarda kurutup,artık tüccara yada fiskobirliğe yada son yıllarda alım yapan Tmo'ya veriyoruz.



(+)


Er Kut
14 yıl önce - Çrş 10 Eyl 2008, 17:11

Alıntı:
...bu aşamadan sonra patoz dediğimiz alette fındığı ayıtlayıp çeş haline getirip ,tekrar harmanlarda kurutup...


o halide genelde böyle görünmektedir



(+) bizim köy´den


(not : emrullah ile ben adeta "patoz" meraklılarıyız ...)

Saygılarımla.



emrullah
14 yıl önce - Prş 23 Ekm 2008, 20:58
Ordulular fındığın reçelini yaptı


Ordulular fındığın reçelini yaptı





Başta çikolatalı mamuller olmak üzere çeşitli şekilde tüketilen fındığı Ordulu bazı üreticiler, reçel yaparak değerlendiriyor. Türkiye'nin önemli fındık üretim alanlarından Ordu'da bu yıl üretimin fazla olması ve üreticilerin ellerinde önemli miktarda fındık kalması, üreticileri fındığı çeşitli şekillerde tüketmeye yönlendiriyor.
Ordu'nun Ulubey ilçesindeki bazı fındık üreticileri de satamadıkları fındığın bir bölümünü reçel yapıyor.

Bu üreticilerden Fındıklı Köyü sakinlerinden Milliye Karaer (54), AA muhabirine yaptığı açıklama da, fındığı bu yıl istediği fiyata satamayınca, köyde yetişen meyvelerle karıştırarak reçel olarak değerlendirdiklerini söyledi.


Kendisi gibi çok sayıda üreticinin fındığı reçelde kullandığını anlatan Karaer, fındığın bu şekilde hem değerlendiğini, hem de sağlıklı bir besin maddesi olarak tüketildiğini ifade etti.

İncir, elma ve ayva gibi köyde yetişen meyveleri kavrulmuş fındıklarla kaynatarak reçel yaptığını anlatan Karaer, ''Reçellerin, aroması daha lezzetli oluyor, enerji veriyor ve güzel bir görünüm kazanıyor. Fındık zaten doğal enerji kaynağı. Fındıklı reçeller yediden yetmişe herkesin tüketebileceği lezzetli bir besin maddesi. Özellikle çocuklar fındıklı reçelleri çok lezzetli buldu ve severek tüketiyorlar'' dedi.

Tuğba Özdemir (24) ise fındığın reçele ayrı bir tat kattığını söyledi.

Üreticilerden 90 yaşındaki Mehmet Naz ise ''Fındığımızı bu yıl istediğimiz fiyatta satamadık, elimizde kaldı. Biz de reçel yaparak değerlendiriyoruz. Bu yaşıma kadar fındığı daha önce böyle tüketmemiştim'' diye konuştu.

Fındıklı incir reçeli için önce incirler soyulup ateşte kaynayan şerbetin içine atılıyor. Meyveler piştikten sonra bol kavrulmuş fındıklar da reçelin içine atılarak 10 dakika daha kaynatılıyor Daha sonra ateşten alınan fındıklı incir reçeli soğutularak tüketilmek üzere cam kavanozlara konuluyor.

Kaynak: kenthaber.com

İlginç bir haber bence;reçellerin nasıl yapıldığını biliyorum,e fındığında ne olduğunu biliyoruz peki o fındığı nasıl reçel haline getirmişler?
Gerçekten ilginç hani derler ya çaresizlikler insanlara daha ilginç işler yaptırır diye bu işte öle galiba,insanlar fındığı satamadıkça yeterince iyi değerlendiremedikçe böyle bir işin de çıkması süprizde değil. Açıkcası turşunuda bekliyorum onuda Fikobirliğin önüne koyarlar,a'dan z'yede tüm siyasilere tattırılar.(!)


Arda M Öztürk

11 yıl önce - Cum 16 Eyl 2011, 21:36

Trabzon fındığı




(+)




atakanus
11 yıl önce - Cum 16 Eyl 2011, 22:30

giresun'da evlerde yapilan findikli baklava aslinda tum Turkiye'ye yayilmalidir. o ne lezzet ya. hem de findik tuketimi artmis olur...

Arda M Öztürk

10 yıl önce - Cum 28 Arl 2012, 01:12

Yazın ziyaret ettiğim Giresun'dan fındık

  (+)


can a.
10 yıl önce - Cum 28 Arl 2012, 01:21

İstanbul'da "iyi" fındıklı baklava nerede bulabilirim?



sayfa 2
ANA SAYFA -> HABERLER ve SOHBET