Amerika ile Türkiye arasındaki eğitim sistemi farklılıkları

[Alp]

Arkadaşlar,

Bazen başlıklarda da görüyoruz Amerika'daki x isimli okulda master yapan birisi gerçekten zeki olmalı,ya da x isimli üniversiteden mezun olanı havada kaptıkları diye bunu bazen Türkiye'de Koç'tan mezun oldu çocuğu NASA aradı evden gelip aldılar diye.(elbette abartma var)
Lakin Türkiye'de de iyi üniversitelerin tabanına bakıldığında sanki Amerikanın etkisinin bol olduğu üniversitelerde eğitim iyiymiş gibi düşünülüyor kanımca.Bugün Sakarya Üniversitesinden mezun olanı havada kapan kurum neden yok?Arkasında desteği mi yetersiz.Amacım Amerikayı kötülemek onların eğitim sistemlerini inanın bilmiyorum hiç okumadım Amerika'da ama bunu bire bir gören yaşayan insanların olduğu bir site portalında ileride çocuklarını,kendileri için bir hayat çizecek bireylere yardımcı olması açısından önemli olduğunu düşünüyorum.

Ayrıca Amerikan üniversitelerinin Türkiye'de neden bu kadar çok iş yaptığını bilen var mı? Örneğin konu konuyu açtı izninizle lakin,benim şu anda işe girip çalıştığım kurumda Alabama College adıyla bir yerden mezun olmuş bir yönetici ile çalışıyoruz.Sorduğumuz üniversite diyor ama araştırdığınızda 2 yıllık yüksek okul mantığı olduğunu görüyorsunuz.Şimdi Türkiye'de mimari eğitimini en iyilerde almış 2 dil bilen sosyal gençleri yöneten aynı yaş grubundan ve sosyallikten tek farkı Alabama'da bir yüksek okulun inşaat teknikerliğini bitirmiş birinin tek farkı Amerika mıdır?

Teşekkürler,

[sinanbilgin]

ALP BEY,
BİZ OKUYAN İNSANLARIMIZA ÖNEM VERMİYORUZ TOPLUM OLARAK. O YÜZDEN BAŞARILI OLAN KİŞİLER ZATEN YURT DIŞINA ÇIKIYOR.ORADA OKUDUKLARINI PRATİĞE DÖNÜŞTÜREBİLİYOR. YURT DIŞINDA KİŞİLERİN ÖNÜ AÇILABİLİYOR.ONLAR ARAŞTIRMAYA YATIRIM YAPIYOR BİZ BALTALIYORUZ.BİZİM ÜLKEMİZDEN ÇIKAN KİŞLER BELLİ BAŞLI ÜNİVERSİTELERDEN ÇIKMASININ SEBEBİ İSE İYİ EĞİTİM VERİLMESİ DEVLET TARAFINDAN PARA KAZANAMAYANLARIN ÖZEL ÜNİVERSİTELERE KAYMASI GİBİ ÖZEL OLMAYAN ÜNİVERSİTELERDE İSE İHTİSAS KONUSUNDA İYİ OLANLAR BELLİ BAŞLI ÜNİVERSİTELERDE ONLARINDA OKUTTUĞU ÖĞRENCİLER İYİ OLAUYOR TABİİKİ DOĞAL OLARAK

[Erkan Cabuk]

Amerikada okuyan birisi olarak bana cevap vermek düşer zannımca ama maalesef şu an yazmaya vaktim yok. (Ekleme yapildi)

Su anlik şunu soyliyim Amerikada okumak ne kadar zor görünsede Türkiyeden mezun olmakta bir o kadar zor...

Ilk basta su farki belirtiyim Amerikada Kolejin anlami sadece lisans egitimi yapilanyerlerdir. Universitede ise lisans egitimi ve yuksek lisansin bir arada yapildigi egitim kurumlara denir.

Saygilarimla.

Birde Amerikada egitim derken bütün okul devrelerindenmi bahsediliyor yoksa sadece Unicversitelerdenmi?

[Sina]

Tek farkı sistemin kurulup, yayıldığı ve kapitalin ve bu anlamda herşeyin merkezinde okumuş olması!

Bir nevi, yeni açtığınız restauranta aşçı almak için Mengen'e gitmek, yada Mengenli birini bulmak gibi birşey bu...

Tabii konu bayağı bir özel (spcific), genel olarak bu önyargılı yaklaşım hem işçi hem de işveren açısından olmamalı

[Alp]

Ben Türkiye'de üniversite eğitimimin bir bölümünü aldım sonrasında okyanusyaya gidip orada okudum...Oradaki sistemi soran olsaydı uzun uzuna yazardım ama inanın Türkiye'de Avustralya'da okumuş olmanızın hiç ama hiç bir faydası yok hatta mülakatlar çok salak kanguru evde besleyen var mıydı? gibi saçma sorular soruyorlar ya da uçakta kaç saat uçuyordunuz gibilerinden...!

Benim sadece öğrenmek istediğim Türkiye'de Sakarya,Anadolu üniversitesi,Sütçü İmam,Van üniversitelerinde ne eksik yapılıyor?Boğaziçiliden ya da ODTÜ lüden neden yurtdışında da ODTÜ ismi daha önce bu üniversitelerde bildiğim kadarıyla parasız yüksek puan alanların okuğu üniversiteler....


Ayrıca ileride iş ararken, bulurken neden ilanlarda ODTÜ,İTÜ,BÜ,KOÇ gibi okulların bilumum şu bölümlerinden mezun ya da yabancı dil eğitimi veren üniversitelerinden mezun deniyor da neden bir sınırlama yapılmıyor.Bence Türkiye'de iş alanı çok daraltılıyor... Öncelikle okulun iyi olacak,ingilizcen su olacak,zekan azıcık iyi olacak,askerliği halletmiş olacaksın,master yapmış olacaksın ayrıca yaşın 30 geçmemiş olacak bir de iş deneyimin 2-3 yıl olmuş olacak offff offfff ileride bu çocuklar ne yapacaklar işleri çooook zor ayrıca bir tanıdığında olacak dayı mahiyetinde...

[Zaferr]

Matematik yönünden Amerikalılar pek parlak değiller. Universitelerde okutulan matematik genelde bizdeki lise seviyesinde.

Istatistiklere göre Amerikalılarin  %20 si üniversite mezunu, %5 kadarının master derecesi var, %0.5 kadarı doktora derecesine sahipmiş. Yani geri kalan % 65 lise ve dengi okullardan mezun. Universitede okumak masraflı.Amerikalıların çoğu devletten bursla veya banka kredisiyle okuyorlar.

ABD'deki ilkokullarda öğrenciler her sınıf derecesinde farklı öğretmenleri var. Bizdeki gibi bir öğretmen orta okul seviyesine kadar sınıf öğretmeni olmuyor.

ABD'de yaş hiçbir zaman işe alınırken bir şart değil. Iş görüşmelerinde insanların özel yaşamlarına ait yaş,din, milliyet vs.gibi sorular tamamen yasalara aykırı.Internetten bakınca Türkiyede iş başvurularında daha farklı sorular var. Okul önemli belki ama benim bildigim kadarıyla kimse ABD'de okul adları sıralamıyor.Bunun nedeni eşitlik ilkesi olabilir.Yani kimse iş ilanı verirken yada işe alırken bu okuldan su okuldan olmanız gerekir diye yazdığını görmedim.Daha cok iş tecrübesine bakıyorlar.

Fakat Türkiyede fen bilimleri, matematik,mühendislik egitimi vs. bana göre daha ileride.

[Metin Arslan]

Dünyanın en iyi 500 üniversitesi listesinin ilk 10 sırası;

1- Harvard Üniversitesi (ABD)
2- Cambridge Üniversitesi (İngiltere)
3- Stanford Üniversitesi (ABD)
4- California-Berkeley Üniversitesi (ABD)
5- Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (ABD)
6- California Teknoloji Enstitüsü (ABD)
7- Columbia Üniversitesi (ABD)
8- Princeton Üniversitesi (ABD)
9- Chicago Üniversitesi (ABD)
10- Oxford Üniversitesi (İngiltere)
Dünyanın En iyi 500 Üniversitesi Tam listesini PDF formatında görmek için lütfen aşağıdaki linke tıklayınız:

http://ed.sjtu.edu.cn/rank/2005/ARWU2005FullList2.pdf

Dünyanın En iyi 500 Üniversitesi Tam listesini Excel formatında görmek için lütfen aşağıdaki linke tıklayınız:

http://ed.sjtu.edu.cn/rank/2005/ARWU2005.xls
Kaynak: http://www.globalvizyon.com/eniyi_besyuz_univ.asp

[Sina]

Hepsinden önce "Dayın" olacak yada "yakinin"

Ne mi eksik yapılıyor? sorusunu doğru yapılan ne diye çevirirsek daha kısa bir cevabı hakketiğini düşünüyorum.

Öncelikle üniversiteyi kazanan öğrencilerimiz de sorun ve "sorunlu"luk var. Adam geliyor, Halkla İlişkiler kazanıyor, iletişim fakültesinde okuyacak ama gel görki ÖSS denen illetten kafasını kaldırıp şöyle bir ne oluyor ne bitiyor'dan bile bi haber! Elin yabancısında da vardır bu "bi haber" modu ama bizimkisini başta sistem dayatıyor, tercihli değil anlayacağınız.

Sonrasında, bilimsel araştırmadan anladığımız siteye girip anket açıp dostumuz kim, düşmanımız kim? devamında, google'dan arayıp bulduğu kaynakların hepsini gerçek sanan ve daha da kötüsü, internette yayınlanan herşeyi bilimsel olarak doğru kabullenen veya kabul gören bir zihniyet. Bunun nedeninde zaten uluslararası makale arşivlerine ulaşamak, paralı olduğundan öğrencilerin buna gücü yetmemesi gibi durumlar da var.

Sonra televizyona çıkıp, "Genç Bakış" tarzı programlarda iki kelam "AB, ekonomik kriz ve kürselleşme" deyip "Vaayy be, bizim gençlerimiz hakikaten bu işi biliyor" havası yaratılması...

İlkokuldan yüksek lisansa kadar olan öğrenim diliminde, herşeyi yüzeysel öğrenip, sistem için gerekli derinlemesine bilgi sahibi olamayan gençler, burda suçlu aramamak lazım! Yapılageleni devam ettiriyorlar...

ABD'nin üniversitesi ve üniversitelisini pek bilemeyeceğim ama okumamış olanın ne kadar cahil cühela ve bilgisiz olduğu aşikar. Bu duru Avrupa'da yok. Türkiye ise bu iki uç kesimin arasında orta sıralarda olarak görüyorum.

Türkiye'de yayınlanan bilimsel makalelerin azlığı, uluslararası kabul görenlerinin ise nerdeyse samanlıkta iğne durumu ise bu sorunu sanırım anlatıyordur.

Sorunları sayarsak daha çok buluruz, ama önemli olan şimdi bu sorunları tespit edebilecek bir zihniyetin olması ve sorunlara uygun çözümler ortaya koyması gerekliliğidir. Ne yazıkki yöneten kesim d bu durumda siyasetten öte gidemeyip, ortaya somut politika koyup, yürütemiyor.

İstikrarsızlık bir düzen haline gelince, birinin plandığı süreli politikayı diğerinin bozup yeni bir politika yürütmesi ile şekilden şekile giren ama bir türlü oturamayan eğitim gerçeği...

ABD'de iş ararken oluşturduğunuz özgeçmişinizde; yaş, doğum yeri, medeni durum gibi alanların doldurulmamasını tercih edebilirlik, dolayısıyla, uygun işe uygun eğitimli çalışan mantığı. Biz de ve sanırım çoğu Avrupa ülkesinde ise öncelikle yaşı referans alan bir sistem... Bu konuda yanlışım varsa düzeltin.

3 aydır işsiz olup, iş arayan bir üniversite mezunu olarak bu kadar zorlanıyorsam, gersini hayal bile edemiyorum. Normal bir lise mezunu, dil bilmeyen bir genç nasıl iş bulur, ne yapar hayal edebiliyorum ama inanmak istemiyorum.

İş dönüp dolaşıp torpile dayanıyor, ama bu torpil bile artık eskisi gibi değil. Eskiden torpilin varsa işin de vardı, ama artık "işi yapbilecek seviyede eğitimli ve torpilin varsa" çalışabiliyorsun. Bu bana çok acı çektiriyor ne yazıkki.

Teyzem 16 sene boyunca özel sektörde çalışmış ve bir anda "gençleştiriyoruz"  durumuyla işinden olmuş, 40 yaşını da geçtiği için başvurduğu yerlerden cevap bile alamıyor. Bu ne acımasız bir sistem! İnsan ürküyor bu durumda, ya bana da olursa? Doğal bile olmayan bir seleksiyon yürüyor, yaşı geçene yol veriliyor.

Bu arada yaşı 40'tan fazla olup, iş arayanlar için oluşturulmuş bir platform. Türkiye'de özel sektörde ne yazıkki 40'tan yukarısına iş yok. Bunun için uğraşan bir grup var  www.40arti.org

Sina

[Zaferr]

[Sina]

Teşekkürler Zafer,

Bir de şu durum varki, her doğru olanı ABD yapıyor yanlış algılanışı. Şu anda ön planda ABD olduğu için bu genelleme yapılmakta.

Ama adamlar, ki bu adamlara Avrupa da dahil, hakkını yememek lazım. Felsefe'ye önem veriyorlar. Aslında şunu kavramamız lazım. Ne öğrenmek istersek öğrenelim temelinde felsefe ve mantık ilişkisi yatıyor.

Lise'de ve bazı üniversite derslerinde benim de arada sırada yaptığım "günü kurturma" çabalarımdan olan ezbercilik ama her anlamda ezbercilik, eğitimin ve düşüncenin önüne engel teşkil ediyor. Ezberleyine oldu diyoruz, yaptım, çözdüm diyoruz. Halbuki işin, yada dersin mantığını, felsefesini öğrenip, kavradığın vakit çoğu şeyin aslında birbiriyle bağlantılı olduğunu ve bunları bulan kişilerin de aslında çok da dahi olmadığını, yada dahi iseler de bunları ben de öğrenmemiş olmama rağmen, mantığından yola çıkarak farkedebiliyorsam, ben de dahileşiyorum olayı var. Dahi burada sadece vurguyu güçlendirmek mahiyetinde kullanılmıştır.

Biz de ise bir korku var, felsefe ve diğer sosyal bilimlere yeterli önemi göstermek, sanki dinden uzaklaşıyoruz korkusuyla eş değerde. Bu aslında Avrupa için doğru bir tespittir. Üniversiteden mezun olup, ilahi din inancı olanların sayısı çok azdır, ve bu az kesime de aydınlanmamış denilir. Halbuki aydınlanmak bu değildir. Çok kitap okuyup, herşeyden çakmak da değildir. Bu sadece bir bakış açısı kazanma sürecidir. Gerçek doğruların peşinden koşmak sürecidir. Bu ise malesef bizde, aydınlanırsak yandık, bittik diye algılanır. Çünkü şu ana kadar öğrendiğimiz ve alışkanlık haline getirdiğimiz çoğu düşünce ve yaklaşım hiç de mantıklı ve aydınlık değildir. Gerçekleri görmek aydınlanmadır. Ne yazıkki bunu biz "Orhan Pamuk olayları, liboş, aydın tayfası, aydınlar ülkeyi sattı" anlayışıyla algılıyoruz. Bu durumda bu sürecin karşısında "aydınlandı, dinden imandan çıktı" naraları da olacaktır. Bundan şüpheniz olmasın. Ama bazen gerçekler o kadar belirsiz ve net değildir, bu durumda bir kere olsun Dinlerin Tarihini ve bugüne gelişini okumamış bir sözde "aydınlanmış" iyi eğitimliye de ne yazıkki, oku ve felsefesini de anla, sonra inkar et diyebiliyorum. Bu durum direk ikar etmeye giriyorki, din asla bir hurafe yada uydurma değildir. Okuyup da inanmıyorsa eyvallah, bu onun fikri ve zikridir. Tabii sistem laiktir, bir serbestlik söz konusudur, bu durum bile aydınlanmanın sadece inkar olmadığını, gerçeklere biraz da şüpheci yaklaşmak gereği olduğunu belirtmenin faydası vardır.

Fazla gevezelik ettim, şimdilik bu kadar...

Keyifli yazışmalar,