Ana Sayfa 1 milyon Türkiye fotoğrafı
sayfa 1

Sizce YÖK haklımı ?
Haklı 29.2%  29.2%  [28]
Haksız 64.6%  64.6%  [62]
Bilmiyorum 6.2%  6.2%  [6]
Toplam Oy : 96

Taha
17 yıl önce - Prş 20 Ekm 2005, 07:22
Rektör Yücel Aşkın hakkında tartışmalar


Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın’ın, 25 milyon dolarlık tıbbi cihaz alım ihalesine fesat karıştırtığı gerekçesiyle tutuklanması YÖK’ü yargıya karşı harekete geçirdi. İlk günden beri Aşkın’a destek açıklamalarında bulunan YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, dün Rektörler Komitesi’ni olağanüstü toplayıp, yargıya ateş püskürdü. Komite üyeleriyle düzenlediği basın toplantısında Van Cumhuriyet Başsavcılığı’na yüklenen ve tutuklamayı bir komplo olarak değerlendiren YÖK Başkanı, konuyu ‘Atatürkçülük ve Cumhuriyet’in savunulması’ noktasına getirdi. “Aşkın’a sahip çıkmak Cumhuriyet’e sahip çıkmakla eş anlamlı.” diyen Teziç, yargıya tepkilerini ise ilginç bir eylemle dile getireceklerini aktardı: Komite olarak Yücel Aşkın’a destek amacıyla 23 Ekim Pazar günü Van’a gideceğiz. Savcılığın dosyayı YÖK’e göndermesi gerektiğini savunan Teziç, ihalelerde usulsüzlüğü rektörün değil bürokratların yaptığını ileri sürdü. Teziç’in okuduğu bildiride, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’e ise gönderme yapıldı. Çelik’in kardeşi, Tıp Fakültesi Sekreteri Ramazan Çelik’in ismi ‘R. Çelik’ olarak yazıldı ve ‘Çelik’ kısmı koyulaştırıldı. Rektörü tutuklayan hakimin ismen belirtildiği bildiride, “Hakim Sinan Sivri’nin rektöre kelepçe takılmasını istemesi üniversite camiasını dehşete düşürmüştür.” denildi.

YÖK Başkanı Erdoğan Teziç'in davetiyle YÖK'te bir araya gelen rektörler çay ve yemek molasıyla birlikte 4 saat süren toplantıda Yücel Aşkın’ın durumunu görüştü. Teziç, toplantı öncesi açıklamasında bir rektör hakkında soruşturmanın sadece YÖK tarafından yapılabileceğini savundu. 3 kez Van Cumhuriyet Savcılığı'na Aşkın’la ilgili dosyayı kendilerine göndermesi için yazılı başvuruda bulunduklarını bildiren Teziç, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ile Adalet Bakanlığı'na da bir yazı ile şikayette bulunduklarını söyledi. Teziç, ‘soruşturmanın selameti açısından rektörün görevden alınmasının söz konusu olmadığını da vurguladı. “Gerek aramada, gerekse tutuklamada rektörün sizden bir talebi oldu mu?'' şeklindeki bir soruya ise Teziç, “Hep rektörün yanında olduklarını, kendisine bu konuda yardımcı olması için eski Barolar Birliği başkanı ile görüştüklerini” açıkladı. Toplantı sonrasında yayınlanan bildiride ise Rektör Aşkın'ı tutuklayan hakim Sinan Sivri'nin ismi kullanılarak, “hakimin rektöre kelepçe takılmasını istediği' iddia edildi ve bunun ‘üniversite camiasını dehşete düşürdüğü' belirtildi. Teziç’in okuduğu bildiride olayın ‘bir komplo' olduğu savunulurken, “Rektör Yücel Aşkın'ın çete kurarak suiistimal yaptığı için mi, yoksa medreseleştirilmek istenen üniversitenin Cumhuriyet'in laik, çağdaş yapısını korumak için mi bedel ödemek zorunda kaldığını kamuoyunun takdirine sunuyoruz. Rektör Yücel Aşkın'a sahip çıkmada kararlıyız. Aşkın'a sahip çıkmak, Cumhuriyet'e sahip çıkmakla eş anlamlıdır.” ifadelerine yer verildi.

Bildiride Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'e ‘ima yollu' gönderme yapılırken, Bakan’ın kardeşi Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Sekreteri Ramazan Çelik'in ismi ‘R. Çelik' olarak ve ‘Çelik' ifadesi koyu olarak yazıldı. Bildiride, “Olayda adı geçen bir başka eleman da, YYÜ Tıp Fakültesi Sekreteri R. Çelik'tir. Adı geçenin hakkında, cihaz alımı projesindeki ihmali nedeniyle soruşturma açılmış, soruşturma sırasında emeklilik dilekçesi vermiş, daha sonra her nedense dilekçesini geri almıştır.” denildi.

Çiçek: YÖK gerçeğin değil gösterinin peşinde

YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, komite toplantısının ardından bazı rektörlerle birlikte Adalet Bakanı Cemil Çiçek’i ziyaret etti. Ancak beklediği desteği bulamadı. Bakan Çiçek, görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, “50’ye yakın insanın adeta bir gösteri, protesto tavrı içinde gelmiş olması, işin, gerçeği aramaktan ziyade, gösteri boyutunu öne çıkarmıştır.” dedi. Konunun ideolojik ve siyasi zemine çekilmek istendiğini vurgulayan Çiçek, YÖK Başkanı’nın ‘Aşkın’a sahip çıkmak Cumhuriyet’e sahip çıkmaktır.’ sözlerine de üstü kapalı gönderme yaptı: “Soruşturma yapılan yer Cumhuriyet’in bir üniversitesidir. Soruşturmayı yapan da Cumhuriyet’in savcısı, hakimidir.”

Hukukçulara göre Teziç’in yaptığı suç

Van 4. Ağır Ceza Mahkemesi, tutuklama kararına yapılan itirazı reddederken, hukuk ve eğitim çevrelerinden YÖK’e tepki geldi. Teziç’in yargıyı tehdit ettiğini belirten Hukukçular Derneği Başkanı Hüsnü Tuna, “Savcıların doğrudan soruşturma başlatmaları gerekir.” dedi. Eğitimciler Birliği Sendikası Başkanı Ahmet Gündoğdu ise, yargıya güvenmemeyi Cumhuriyet’e saygısızlık olarak değerlendirdi.

zaman

Son gunlerde haberlerde'de izlediginiz gibi YÖK ve yargi arasinda soguk ruzgarlar esiyor. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın’ın, 25 milyon dolarlık tıbbi cihaz alım ihalesine fesat karıştırtığı gerekçesiyle tutuklanması YÖK’ü yargıya karşı harekete geçirdi.  İlk günden beri Aşkın’a destek açıklamalarında bulunan YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, dün Rektörler Komitesi’ni olağanüstü toplayıp, yargıya ateş püskürmesi sizce dogrumu. Veya butun bunlar devlet tarafindan YÖK'e karsi uygulanmis bir komplomu. Iste son gunlerde Turkiye bu olaylari tartisiyor peki siz wowturkey uyeleri bu konuda ne dusunuyorsunuz.


En son Taha tarafından Prş 20 Ekm 2005, 07:41 tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi


fatih kocaoglu
17 yıl önce - Prş 20 Ekm 2005, 18:02

YÖK ve Sivil 28 Şubat Kafalarının Bugün Yine LAİKLİ'ĞE sığınarak adeta hırsızlık şaibesi ve kanıtları ile, despot,diktatör muhteremleri koruyarak, EĞİTİM,ÖZGÜRLÜK,CUMHURİYET ELDEN GİDİYOR kalkanını kullanarak DEREBEYLİKLERİNİ elde tutmanın mücadelesini ,Despot'ların ARKA BAHÇE'si olarak kirli bir mücadele ile temizlemektedir yargıya siyaset ve kirli elleri bulaşmıştır biz bu filmi daha önceleri çok gördük ne Garip.

En son fatih kocaoglu tarafından Cum 21 Ekm 2005, 20:33 tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi


Mustafa Taşlı

17 yıl önce - Prş 20 Ekm 2005, 22:09

Ağzınıza sağlık Fatih bey.Söyledikleriniz yıllardır ülkemizde şehir şehir sahnelenen bir tiyatroyu çok güzel özetlemiş.
Aslında YÖK'ün yaptıklarını anlatmaya kalksak bu sayfalar yetmez.Ne insanların sırf inançları ya da dünya görüşleri yüzünden işinden aşından eden bu yobaz kafalar üstlerine gidince de hemen aşına olduğumuz metotlarla savunmaya başladılar yine kendilerini.
lanet olsun onlar gibi insanlara.Her fırsatta arkalarına sığındıkları Atatürk hayatta olsaydı onlar gibi hırsızları,üçkağıtçıları acaba ne yapardı.
Atatürkçülük henüz onlar gibi insanlara düşmedi.Bunu onlar biliyor ama sırf iktidar partisine olan kişisel fikri nefreti yüzünden sokaktaki halk bu hükümetin karşısında kim olsa haklıdır mantığını aşamadı.


Emre_Uzan
17 yıl önce - Prş 20 Ekm 2005, 22:29

Fatih, eğer mesajının başındaki sıfat Van rektörü içinse başın belaya girebilir dostum haberin olsun! Bugün daha Cem Uzan'a bile "hırsız" demek suç. Yargı kararı ile kesinleşmeden kimseye böyle sıfatlar yükleme bence. Ayrıca "Arka bahçe" dediğin yer AKEPE hükümtenin arka bahçesi yapılmaya çalışılıyor. Bugün Van 100. Yıl Üniversitesi Rektörü için verilen gözaltı kararının nedeni rekötürün zamanında işini değiştirdi bir muhterem hanımefendi. Bilirkişilik yapıyor mahkemede. Bu ne kuyruk acısıdır anlaşılmaz ki  

Emre_Uzan
17 yıl önce - Prş 20 Ekm 2005, 23:29

Arkadaşlar AKEPE'nin fevkalade göz yumduğu 19 Mayıs Üniversitesi:

http://postitler.reklam_link.com/2005/09/biz-bir-aileyiz.html

Offf ben yoruldum, bu listeyi sonuna kadar okuyan varsa ona Kız Kulesinde rakı+balık benden! Alın işte arkadaşlar böyle mi olmasını istiyorsunuz diğer üniversitelerin? 100. Yıl Üniv. Rektörü buna göz yummadı diye ne hallerde. Ahh kadrolaşma aşkı sen yeni yüzyılın tanrısı oldun!

Ve hatta: http://www.memurlar.net/haber/16943/#

Belgeler aşkına, artık biraz objektif olun!  



Erdal
17 yıl önce - Prş 20 Ekm 2005, 23:38

Yök degilde sanki Hükümet; Cumhuriyete sıkı sıkı bağlı kurumlara savaş aştı gibi..sevgili  sağlık bakani bu üniversiteyi uzun zamandir istiyordu.

Mustafa Taşlı

17 yıl önce - Cum 21 Ekm 2005, 00:38

Arkadaşlar siz AKP nin kadrolaşmasından dem vuruyorsunuz ama üniversitelerdeki kadrolaşmayla hükümetin ilgisi yok.Ayrıca Van'daki olayı çarptırarak siyasi boyuta taşıyan da yine YÖK.Hükümet birilerinin dümenini bozmaya kalkarsa savunma şekli belli.Hükümeti sevmesek bile yaptığı herşeyi kayıtsız şartsız yanlış ilan etmek doğru değil.Kaldı ki burada sanık konumunda olan malum rektör.Yani konuşulması gereken o.
Bu hükümet ve ona gönül verenler ülkeyi terketsinler biz de demokrasimizle övünelim öyle mi?


Erdal
17 yıl önce - Cum 21 Ekm 2005, 01:10

AKP nin silahşörü bile olayin farkinda.

Van'da bir garip tutuklama

Van 100. Yıl Üniversitesi rektörü Yücel Aşkın'la ilgili "sis perdesi" bir türlü dağılmıyor.
Ortada çok garip bir durum var. Yolsuzluk iddialarına konu olan ihale Yücel Aşkın'ın rektör olmasından önce yapılmış.
Tam aksine, söz konusu ihale ile ilgili soruşturmayı açtıran Rektör Aşkın.
Ancak yolsuzluk iddiasıyla karşılaşan ve tutuklanan da yine Yücel Aşkın.
Bütün bunlar eşyanın tabiatına aykırı.
Bakalım altından ne çıkacak merakla bekliyoruz..


http://www.sabah.com.tr/yaz1437-40-117.html


aladdinxxx
17 yıl önce - Cum 21 Ekm 2005, 04:05

YOK un telasi, rektor degil siranin kendilerine gelecegindendir. Cunku gizli dokunulmazliklarina guvenerek rahatca soymuslardi universiteleri.CHP nin arka bahcesi nede olsa.

Emre_Uzan
17 yıl önce - Cum 21 Ekm 2005, 12:27

Melih Aşık bugün güzel dokundurmuş:

Alıntı:
Rektörler bildirisinin dikkat çeken bölümlerinden birisi şu cümleydi:
"Prof. Yücel Aşkın, medreseleştirilmek istenen üniversitenin laik ve çağdaş yapısını korumak için bedel ödemek zorunda kalmıştır."
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, bu tür vurgulara karşı bakınız Saygı Öztürk arkadaşımıza ne diyor:
- Rektörün yargılanmasının Atatürkçülük, laiklik, gericilere karşı mücadele gibi duruma getirilmesi iddia sahiplerini gülünç duruma düşürüyor...
Kimin haklı olduğunu tartışmayalım... Ancak soralım: Bakan Çelik neden bu olayın başından beri Rektör'e uygulanan hukuk dışılıklardan bir tanesine olsun karşı çıkmadı...
Örneğin Rektör Aşkın'ın 3 ay önce lojmanı arandı. Evindeki kayıtlı tarihi eserler kolilere doldurulup emniyete taşındı. Rektör hakkında tarihi eser kaçakçısı söylentisi çıkarıldı. Savcı basın toplantısı yaparak onu kamuoyu önünde suçladı. Ancak Aşkın, hakkında açılan 7 davanın 6'sından beraat etti. Tarihi eser kaçakçısı suçlaması bir ağır iftira olarak tarihe geçti. Neden bu haksız ve hukuksuz aşamalarda hükümet, Rektör'e sahip çıkan bir küçük uyarıda dahi bulunmadı?
Eğer o incelik gösterilse bugünkü hukuk süreci bir siyasi intikam olarak nitelenir miydi?




sayfa 1
ANA SAYFA -> HABERLER ve SOHBET