Böyle bir başlık açıp açmamakta kararsız kaldım. Çünkü Sultanahmet Camisi'ni içeren başlıkta aslında At Meydanı'nın büyük bir kısmını gösteren fotoğraflar var. Ancak burada antik Hipodrom ve onu süsleyen anıtlar söz konusu olacağı için belki de bu kısmı ayrı tutmak daha faydalı olacak.
Elimdeki fotoğraflar biraz kötü - İstanbul'a da yolum kısa zamanda pek düşecek gibi görünmüyor. Çeşitli başlıklar arasına dağılmış daha düzgünlerini sitede gördüm. Bunları yükleyen arkadaşlar buraya da ekleyebilirlerse çok sevinirim.
Wolfang Müller-Wiener'in "İstanbul'un Tarihsel Topografyası" kitabından biraz özetleyerek - bazen de ekleyerek buraya bilgilerini aktarıyorum.
1. Evre:
M.S. 195/6 yılındaki savaşta yıkılan Byzantion'un tekrar inşaatı sırasında İmp. Septimius Severus (M.S. 193-211), Byzantion'un surlarının dışına Hippodromos yapısının inşaatını başlatır. Yarıda kalan bu inşaat sırasında dikilen kısım Dioskur heykelleri ile süslüydü.
2. Evre:
324-337 yılları arasında yapı, İmp. Constantinus tarafından Roma'daki "Circus Maximus" örnek alınarak genişletilir ve inşaat tamamlanır. 440 m. uzunlukta, 117-125 m. genişliktedir. 30 bin kişi kapasitelidir. Bu evreden güneybatıdaki vadinin eğimini dengeleyen Spendone kısmı günümüze ulaşmıştır.
Yapı, bundan böyle halkın en önemli toplantı yeri olarak şehrin eylence hayatının yanısıra politik gelişiminde de rol oynayacaktır.
3. Evre:
Daha önce buraya yerleştirilmesi tasarlanan ama gerçekleştirilemeyen Dikilitaş'ın (obelisk) spinaya (yarış pistini ortadan ayıran duvar) konması I. Theodosius (M.S. 379-395) tarafından tamamlanır. Mısır'daki Karnak Tapınağı'ndan getirilen bu dikilitaş aslında oraya firavun III. Thutmosis tarafından M.Ö. 1506 yılında tanrı Ra için dikilmişti. 32 günde taşınararak buraya getirilen dikilitaş, iki basamaklı bir kaide üzerinde yer alan kabartmalı bir mermer blok üzerinde 4 bakır takoz kullanılarak dikilmiştir ve 19.6 m. yüksekliktedir.
Kabartmalarda I. Theodosius, ailesi ve saray erkanı Hippodromdaki imparator locasından halkı selamlarken tasvir edilmiştir. Alt blokta ise Grekçe ve Latince taşın ithaf yazıtı ve taşın getirilişini gösteren bir sahne ile Hippodrum oyunlarının ve seyircilerinin tasvirleri vardır. Sonradan kuzeydoğu cepheye şimdi kayıp olan bronz bir çeşme yalağı konmuştur.
Spina üzerindeki "Örme Sütun" ise kısa süre sonra, 4.yy. sonunda dikilmiştir.
4. Evre:
6. yy. da spina üzerine bugün kayıp olan ama gravürlerde görülebilen porphyr anıtlar dikilir.
532 yılındaki Nika isyanı buradan başlayarak toplu bir katliama dönüşür.
5.Evre:
6-9. yy.lar arasında depremlerle hasar gören yapı defalarca onarılır. 869 depreminde dikilitaşın tepesinde duran bronz kozalak düşerek kırılır. 9. yy. da Delphoi (Yunanistan) Apollon Tapınağı'ndan getirilen "Yılanlı Sütun" spinaya eklenir. Yılanlı Sütun M.Ö. 479 yılında Persleri yenen 31 şehir devleti tarafından ele geçirilen Pers silahları eritilerek yapılmıştı. Birbirine dolanan 3 yılanın kafası üzerinde altın bir kazan (Apollon'un simgelerinden biri) bulunmaktaydı. Şimdi kayıp olan yılan kafalarından birisi daha sonra bulunmuştur ve Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir. Altıın kazan bir isyan sırasında kaybolmuştur.
6. Evre:
913-959 yılları arasında Örme Sütun, altın yaldızlı ve kabartmalı bronz plakalarla kaplanır. Slçuklu Sultanı Mesut'un İstanbul'u ziyareti (12. yy.) sırasında bir Türk (bazı kaynaklarda Arap) Hipodrumu kanatlarıyla uçarak geçmek ister. Düşer ve ölür!
7. Evre:
1204 yılında İstanbul'un Haçlılar tarafından alınması ile Hipodrum'un anıtları yağmalanır. Khios (Sakız) Adasından getirilmiş 4 atlı araba heykelinin atları (M.S. 2. yy.?) Enrico Dandolo'nun emriyle Vebedik'e taşınır ve San Marco katetralinin süslenmesinde kullanılır.
Hiodrumu süsleyen bronz heykeller: Herakles, Romulus ve Romus'u emziren kurt, sphenks ve diğerleri eritilerek paraya dönüştürülür.
8. Evre:
Hipodrumun yapı taşları yeni inşaatlarda kullanılır. Örneğin porphry bir kaide Tpkapı Sarayına gider. 24 sütun buradan alınarak Süleymaniye'de kullanılır. Yapının etrafına Damat İbrahim Paşa Sarayı, Sultanahmet Camii gibi yeni yapılar donatırken, bunların temel kazılarından çıkan toprakla artık içi dolmuş olan hipodrum At Meydanı adıyla gösteri, bayramlar ve törenler için kullanılmaya devam eder. Bazen meydandaki çınarlara suçlular asılır!!!
1700 yılında Yılanlı Sütun'un kafaları düşer. Sütunun oyuk kalan kısmı batıl bir inançla içine küçük taşlar atılarak dilek tutulması için kullanılır.
9. Evre:
19. ve 20. yy. başlarında meydanda bazı kazılar yapılır. Arenanın orjinal zemininin şimdiki seviyeden 5 m. aşağıda olduğu anlaşılır.
En son TolgaTek tarafından Sal 23 Ksm 2004, 13:27 tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Dikilitaş'ın (Obelisk) Kaidesindeki Kabartmalar:
(Yukarıda bu bilgi vardı ama gözünüz yorulmasın!!!)
Kabartmalarda I. Theodosius, ailesi ve saray erkanı Hippodromdaki imparator locasından halkı selamlarken tasvir edilmiştir. Alt blokta ise Grekçe ve Latince taşın ithaf yazıtı ve taşın getirilişini gösteren bir sahne ile Hippodrum oyunlarının ve seyircilerinin tasvirleri vardır. Sonradan kuzeydoğu cepheye şimdi kayıp olan bronz bir çeşme yalağı konmuştur.
Yılanlı Sütun:
(bu bilgi de yukarıda vardı, ama tekrarlayalım):
9. yy. da Delphoi (Yunanistan) Apollon Tapınağı'ndan getirilen "Yılanlı Sütun" spinaya eklenir. Yılanlı Sütun M.Ö. 479 yılında Persleri yenen 31 şehir devleti tarafından ele geçirilen Pers silahları eritilerek yapılmıştı. Birbirine dolanan 3 yılanın kafası üzerinde altın bir kazan (Apollon'un simgelerinden biri) bulunmaktaydı. Şimdi kayıp olan yılan kafalarından birisi daha sonra bulunmuştur ve Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir. Altıın kazan bir isyan sırasında kaybolmuştur.
Sütuna dikkat ederseniz (galiba benim fotoğrafımda görünmüyor) üzerinde Grekçe ithaf yazıtı bulunmaktadır. Ayrıca rahatlıkla bu eserin İstanbul'un ikinci en eski ayakta duran anıtı olduğunu söyleyebiliriz. 2600 yaşına basmasına az kaldı...